Tatvandan Suriye Direnişine Destek

Tatvan'da 3. yılına giren Suriye direnişine destek eylemi yapıldı.

Tatvan Özgür-Der Şubesi ve Tatvan İnsan Der tarafından Suriye direnişine destek amacıyla basın açıklaması yapıldı. Tatvan A.V.M önünde saat 13.00'da yapılan, basın açıklamasına yağmura rağmen yoğun ilgi vardı. Basın açıklamasını Tatvan  İnsan-Der üyesi Fırat Kıranşal okudu. Yapılan açıklamada ‘’16 Mart Halepçe Katliamı’’ da unutulmadı.  ‘’YAŞASIN SURİYE DİRENİŞİMİZ’’, ‘’SESSİZ KALMAK SUÇ ORTAKLIĞIDIR’’,’’DÜN HALEPÇE BUGÜN HAMA VE HALEP ZALİMLERİ LANETLİYORUZ’’, ‘SURİYE DİRENİŞİNİN 3. YILINDA SUSMA KARDEŞİNE SAHİP ÇIK’’ afişlerin yanında ‘Suriye ye özgürlük direnişle gelecek’’, ‘Diktatör Esed  katliam fitne fesat’, İnsanlık onuru Suriye’de ölmesin’, ‘Kerbelayı tarihte Arama, Zamanın Kerbelası Hama’ Dün Kahire, Bugün Şam, yarın Kudüs İnşallah’’  pankartları açıldı.

Ayrıca, basın açıklaması boyunca direnişe destek sloganları ve tekbirler getirildi.

Haksöz-Haber

Basın açıklamasının Tam metni:

Bismillâhirrahmânirrahîm

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile,

Değerli basın mensupları ve kardeşler,

Bugün üç önemli tarihi olayı bir arada anmak için burada bulunmaktayız. Halepçe katliamının 25. Yıldönümünü yaşıyoruz. 16 Mart 1988 tarihi Halepçe’de mazlum Kürt halkının Zalim Baas diktatörü  Saddam’ın kimyasal silahlarıyla katledildiği, unutulmaz kara bir gündür. Beş binden fazla masum Kürt, vahşice katledilmiş, sağ kalanların çoğu kansere yakalanmış ve Halepçe’de uzun yıllar etkisi devam etmiştir. Bu vesileyle Halepçe soykırımını unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı ifade ediyor ve 16 Mart 1988’de kaybettiğimiz mazlum Halepçe halkına, Saddam Hüseyin ve ırkçı Baas rejimince Enfal Harekatıyla şehid edilen 182.000 Kürde Allah’tan rahmet diliyoruz. Kaderin cilvesine bakın ki, bugün Saddam yok, Kimyasal Ali yok, Saddamı’ın idamına bir hafta yas ilan eden Kaddafi de yok. Allah’ın izniyle Beşar Esad’ın da akibeti diğerleri gibi olacak.

1982 yılında Baba Esad tarafından Hums ve Hama da gerçekleştirilen ve 60.000 müslümanın şehit edildiği, tarihe Hama katliamı olarak geçen bu kara günü de anmadan geçemeyiz.

Ayrıca 15 Mart 2011 yılında Suriye’nin Deraa kentinde başlayan Suriye intifadasının 3. yılına girmiş bulunmaktayız. Yarım asra yakındır Baas zulmü ve kuşatması altında olan Suriye halkı, 2011 Mart’ından bu yana top yekün bir katliam politikası ile yüz yüzedir. Zulme karşı ayağa kalkan insanlara karşı tam iki yıldır akıl almaz zulümler icra eden Esed diktatörlüğü işlediği insanlık suçlarına her gün bir yenisini ekliyor. Şehirleri Scud füzeleriyle vurmak Baas diktatörlüğünün en son icraatı olarak tarihe geçmiş bulunuyor.

Her geçen gün daha da zalimleşen, çocukları ve kadınları vahşice öldüren Baas rejimine karşı sesimizi daha gür çıkarabilmek ve  “Rabbimiz katından bir yardımcı gönder” diye haykıran zavallı kadın, çocuk, yaşlıların seslerini duyurabilmek için buradayız.

Her türlü insanlık dışı muamelelere ve katliamlara maruz kalan Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet haykırışlarına ses olmak, maruz kaldıkları bu vahşete tepki vermek Müslüman olmamızın ve  insan olmamızın bir gereğidir.

Suriye’de ikinci yılını dolduran İslami direniş büyük zorluklara, imkansızlıklara karşın kararlı ve istikrarlı bir tarzda sürerken, bir vücudun azaları gibi olmaları gereken Müslümanların birçoğu Suriyeli kardeşlerinin feryatlarını duyma, acılarını paylaşma hususunda zaaf içinde bulunmaktadır. İslam, insanların hiçbir gerekçe ve maslahatın arkasına sığınarak zulmün yanında durmasına rıza gösteremez. Zalimler ile yol yürümek, zalimlerin zulmüne sessiz kalmak ile başlar. Bizler Müslümanlar olarak kimliği ne olursa olsun zalimlerin karşısında durmayı insani ve İslami bir sorumluluk olarak görüyoruz.  Ancak İran ve Hizbullah Suriye’de yaşanan katliamlara, zalim Esed rejimine bizzat askerlerini göndererek ortak olmaktadır. İran ve Hizbullah, mezhebi hesap ve devlet çıkarlarını bir kenara bırakarak ümmetten özür dilemeli ve bir an önce bu katliama ortak olmaktan vazgeçmelidir.

Baas diktatörlüğü güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde yaklaşık 70.000 insan hayatını kaybetmiştir. Binlerce insan yaralanmış ve milyonlarca insan ise Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırında muhacir durumuna düşürülmüştür. Suriye İslami direnişine omuz verme gayretlerinden geri kalmayan; çeşitli faaliyetlerle kardeşlerine destek olma sorumluluğunu üstlenen Müslümanların çabaları Ümmet kimliğinin bir tezahürü olarak tarihe kaydedilmiştir. Rabbimiz Ümmet bilinciyle kardeşlik sorumluluğunu yerine getirmek için sarf edilen küçük büyük her ameli aziz kılsın, bereketlendirsin, katında kabul buyursun!

 

15 Mart Suriye İntifadasının yıldönümü, bugüne dek dualarımızla, yardımlarımızla yanlarında olduğumuz kardeşlerimize yine yanlarında olduğumuzu, sonuna kadar yanlarında olacağımızı çok daha güçlü bir sesle duyurmak için vesile kabul edilmeli. Bu çerçevede ilçemizde faaliyet gösteren Tatvan İnsan Der ve Tatvan Özgür-Der olarak, Suriyeli kardeşlerimize yardım kampanyasını başlatmayı hedefliyoruz. Bu amaçla sorumluluk sahibi herkesi bu kampanyaya davet ediyoruz. Suriye halkının yalnız olmadığını ve kardeşlerimizin İslami direnişini desteklediğimizi haykırmak için biz de insani yardımlarla ve dualarımızla destek verelim.

Unutulmamalıdır ki Allah mühlet verir ancak ihmal etmez. Muhakkak ki her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Rabbimiz Şuara süresi 227. ayetinde şöyle buyurmaktadır. “Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.”

Rabbimiz, Zalim Esed rejimine verdiğin mühleti sona erdir. El Hafid ismin gereği kafirleri ve zalimleri alçalt. Suriye’deki İslami direniş karşısında zalimleri diz çöktür. AMİN.

ÖZGÜR DER TATVAN ŞUBESİ

TATVAN İNSAN DER

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi