HAKSÖZ-HABER
Hasan Öztürk köşesinde İstanbul’da alınan sonucun sürpriz olmadığını, teşkilat yapısında ortaya çıkan arızaların bu durumu doğurduğunu belirtmiş. Yazısında haklı ve önemli tespitlerde bulunduğuna kuşku yok ama sorunu sadece AK Parti teşkilatına münhasır kılması doğru değil. Bahsettiği kibirli ve tahammülsüz tutumun örnekleri maalesef sadece iktidar partisinin kadrolarıyla sınırlı olmayıp, akademisyeninden gazetecisine iktidara yakın bir pozisyonda duran ya da iktidar avantajlarını kullanan tüm çevrelerin adeta ortak halini yansıtmakta.
Yeni Şafak yazarının “Erdoğan’ın onca uyarısına rağmen…” başlıklı yazısının son bölümünü alıntılıyoruz:
“… 21 Mayıs 2017’de Ak Parti 3’ncü Olağanüstü Kongresi ile tekrar partisine dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan o gün çok önemli uyarılarda bulunmuştu.
O uyarılardan biri, yorulan, yıpranan teşkilatlarda yapılacak yenileştirmelerle ilgiliydi.
Diğer bir uyarı ise “Kibirlenmeyin” uyarısıydı.
23 Mayıs 2017’de bu köşede şunları yazmıştık:
“Ak Parti’de öyle bir zümre oluştu ki “kibir abidesi” hepsi. Yürürken… Trafikte araç kullanırken… Konuşurken… Astıyla iletişim kurarken… Sıradan vatandaş ile ilişki geliştirirken… Öyle bir kibirle yaklaşmalara şahit oluyoruz ki…
Bunların “Muhafazakar” insanlar olduğuna inanamıyor insan. Bunların dindar olduğuna inanamıyor insan. Bunların yerli olduğuna inanamıyor insan.
(…) Ukalalar, cüretkarlar… Olabildiğine de cahiller!”