"Terör"ün Eşbaşkanı

Nedense terör bombasının hemen ardından gündemin sırasında hep Demirtaş'ı görüyoruz; önce bombalı terör, ardından da Demirtaş sahneye çakıyor. Demirtaş, özel bir işlev görüyor burada; terör bombasını siyasi ve toplumsal alana taşıyor.

Terörün eşbaşkanı

Kurtuluş Tayiz / Akşam

Türkiye, önceki gün tarihinin en büyük terör saldırısını yaşadı. 100'e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Ülke olarak üzerinde fazlasıyla düşünülmesi gereken bir tehditle karşı karşıyayız.

 

Fakat kurbanların cenazeleri daha soğumamışken Selahattin Demirtaş ve HDP'den sağduyudan yoksun ve provokatif açıklamalar gelmeye başladı. HDP'liler, katliamın arkasında Cumhurbaşkanı ve hükümetin olduğunu iddia etti. Katledilen bu kadar vatandaşın anısına yapılacak en büyük saygısızlık herhalde gerçek faillerin gözlerden saklanması olabilir.

Ciddi bir siyasetçinin, açıklama yapmadan önce, böyle korkunç bir katliam üzerinde en azından biraz düşünmesi gerekir. AK Parti ve Erdoğan'ı bombalı saldırının faili olarak işaret etmek, asıl failleri gizlemekten başka bir işe yaramaz. Peki, bunu bilmesine rağmen Demirtaş, düşünme ihtiyacı bile duymadan neden "Katil AKP ve Erdoğan" diyor? Bu aceleciliğin bir sebebi olmalı; bence bu, terörü siyasi olarak tamamlama kaygısından ileri geliyor. Terörün kendi başına bir varlığı yok; siyasi olarak tamamlanmadığı müddetçe hiçbir bomba amacına ulaşamaz. Demirtaş da, sıcağı sıcağına yaptığı açıklamalarla, Ankara Garı önünde patlayan bombayı, siyasi ve toplumsal alana taşıyarak terörü siyasi olarak tamamlamaya ve amacına ulaşmasına çalışıyor. Aynı Demirtaş, Suruç'taki katliamın ardından da yine benzer bir tutum içine girmişti; Suruç katliamının faili olarak "Saray Gladyosu"nu işaret eden Demirtaş, PKK'nın terör saldırılarını başlatmasına da önayak olmuştu.

 

Ankara katliamının arkasında küresel bir gücün olduğu muhakkak. Bu güç, hem PKK'yı, hem IŞİD'i yönlendirebiliyor; fakat asıl önemli olan, Türk siyasetini de içeriden yönlendirebilme kabiliyeti. HDP ve Demirtaş, böyle okunmalı. Bu parti, bombaların açtığı kanlı yolda ilerliyor. Nedense terör bombasının hemen ardından gündemin sırasında hep Demirtaş'ı görüyoruz; önce bombalı terör, ardından da Demirtaş sahneye çakıyor. Demirtaş, özel bir işlev görüyor burada; terör bombasını siyasi ve toplumsal alana taşıyor. Provokatif açıklamalarıyla toplumsal alanı provoke ediyor, ülkeyi iç savaşa sürüklüyor.

 

Katilleri, failleri işaret edecek kurum ve kişiler arasına en son girecek kişi Demirtaş'tır; kendisi bir terör örgütünün uzantısı konumundadır. Demirtaş, uluslararası terör ağının bir parçası olan, PKK yöneticilerinin onayı ve kararıyla HDP'nin eşbaşkanı olarak görevlendirilmiştir. Kimin katil, kimin masum olduğunu terörün tam göbeğinde yer alan bir adam tayin edemez. Terörün siyasi temsilciliğini yapanlar topluma ahlak ve vicdan dersi vermeye kalkmasın. Çünkü onlar hesap soranlar değil, hesap sorulanlar arasında yer alıyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!