Tatvanda Arakan ve Suriye Unutulmadı

Tatvan'da Özgür-Der Gençliği Arakan ve Suriye'de zulüm gören halk için bir dayanışma eylemi düzenledi.

Tatvan Özgür Der Gençliği Arakan ve Suriye’de Müslümanlara yapılan zulümleri protesto ve lanetlemek için basın açıklaması yaptılar. Açıklama Tatvan AVM önünde saat 17:00’de yapıldı. Basın açıklamasına İzmir Özgün Der üyesi Hamza AKDENİZ , Tatvan İnsan Der üyeleri  ve çok sayıda kişi katıldı. Basın açıklamasında önce Hamza AKDENİZ bir konuşma yaptı.

Hamza AKDENİZ konuşmasında ;

‘’Bizi burada bir araya getiren mesele bizden binlerce kilometre uzakta yaşayan yaşadıkları yeri haritada bile zor bulabileceğimiz Arakanlı kardeşlerimizin yıllardır sistematik bir zulme tabi tutulduklarını  zaman zaman duyuyorduk. Ne yazık ki bu zulüm son birkaç aydır had safhaya ulaşmış Burmalı Budistlerin, Müslüman Arakan halkına uyguladığı son katliamlarla binden fazla Müslüman katledilmiş yüzlerce köy yakılmış, doksanbine yakın Müslüman zor şartlarda göç ettirilerek Bangladeşe sığınmak zorunda kalmışlardır.

Arakan’daki Müslümanlar, büyük baskı ve kısıtlamalar içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışmakta. Bölgede Müslümanların evlenmeleri, seyahat etmeleri ve okumaları yasaktır. Müslüman çocukların sadece ilkokula kadar okuyabilmelerine izin veriliyor. Müslümanların seyahat yasakları o kadar geniş ki başka bir kasabaya ailelerini ziyarete gitmek için bile izin almaları gerekiyor.

1 Milyondan fazla Arakanlı Müslüman başta Bangladeş olmak üzere Pakistan, Malezya, Suudi Arabistan’da çok kötü şartlarda mülteci olarak yaşam savaşı vermektedir. Kamplarda açlıktan toplu ölümler alışılagelmiş bir durum haline gelmiştir.

Bu işkence ve katliamların yüzde biri Amerikalı, Avrupalı yada Siyonist Yahudilere yapılmış olsaydı dünyada yer yerinden oynardı. Söz konusu Müslümanlar olunca zalimler, insan hakları savunucuları, özgürlükçü liberaller ve sözüm ona hür dünya savunucuları kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Bugün Müslümanların yaşadıkları bölgeler kan gölüne dönüşmüş durumdadır. Bu durumda emperyalist güçler ne kadar sorumlu ise ne yazık ki bir o kadarda müslümanım diyen İslam ülkelerindeki emperyalist güçlerin uşağı olan iktidarlarda sorumludurlar.  Müslümanlar bir ve beraber olmadıkları sürece ırkçılık ve mezhepçilik illetinden kurtulmadıkları sürece bu böyle devam edecektir.

İşte yaklaşık iki yıldır yanı başımızda Suriye devleti ve devletin başında bulunan zalim Esed iktidarını kurumak için kendi halkından yaklaşık yirmibin kişinin ölümüne ve bir milyon kişinin göç etmesine vesile olmuştur ve ne yazıktır ki hali hazırda katliamlarına devam etmektedir.

Değerli kardeşlerim: hiçbir sebep ve mazeret bu katliamları meşru gösteremez. İslam dünyasının kanayan yarası Afganistan on yıla yakındır emperyalist Amerika’nın ve köpekleri olan NATO askerlerinin zulmü altında inlemektedir. Pakistan’da hergün insansız katil uçaklar yüzlerce masum halkı El Kaide veya Taliban diye katletmektedir.  İşte Filistin yetmişbeş yıla yakındır zalim ve Siyonist İsrail’in ve onun ağa babası olan Amerika’nın desteği ile binlerce Filistinli müslümanı katletmiştir ve katletmeye devam etmektedirler.

Değerli kardeşlerim biz Müslümanlar olarak Allahın bize emrettiği gibi her nerede olursak olalım her ne şartta bulunursak bulunalım bizler adaleti ayakta tutan şahitler olmakla emrolunduğumuzun bilincinde olarak,  zulüm kimden gelirse gelsin zalime karşı ve zulüm kime yapılırsa yapılsın mazlumdan yana olduğumuzu, Uludere’de katledilen otuzdört kürt kardeşlerimizi unutmadığımızı ve failleri bulunup cezalandırılmadıkça da unutmayacağımızı bir kez daha deklare ediyoruz.

Rabbimiz Kitabı Keriminde Şöyle Buyuruyor: Üzülmeyin ve gevşemeyin eğer iman ediyorsanız üstün gelecek olan  sizlersiniz.   Son olarak Zalimler için yaşasın cehennem diyorum ve Özgür-Der gençliğini bu duyarlılıklarından dolayı tebrik ediyor Allah yar ve yardımcınız olsun diyorum.’’ dedi  

Basın açılamasını Özgür Der Gençliği adına üniversite öğrencisi Ali GÜNTAŞ okudu.

Haksöz Haber



Basın Açıklamasının Tam Metni:

İNSANLIĞIN VİCDAN’I VE MÜSLÜMANLARIN İMAN’I ARAKAN VE SURİYEDE TEST EDİLİYOR!

Alemlere rahmet olarak indirilen Kur’anın içerisinde inzal olduğu bu mübarek ay’da, oruçlarımızla bir kez daha dirilmeye çalıştığımız bugünler’de, dört bir tarafımızda hiçbir değer yargısı gözetmeksizin devam edegelen zulümlerden dolayı büyük bir acı ve kaygı yaşıyoruz maalesef. Kardeşlerimiz sistematik bir şekilde katledilip, tecavüze uğrayıp, soykırıma maruz kalırken, iman iddiasında bulunan hiç kimsenin, bütün bu olanlara kayıtsız kalması ve rahat uyuması düşünülemez.
Arakanda şu anda yaşanan soykırım, 3 Haziran 2012’de başkent Akyab’dan Maungdav şehrine gitmekte olan 10 Müslüman’ın Budist fanatiklerce katledilmesi üzerine başlamıştır. Yüzlerce Müslümanın bu katliamı protesto etmek için Maungdav şehrindeki merkez camiinde toplanması üzerine, bu hareketi kendi varlıklarına tehdit olarak gören Budist fanatikler ve Burma polisi Müslümanlara saldırmış ve bu saldırılar sonucunda onlarca kardeşimiz yaralanmış, onlarcası da şehid edilmiştir. Burma polisi bu gösteriyi devlete karşı ayaklanma olarak nitelendirmiş ve bunu gerekçe göstererek sistematik bir şekilde Müslümanları katletmeye başlamıştır.

Haziran ay’ında başlayan katliamlarda, şu an ki resmi rakamlara göre 1000’in üzerinde ölü ve yaklaşık 100.000 civarında mülteci durumuna düşmüş Müslüman bulunmaktadır.

Dünyanın küçük bir köye dönüştüğü bu bilişim ve teknoloji çağında, bütün insanlığın gözü önünde geçmişte Bosna’da ve Filistin’de yapıldığı gibi, bugün de Arakanda  Müslümanlara şu insanlık dışı muameleler yapılmaktadır;

1-Müslümanlara ait yerleşim yerleri, cami ve medreseler yakılmakta ve hatta yeri geldiğinde yakılan bu mekanlarda, kardeşlerimiz diri diri ateşe verilerek şehid edilmektedir.

2-Hapsedilen binlerce Müslüman olduğu bilinmekte, ancak kimlikleri ve sayıları hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamaktadır.

3-Kadınlara sistematik bir şekilde tecavüz edilmekte ve namusunun kirletilmesine tahammül edemeyen bazı bacılarımız kendilerini okyanusun sularına bırakarak boğulmayı tercih etmektedirler.

4-Müslümanlar için doğan her çocuk ve ölen her aile bireyi için devlete vergi ödeme zorunluluğu vardır.

5-Bir Müslüman köyünden başka bir köye gitmek için vergi verip izin almak zorundadır.

6-Beton evler yapmaları yasak olan Müslümanlar, ancak ahşap evler yapabilirler ve bu evleri de devletin malı sayılıyor. Yanlışlıkla bir evin yanması durumunda, devletin malını yakmaktan 6 yıla kadar hapis cezası verilmektedir.

