Tatvan’daki helikopter kazasının nedeni ‘aniden değişen’ hava şartları mı?

Mehmet Acet, Tatvan’da yaşanan ve 11 askerin vefatıyla sonuçlanan elim helikopter kazasını değerlendirdiği yazısında, “Kazanın nedeni ‘aniden değişen’ hava şartları mı?” sorusunu soruyor.

Mehmet Acet’in Yeni Şafak’ta yayımlanan Tatvan’daki helikopter kazası neden yaşandı? başlıklı yazısının (6 Mart 2021) konuyla alakalı kısmı şöyle:

Önceki gün Tatvan’daki helikopter kazası sonrası Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarıyla birlikte hızlıca olay yerine intikal eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, helikopterin aniden değişen hava şartları ile düşmüş olabileceğine dikkat çekti.

Şu sözlerle:

“İlk bilgiler ve görgü tanıkları ifadelerine göre, kazanın ani değişim gösteren olumsuz hava şartları nedeniyle meydana geldiği değerlendiriliyor.

Kaza kırım ekibi, incelemelere bugün başlayacak. Bu elim olayın kesin nedeni ayrıntılı inceleme sonucunda belirlenecek.”

Bakan Akar’ın da işaret ettiği gibi, kazanın aniden değişen hava şartları nedeniyle meydana gelmiş olma ihtimali yüksek.

Kaza kırım ekibinin yapacağı çalışmalar neticesinde gerçek neden net bir şekilde ortaya çıkacak.

UZMAN GÖRÜŞÜ: BÖLGENİN DOĞA VE HAVA ŞARTLARI ÇOK AĞIR OLABİLİYOR

Bu türden kazaların tekrar tekrar yaşanmaması için, “Neden bu kaza oldu” sorusuna cevap bulmak büyük önem taşıyor.

Bu sorunun cevabını öğrenmek için teknik konulara hâkimiyetiyle bilinen, Emekli Tuğgeneral, Prof. Dr. Esat Arslan’ı aradım.

Bölgeyi yakından bilen bir isim olan Arslan, kaza yapan helikopterin güzergâhıyla ilgili şu türden bilgiler verdi:

-Tatvan’a giderken 80 kilometrelik Muş ovasını geçmeniz gerekiyor. Bitlis Boğazı’nı geçerken sol tarafınızda Nemrut Dağ’ı vardır.

-Atalarımız Muş Ovası’na rüzgâr fazla estiği için Rüzgârlı Ova anlamına gelen ‘Rahva’ adını koymuşlar. Zamanında düz ovada trenler kara takılmasın diye suni tüneller oluşturulmuş. Güzergâh böyle zor bir yer.

-Kazanın olduğu gün hava sıcaklığı eksi 7-eksi 8 derece civarında. Ama yukarıda bu eksi 15 dereceyi bulabiliyor. Helikopterler, bulutların altında hareket etmek zorundalar. Bulutların üstüne çıkılabilse, yıldırım vs. hava hareketleri olmayacak. Ama aşağıda bu hava hareketlerinin hepsi olabiliyor.

Peki, ama helikopter pilotları seyahat edecekleri bölgenin hava şartlarını önceden öğrenemiyorlar mı?

Ya da şöyle soralım:

Bingöl’den kalkan bir helikopterin pilotu, Tatvan’a vardığında nasıl bir havanın kendilerini bekleyeceğini önceden bilmiyor mu?

Esat Bey, şöyle diyor:

“Pilotlar, bütün yolculuklarında meteorolojik verileri devamlı surette takip ederler. Hava şartlarına dair verileri içeren bilgiler, otomatik olarak önlerine gelir.”

Bu bilgi de, kazanın, aniden değişen hava şartları nedeniyle yaşanmış olma ihtimalini güçlendiren bir nitelik arz ediyor.

Prof. Arslan’ın verdiği bilgileri bir simülasyon olarak zihnimizde canlandırırsak, içinde 13 askerin bulunduğu helikopter Bingöl’den hareket ettikten bir süre sonra, 80 kilometrelik Muş Ovası’nı geçiyor. Bitlis Boğazı’ndan Nemrut Dağı’nı soluna alacak şekilde Tatvan’a doğru ilerliyor. Bu sırada aniden değişen ve kötüleşen hava şartları uçuş şartlarını da zora sokuyor.

Ve maalesef bu elim kaza yaşanıyor.

Kesin neden, kaza kırım ekibinin çalışması sonrası ortaya çıkacak olsa da, şu anki senaryoyu bu şekilde gözümüzde canlandırabiliriz.

Yorum Analiz Haberleri

CHP ile laiklik anlayışınız farklı, peki Anıtkabir anlayışınız aynı mı?
Siyonizm Batı'nın çöküşünü hızlandıracak
Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”