Konuşmak iyidir, güzeldir. Susarken saman altından su yürütenlerden korkmak gerek..
Hanımefendi, zekanıza hayranım.. Konuşmaya devam edin lütfen!..
Eşinizi dışarıda da yalnız bırakmayın, öteki arkadaşları gibi.
Zaten hep birliktesiniz.. Birlikte olmaya devam edin.. Birlikte yürüyün Ergenekonun dar sokaklarında..
Sahi, Tamer Akbaş Paşayı da alırsınız yanınıza.. Darbe yapamadınız, romanını yazarsınız.. Hep beraber olduğunuza göre, o unutursa siz hatırlatırsınız..
Her şeyi Şener Paşa planlayıp, Taner Paşa operasyonu ordu üzerinden yaptığına göre, Taner Paşamıza sormak isterim, şu 312 General davasını, Hurşit Tolon davasını ve şu benim Güven Erkaya davasını nasıl yönlendirdiniz?.. Bize bir ipucu verebilir misiniz? Yargıya baskı filan oldu mu, telefon görüşmesi filan.. Hani andıçlar, sunumlar filan bir sürü bilgi, belge var iddianamede, sizin bildiğiniz bir şey var mı?
Sizin tanıklığınızla o da yakında Savcı Öz’e ifade vermek için çağrılır herhalde. Koskoca bir orgeneralin eşi yalan söyleyecek değil herhalde..
Başkaları da, başka olaylar da vardır duyup bildiğiniz, lütfen konuşun.. Anlatın.. Siz anlatınız ki, biz ülkemize dair derin gerçekleri öğrenelim..
Siz tarihin yaşayan tanıklarından birisiniz..
Ha bu arada Savcı Öz’e de üstü açık bir tehdit var: “O Şemdinli davasındaki savcı da yurtdışına kaçmış. Bunların sonu kötü.. Bunu şimdi alacaklar ben biliyorum. Bunun suçları çok.” Herhalde Şener Paşa, bir gün silahı beline takıp yönetime el koyup kendilerini bu duruma düşürenlerden hesap soracağını filan söylüyor ki, hanımefendi böyle bir beklenti içinde..
Büyükanıt’a da kızgın: “Genelkurmay da biliyor bunu, Genelkurmay'ın istihbaratı var. Jandarma'nın istihbaratı var, her şeyi var. İlk mitingde de hatta Genelkurmay Başkanı ‘sivillerinizi giyin gidin katılın’ demiş. Emir vermiş Cumhuriyet mitingine. İkinci mitingde yasakladı. Dolmabahçe'den sonra bitti olay. İkinci mitingde yasaklandı. Bu kadar susar mı insan?” diyor..
Mukaddes Hanımın 2. CD’si çıktı çıkmasına da bu daha başlangıç. Öyle anlaşılıyor ki, arkası gelecek.. Çünki montajlanmış, spotlar bunlar. Yani Fragman gibi bir şey.. Yok derlerse arkası gelecek. Bunlar mostralık..
Sadece telefonda değil, özel sohbetinde de dinlemeye takılmış anlaşılan.
Sakın dert yandığı kişiler kayda almış olmasınlar!.
Mübarek Eruygurların evi BÇG evi değil BBG evi gibi.. Artık rahat bir şekilde kimseyle de konuşamazlar. Dert yanamazlar!. Hani zaten bugüne kadar dinlenebileceği kadar dinlenmiş olsa gerek. Bundan sonrası o kadar da önemli değil..
Ergenekonda her şey birbirine karıştı aslında.. Hani aceba Mukaddes Eruygur Şener Paşayı izlemek için mi onun yanında duruyor?. Biliyorum abuk bir soru ama, insanın aklına bin türlü şey geliyor tabii bu durumda. Bir okur mail atmış, “Demirel solcu mu” diye. Diyor ki, “Yaşım 50, bildiğim kadarıyla Demirel 1965-1990 yılları arasında 13 sene başbakanlık yaptı ve o dönemlerde KİT'ler devletteydi ve nerdeyse tamamına yakın DİSK sendikasının yani solcuların elinde idi, millet sağcı bir partiye ve sağcı olduğu düşünülen bir lidere oy veriyor ama işe alınanlar solcu. Yıl 1993-1999 arası ve Demirel cumhurbaşkanı, yüksek mahkemelere atanan isimler CHP'li ve son Cindoruk’un oy kullandığı sandıktan DP'ye tek oy çıkmıyor. Şimdi acaba diyorum bu Süleyman Demirel, İsmet İnönü’nün adamı mıydı? Sahi, İlhan Kesici’nin CHP’de işi ne? Aslen CHP'li mi idi? Sağ kitlenin tepesindeki Lawrens mi idi? Hayır acaba demiyorum, Eminim.”
Bu arada Mazlum-Der, “Darbeciler yargılanmalı!” diye bir çağrıda bulundu.. MAZLUM-DER Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Darbe suçunun mahkûm edilmesi ve darbecilerin yargılanması gerektiğini", "Ergenekon" soruşturmasının Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesindeki "Anayasal düzeni ortadan kaldırmak" suçu üzerinden sürdürülmesi, 1980 askeri müdahalesine yönelik yargı sürecinin de Anayasadaki geçici 15. maddenin kaldırılması beklenmeden bu madde kapsamında başlatılması gerektiğini söyledi..
Evet "Darbe suçu mahkûm edilmeli, darbeciler yargılanmalıdır". Anayasa değişikliği sırasında geçici madde de ortadan kaldırılıp 12 Eylül Paşaları da yargı önüne çıkarılmalıdır..
Ha! Sahi bu arada Mukaddes Hanımın, o kadar tank mermisini kim niye almış, aceba bir bildiği, duymuşluğu var mıdır? “Sincan’da post modern darbede tanklar şehrin içinden geçti de, yoksa bu darbe tanklarla yapılacaktı da, her Kur’an kursuna, irtica derneğine bir tank mermisi filan diye mi hesap yaptılar..” diye düşünürken; yeniden dinledim konuşmayı. Meğer sözü edilen tank mermisi değil tanksavar mermisi imiş. 122.000 adet. Dünyada bu kadar tank yokmuş. İyi mi? Peki biz bu tanksavarları ne yapacağız şimdi? Miadı da dolmuş.. Sahi o kadar tanksavar roketi niçin alındı aceba? Darbe yapmak için de gerekli değil. Paralar da boşa gitti.. Ya da paralar silah üreticisi ve onun komisyoncularının cebine gitti. Sahi kim onlar? Bakalım hükümet, Sayıştay, TBMM, ilgili bakanlık bu iddiaları soruşturacak mı? Önce iddialar doğru mu? Bu ses kaydının sahibi Hava Tümgeneral Erol Özgil ne diyor bu konuda..
Mukaddes Hanım susma ne olur konuş!
Sen konuştukça karanlıklar aydınlanıyor..
Selâm ve dua ile..
VAKİT