7-Müslümanların evlenmesi devletin iznine bağlıdır. Evlenmek isteyen Müslüman kadın ve erkek devlete ayrı ayrı vergi vermek zorundadır. Vergilerini ödeseler bile devletin izin vermesi yaklaşık 2 yıldan başlıyor ve devlet izin vermezse evlenilemiyor.

8-Müslümanlar devletin hastane de dâhil olmak üzere hiçbir imkânından faydalanamıyor ve hiçbir devlet dairesinde çalıştırılmıyor. Bugün Arakan’da devlet dairesinde çalışan 1 Müslüman bile bulunmamaktadır.

9-Hiçbir vatandaşlık hakkı bulunmayan Müslümanlara, bir suç isnat edildiğinde savunma hakkı verilmemekte ve derhal hapse atılmaktadır.

10-Saat 9’dan sonra sokağa çıkma yasağı olan Müslümanlar, devletin ve Budistlerin işlerinde ücretsiz çalıştırılmaktadırlar.

Yıllardır süregelen bu katliama bir son verilmeli ve bunun için herkes, gerek fert olarak gerekse de devlet olarak üzerine düşeni yapmalıdır.

Rabbimiz yüce kitabında şöyle buyuruyor;
‘’Size ne oluyor ki Allah'ın yolunda ve "Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir velî ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder)." diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?(Nisa -75)

Allah-u Teâlâ’nın lütfuyla mübarek kılınan Ramazan ayına erişmenin mutluluğunu bir kez daha yaşıyoruz. Ramazan ayı, her şeyden önce Kur'an-ı Kerim’le yeniden inşa olma zamanıdır.

Ramazan’ı bereketli ve ayrıcalıklı kılan şey ilahi vahyin, yani Kur'an-ı Kerim’in bizatihi bu ayda inmiş olmasıdır. Bizlere İslam nimetini bahşeden Rabbimiz Allahu Teâlâ’nın buyruklarına, daha sıkı sarılmanın adıdır Ramazan. Ramazan ayını oruç, sabır, namaz, infak, merhamet, tezkiye gibi Rabbimizin rızasına uygun amellerle bereketlendirerek idrak etmeyi Cenabı Allah hepimize nasip etsin.

Bizler Ramazan’a erişmenin sevincini ve şükrünü yaşarken Suriye’deki Müslüman kardeşlerimiz Baas çetesinin tankları, bombaları, yıkım ve tecavüz tehditleri altında Ramazan’ı karşılıyorlar. Şehir ve kasabalarından her saat, her saniye feryatlar yükselen Suriye, bütün Müslümanların ve insani değerlerini muhafaza eden herkesin yüreğini parçalıyor.

Hiç şüphesiz, Suriye’den gelen katliam haberleri karşısında sessiz kalmak İslami sorumluluk ve insani erdemlerden uzaklaşmak demektir. Bu katliamlara alışmak ve tepkisiz kalmak en hafif tabirle insanlığını yitirmektir.İşte sabır, tezkiye ve diriliş ayı Ramazan bir yandan oruç, namaz, zekât, infak gibi amellerimizle Rabbimize teslimiyetimizi pekiştirdiğimiz bereketli bir zaman dilimi olmak yanında, insanlık bilincini muhafaza ettiğimizi izhar etmemiz ve Allah yolunda mücadele eden kardeşlerimizle dayanışmamızı artırmamız için de güzel bir vesiledir.

Bu mübarek ay’da tuttuğumuz oruç’un bir gereği olarak burada bulunuyor ve Rabbimize şöyle yakarıyoruz;
İçinde yaşadığımız çağda, hakkın ve adaletin temsilcileri olmayı, Peygamberlerin şerefli takipçileri olmayı umuyoruz.

Ya Rabbi! Binayı Mersus gibi kenetlenerek mücadele etmeyi bizlere lütfet. Çabalarımızı sonuca ulaştır ve bizleri hayırlı çığırların açılmasına vesile kıl. Yeryüzüne iyiliği, adaleti, tevhidi ve paylaşımı yaymaya çalışırken canını ve malını ortaya koyan ve bu mücadelenin sonunda  hayırlı bir akıbetle sana kavuşmayı bizlere nasip et. Bizleri Salih kullarınla birlikte haşredip cennetine varis kıl inşallah…
                                                                                                     Tatvan Özgür Der Üniversite Gençliği


 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi