HAKSÖZ-HABER
Aylık edebiyat, sanat ve fikriyat dergisi Temmuz’un Ocak 2020 tarihli 39. sayısı raflardaki yerini aldı.
Temmuz, şiirden, öyküye, çizgiden, denemeye ve incelemeye kadar doyurucu bir içerikle okurlarını selamladı.
Dergi bu ayki kapağındaki mesajında "Sîret Sûreti Yenecek" diyor.
Dergi tanıtımından:
Aylık edebiyat, sanat ve fikriyat dergisi Temmuz’un 39. sayısı çıktı. Edebiyat, sanat ve fikriyat alanlarında birçok türden eseri barındıran Temmuz, bu yılın ilk sayısında ön kapakta bir şeyleri değiştirmeye çalışanlarla onları şaşkınlıkla izleyenleri resmeden bir görsele yer vermiş. Ön kapakta ayrıca “Sîret sûreti yenecek!” sözleri yer almakta. Arka kapağa ise Sezai Karakoç’un Çocukluğumuz şiirinden bazı mısralar taşınmış: Şimdi hiçbirinden eser yok / Gitti o geceler o cenk kitapları / Dağıldı kalelerin önündeki askerler / Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi. Bu sayının “Kalemini Kolonyaya Batıran Züppe Olma Sakın” başlıklı giriş yazısında; neden yazmamız gerektiğinin ve zamanın-tarihin bize yüklediği sorumlulukların önemine vurgu yapılmış.
Temmuz her zamanki gibi Üstad Hasan Aycın’ın güzel bir çizgisi ile sayfalarını aralıyor. Bu yılın ilk sayısında birçok güzel şiir de yer alıyor. Bu sayıya şiirleriyle katkı sunan şairler: Tunay Özer, Nurettin Durman, Sıdıka Zeynep Bozkuş, Tuncay Yerlikaya, Salih Erayabakan, Doğancan Kanbur, Necati Atilla Soykan, Erol Yılmaz.
Temmuz’un 39. sayısında öykü türünde de farklı hikâyeleri okuyucuyla buluşturan metinler yer alıyor. Bu sayıda öyküleriyle dergimizde yer alan isimler: Deniz Burak, Zehra Çelik, Öznur Sondül, Hikmet Demir, Hakan Kaya, İlker Doğan, Özay Erdem, Muhsin Küllüoğlu.
Temmuz’un Ocak sayısında Peren Birsaygılı Mut, Cumhuriyet aydınlarının Mehmed Akif’e yaptığı haksızlıkları “Tan Gazetesi’nin Anketi ve Mehmed Akif” isimli çalışmasında değerlendiriyor. Kenan Alpay da Akif’in net ve duru olan İslamcı kimliği bağlamında onun milliyetçilerle arasındaki ayrımı vurguluyor “Mehmet Akif, Milliyetçi Bir İdeolojinin Aparatı Olur mu?” başlıklı yazısında. Murat Koç ise bu sayıda, Türk Edebiyatı’nın “Batılılaşma Serüveni”nin arka planına ışık tutmaya çalışıyor.
Ocak sayısına Mehmet Mortaş “Acıyı Sükûtun Renginde Akıtan Adam” isimli denemesiyle katkı sunuyor. Kemal Kurak, bu sayıda yer alan “Sessiz Vapur” isimli çalışmasında, bizleri de yanına katarak bir boğaz gezintisine çıkıyor. Temmuz’un 39. sayısında Murat Güzel, “Şiir Okuma Notları” adlı emek mahsulü çalışmasını devam ettiriyor; şiirin tarifi, anlamı, bazıları için hiçbir anlama gelmeyişi ya da ibare ve ifade temasıyla şiirin neye karşılık geldiği üzerine düşünmemizi sağlıyor.
Temmuz’un 39 sayısında Ali Emre “Güneşin Doğduğu Yerden Battığı Yere Kadar Kahraman” isimli çalışmasında, Sezai Karakoç’un Çocukluğumuz şiirini her yönüyle değerlendiriyor. Bu sayıda Mustafa Bostan, “Ahmet Rasim ve Kurmaca Eserleri” başlığı altında Ahmet Rasim’in aynı anda günümüz Türkçesiyle yayımlanan 21 eseri hakkında yazıyor. Mustafa Uçurum ise Sait Faik’in eserlerindeki yalnızlık ve ıssızlık hissini “Yalnızlığa Övgü, Sait Faik Hikâyesi” adlı yazısında kapsamlı biçimde analiz ediyor.
Ocak sayısında kitap ve yazar değerlendirmelerine de yer verilmiş: Zeynep Yıldırım, “Şairin Telaşı Dünyaya Dair” başlığını attığı yazıda Şair Mustafa Uçurum’u ve onun önemli şiir kitabı “Dünya Telaşı”nı tanıtıyor bizlere. Mehmet Akif Öztürk, “Bir İç Savaştan Geriye Kalan Hayatlar” başlıklı yazısında Juan Marse’in İspanya iç savaşını anlattığı Şanghay Büyüsü isimli romanını tanımamızı sağlıyor. Sefa Balık, bir yayınevinin baskılar nedeniyle basımını iptal ettiği daha sonra Ekin Yayınları tarafından basılan ve dağıtımında da zorluklar çıkartılan Hamza Andreas Tzortzis’in “Hakikatin İzinde” isimli eserini ayrıntılı biçimde ele alan bir inceleme yazısına imza atıyor.
Temmuz’un Ocak sayısında Hilal Takmaz, son dönemin çok konuşulan filmlerinden “Dilsiz”i, “Modern Zamanlardan Geleneğe Uzanan Bir Usta-Çırak Hikâyesi” başlığı altında masaya yatırıyor.
Temmuz dergisi, 39. sayısında; öykücü Serpil Tuncer ile öyküden edebiyat dünyasına, yazma serüveninden yazarın yeni projelerine dair önemli mesajlar içeren kapsamlı bir röportajı sayfalarına taşıyor. “Bir Ülkenin Edebiyatını Eleştirmenler Belirler.” başlığını taşıyan röportajda Yusuf Alpaslan Özdemir’in sorularına Tuncer’in verdiği ayrıntılı ve samimi cevaplarla yazarın, edebiyata bakışını, düşünce dünyasını ve edebiyat dünyasıyla münasebetini tanıma imkânı buluyoruz.