Tatvan'da "İnsanlık Onuru Suriye'de Ölmesin" Eylemi

Suriye’de yaşanan katliamları protesto etmek amacıyla Tatvan’da bir basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasına Tatvan-Özgür Der, Tatvan İnsan Der, Tatvan Tek–Der , Tatvan Furkan Der, Tatvan Özgür Eğitim Sen, Ahlat Özgür Eğitim Sen, Norşin Akabe Der, Bitlis Akabe Der,  Tatvan Eğitim Bir Sen  üyeleri ve  çok sayıda vatandaş katıldı.Basın açıklamasını Özgür-Der üyesi İbrahim Aykan okudu.

Basın açıklamasında ‘’Sessiz Kalmak Suç Ortaklığıdır!’’, “Katliam Sürüyor Suriye Halkı Direniyor!’’, “Çocuklar Ölmesin Analar Ağlamasın!”,  “Komşusu Aç İken Tok Yatan Bizden Değildir!’’, ’’Zorbalık ve Hukuksuzluk Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!’’ yazılı pankartlar ve ‘’Müslüman Zülme Ortak Olmaz!’’, ’’İslami kimlik Şerefimizdir!’’, “İnsanlık Onuru Suriye’de Ölmesin!’’, “Katil Esed Cenevre’ye Değil , Savaş Suçları Mahkemesine!’’, “Susmadık Susmayacağız, Hakkı Her Yerde Haykıracağız!”, “İslami Hareket Engellenemez”, “Bese Ev Zûlm u Talan Bese Kûştina Mazlûman’’ dövizleri açıldı.

Ayrıca basın açıklamasında ‘’Suriye Cihadı Onurumuzdur!’’, “Katliam Zulüm Fesad, Kahrolsun Beşşar Esad!”, “Müslüman Zulme Ortak Olamaz’’, “Katil Esed Hesap Verecek!’’, “İşbirlikçi Hainler Hesap Verecek!”  sloganları atıldı.

Basın açıklaması metni:

Değerli basın mensupları ve kardeşler;

Rabbimiz Nisa süresi 75. Ayette şöyle buyurmaktadır. “Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli gönder, bize katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

Bugün Suriye’de her gün sistematik işkencelerle katledilen insanlar ve annelerinin kucağında öldürülen bebekler insani ve İslami hiçbir yanımızı harekete geçirmiyor mu? Ana haber bültenlerinde “Bugün Suriye’de şu kadar çocuk öldürüldü, şu kadar insan öldü” haberleri vicdanlarımızı harekete geçirmiyor mu? Bu mudur Müslümanların kardeşliği? Bu mudur ümmet dayanışması? Ne zaman bir vücudun azaları olduğumuzu hatırlayacağız?

Zalim Esed rejimi,  başlangıçta sivil ve barışçıl gösterilerle başlayan Suriye direnişini bitirmek için kendisine itaat etmeyen Suriye halkına karşı başlattığı savaşta dünyanın suskunluğundan cesaret alarak Suriye halkını katletmeye devam etmektedir. Mazlumlara karşı kullandığı kimyasal silahlar, varil bombaları ve son olarak on binlerce insanı açlığa mahkûm ederek sistematik işkencelerden geçirerek katletmektedir.

Katil Esed rejiminin Suriye’de işlediği insanlık suçları, işkence görüntüleriyle bir kez daha tüm açıklığıyla belgelendi. Katledilen 11.000 kişi ve 55.000 adet fotoğraf bölgeyi yakınen takip edenler için malumun ilamı niteliğindeyse de, mesele Suriye ve İslam coğrafyası olunca üç maymunu oynayanların gözlerine sokulurcasına gerçekler ortaya konmuştur. Tüm dünyayı sarsan bu görüntüler, insanlık tarihine kara bir leke ve büyük bir utanç olarak kazınmıştır. Ancak bu görüntüler  Esed ve uluslar arası işbirlikçilerinin ilk katliam ve işkence görüntüleri değildir. Guta’da, Halep’te, Humus’ta, Yermuk kampında ve daha bir çok yerde yapılan kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla ve açlıkla yapmış olduğu katliamların onlarca görüntüsü yayınlandı.  Açlıktan kedi ve köpek yemeye mecbur edilen mazlum Suriye halkının feryatları bir türlü duyulmadı.  Bütün dünya  sessizliğe gömülmüş ve bu katliamları izlemeye devam ediyor. Yetmezmiş gibi Esed rejimi, Cenevre-2 toplantısına çağrılarak adeta ödüllendirilmiştir. Baas rejimini Cenevre Konferansına davet edip taltif edenlerin de Suriye halkının katledilmesi suçunun dolaylı ortakları olduğunu vurguluyoruz. Şüphesiz  Esed rejiminin ağırlanması gereken yer Cenevre değil, Uluslararası Savaş Mahkemesi olmalıdır!

