Tebliğ Cemaati, Büyük içtima ve Şeyh Hasina

Tebliğ Cemaati’nin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği yıllık “büyük içtima” etkinliğini değerlendiren Taha Kılınç, Şeyh Hasina despotunun bile katıldığı bu içtimalar ve cemaatin ümmetin gündemlerinden kopukluğuna dikkatleri çekiyor.

Taha Kılınç’ın Yeni Şafak’ta yayımlanan konuyla alakalı yazısı (29 Ocak 2020) şöyle:

İçtimanın Faydası

Bangladeş’in başkenti Dakka, geçtiğimiz 10-19 Ocak tarihleri arasında, dünya Müslümanlarının hacdan sonraki en geniş katılımlı toplantısına ev sahipliği yaptı. Bangladeş içinden ve dışından 4 milyondan fazla Müslümanın iştirak ettiği toplantı, yoğunluk nedeniyle iki etap halinde icra edildi. Bu etaplardan ilki 10-12 Ocak, ikincisi de 17-19 Ocak’taydı. Dakka’nın hemen kuzeyindeki özel bir alanda, Turag Nehri’nin kıyılarında düzenlenen toplantıya, “Bishwa Ijtema” deniyor. Türkçesi: Dünya (Müslüman) Toplantısı. “İçtima” kelimesinin bizdeki askerî çağrışımlarını yok sayarak, “Dünya İçtiması” diye de tercüme edebiliriz.

Türkiye’de de mensupları bulunan Tebliğ Cemaati tarafından 1967’den bu yana düzenli olarak tertip edilen içtimada, katılımcılar dua, zikir, tefekkür ve dinî metin okumalarıyla meşgul oluyor. Belli vakitlerde cemaate mensup din adamlarının konuşmalar da yaptığı içtima, “âhir münâcaât” denilen toplu dua ile son buluyor. Bu yılki “âhir münâcaât”a Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina da bizzat katıldı. Şeyh Hasina’nın kızı ve diğer yakınlarıyla kameralara verdiği dua pozları, Tebliğ Cemaati mensuplarının bu yıl sosyal medyada en çok paylaştığı kareler arasına girdi. “Başbakan da bizden” imasıyla.

1929’dan bu yana çeşitli ülkelerde yıllık toplantılar düzenleyen Tebliğ Cemaati, Dakka’daki içtimayı 1967’de dünya çapında bir buluşmaya çevirdiğinden beri, katılım da giderek artıyor. Bangladeş’in, “Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler” sıralamasında Endonezya ve Pakistan’dan sonra üçüncü sırada bulunsa da, Tebliğ Cemaati’ne mensup insanların sayısı bakımından ilk sırada olduğu tahmin ediliyor. Bishwa Ijtema, bu açıdan bir tür “millî etkinlik” mesabesinde.

Girişte “hacdan sonraki” dedim ama, son yıllarda bazı kaynaklar, Şiîlerin Âşûrâ’dan sonraki 40 günlük yas süresinin bitişinde icra ettikleri “Erbaîn Törenleri”nin “dünyadaki en geniş Müslüman toplantısı” olduğunu vurguluyor. İran’ın meseleyi özellikle devlet eliyle organize ve teşvik etmesinin doğal bir sonucu olarak, Erbaîn’e katılımlar her sene astronomik biçimde katlanıyor. Tam sayıyı bilmek mümkün olmasa da, 40 günden fazla süren törenler boyunca en az 15 milyon insanın Kerbelâ ve çevresine akın ettiği düşünülüyor.

Bu hesaplamaya itibar edecek olursak, Müslümanların ilâhî bir emir olarak yerine getirmeleri gereken yıllık hac ibadetine katılım oranı, Bishwa Ijtema ve Erbaîn’den sonra üçüncü sıraya düşmüş oluyor. Bu durumun siyasî, ekonomik ve sosyal sebepleri ile İslâm toplumlarının birlik ve beraberliği açısından doğurduğu sonuçlar üzerinde herhalde bir gün ciddiyetle durulacaktır.

***

Hindistanlı dinî lider Muhammed İlyas Kandehlevî (1885-1944) tarafından 1920’lerde temelleri atılan Tebliğ Cemaati, kendisinden sonra yerini alan oğlu Muhammed Yûsuf Kandehlevî (1917-1965) zamanında dünya çapında bir yapılanmaya dönüştü. Bağlılarından İslâm’ı derinlemesine yaşamalarını, basitliği esas almalarını ve dini başkalarına anlatmak için seyahate çıkmalarını talep eden Tebliğ Cemaati, öncelikle kişisel ahlâkı ve disiplini geliştirmeyi öğütleyen bir öğretiye sahip.

Güncel istatistiklere göre: Bangladeş, Hindistan ve Pakistan başta olmak üzere, Tebliğ Cemaati mensupları dünyanın bütün ülkelerine dağılmış durumdalar. Toplam sayılarının 80 milyon ve üzerinde olduğu düşünülüyor. Modern iletişim teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte, cemaatin hacmi de giderek genişliyor.

Kendi ülkesinde “Siyasal İslâm”a savaş açmasıyla tanınan Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina’nın bile dua toplantılarına iştirak ettiği Tebliğ Cemaati’nin dünya çapında böylesine yaygınlık kazanmasının ve revaç bulmasının sırrı, cemaat mensuplarının siyasetten tamamen uzak durmasında gizli. Filistin meselesi, Ortadoğu’daki yabancı işgalleri, Hindistan-Pakistan çatışması, Keşmir sorunu, Avrupa ve ABD’deki Müslümanların yaşadığı çeşitli güncel problemler, İngiltere’nin Asya politikaları... Bunların hiçbiri, Tebliğ Cemaati’nin gündeminde değil. Cemaat, mensuplarını siyasî çalışmalara girmekten tamamen men ettiği için, zaman içinde tümüyle “apolitik” bir çizgi, teşkilâta hâkim olmuş durumda. Meseleye “dünya sistemi” açısından baktığımızda, her yıl “ikinci en kalabalık Müslüman toplantısı”nı düzenleyen bir cemaatin, “tehlikeli” addedilmediği söylenebilir.

***

Şu durumda, “Bishwa İçtiması’nın İslâm dünyasına sağladığı pratik fayda nedir?” diye düşünülebilir. “Toplu dua” ile, bir tür deşarj mıdır gerçekleştirilen? Müslümanlar olarak daha “haccın imkânları”ndan bile faydalanamıyorken, bu sorular lüks bile kaçabilir gerçi.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!