Bu zulüm fotoğrafları, 3 yıldır inanılmaz yöntemlerle Suriye halkını katleden, bu zalim diktatörlüğün işlediği insanlık suçları karşısında bugüne kadar sessiz kalan, yeterli duyarlılığı göstermeyen, bin bir türlü mazeret ileri sürerek Baas zulmüne göz yumanlar için artık bir şey ifade etmeli! Baas zulmü karşısında yeterli tepkiyi göstermeyen, suskun kalan, Suriyeli mazlumların yanında yer almayan herkes bu gayrı insani ve gayrı ahlaki tavırlarıyla Esed’in suçlarına ortak olduklarını artık görmeliler! Görmeli ve hala insanım diyebiliyorlarsa mutlaka zulme karşı tavır almalılar!

İlk günden itibaren tüm gücüyle zalim Esed’in yanında duran ve Suriye halkını Baas rejimiyle birlikte katliamlardan geçiren İran da bu zulmün ve katliamların suç ortağıdır ve bu vahşetin vebalini üzerinden kaldıramayacaktır.

Son olarak Yermuk kampında açlıktan ölen insanların dramı dünya kamuoyuna tüm çıplaklığıyla yansırken; üç yıldır Suriye halkı açlığa, işkencelere, katliamlara maruz kalıyorken  rotalarının İslam’a hizmet olduğu iddiasındaki kimselerin, ümmetin maslahatından çok kendi küçük çıkarlarını korumak adına hükümete karşı gözettikleri husumetle, bu ihtilafta hiçbir rolü bulunmayan, sadece Suriyeli mazlumlara gıda ve giyecek ulaştırma amacı taşıyan ümmetin gözbebeği İHH gibi gönüllü kuruluşları kurban etme çabalarını ibret ve üzüntüyle izlediğimizin bilinmesini istiyoruz. Türkiye’den Suriye’ye giden tırlar üzerinden başlatılan kampanyayla Suriye direnişi karalanmaya çalışılmaktadır. Bu girişimlerin Esed rejiminin zulmüne ortak olmak anlamına geldiğinin bilinmesini isteriz. Suriye halkının mahkûm edildiği bu yokluğu bir nebze de olsa gidermek için yapılan yardımları, hangi gerekçeyle olursa olsun engellemeye çalışanlar büyük bir zilleti tercih etmiş, üç yıldır Esed zaliminin her şeyini savunan yerli şebbihalarla aynı safta buluşmuşlardır. Kendilerine emr-i bi’lmaaruf ve nehy-i ani’lmunker sorumluluğumuz çerçevesinde ahiretin varlığını bir kez daha hatırlatıyor ve onları bu yanlıştan vazgeçmeye, uyanmaya ve mazlumlara düşmanlık politikaları yürütme günahından tövbe etmeye çağırıyoruz!

İnsanlık tarihinin görmüş olduğu en büyük zalimler arasındaki yerini çoktan almış olan Esed’in bu rapor ve belgeler üzerinden uluslararası mahkemelerce ivedilikle yargılanması sağlanarak, Suriye’de yaşanan vahşetin en azından devam etmesine engel olunmalıdır.

Suriye’den yansıyan bu korkunç manzara karşısında vicdan sahibi herkesi Baas rejimin işlediği insanlık suçlarını kınamak üzere harekete geçmeye; duyarlılık sahibi tüm kardeşlerimizi Suriye direnişiyle dayanışmaya çağırıyoruz.

“Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” Rabbimiz Şuara süresi 227. ayetiyle mustazafları  müjdelemekte, zalimlerin inatlarını ve büyüklük taslayışlarını, Allah'ın cezasına ilişkin sözüne aldırmayışlarını, azabın hemen gelmesini ister gibi şımarıp azgınlaşan başta Esad olmak üzere tüm dünya müstekbirlerini bekleyen acı sonu vaad etmektedir. Unutmayın ki,  Allah mühlet verir ama asla ihmal etmez.

İnanıyoruz ki izzeti ve onuru tercih ederek zulme karşı kıyam eden Suriyeli kardeşlerimizin kanları Esed'ı ve Baas rejimini boğacak ve Suriye halkının bu destansı direnişi zaferle taçlanacaktır.

Zulme ve zillete boyun eğmeyenlere, direnenlere ve şehitlere bin selam olsun!

ÖZGÜR-DER TATVAN ŞUBESİ - TEKDER TATVAN - TATVAN İNSANDER - TATVAN FURKANDER - BİTLİS HÜR AKADEMİYA DERNEĞİ - TATVAN EĞİTİM BİR SEN - NORŞİN AKABE DER - TATVAN ÖZGÜR EĞİTİM SEN - AHLAT ÖZGÜR EĞİTİM SEN 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Kahramanmaraş'ta Şehitler Gecesi düzenlendi
Muş’ta “Neyi, niçin, nasıl okumalı” semineri yapıldı
Siyonist işbirlikçisi Coca-Cola fabrikası Bursa'da protesto edildi
Gazze nöbeti Saraçhane’de: Direniş sürüyor, dayanışma da sürecek!
Open Refah grubu İstanbul'da Gazze eylemi yaptı