Dernek binasında saat:18.30’da başlayan seminerin konusu “Kur’an’da Nifak, Münafık” kavramıydı.
Kıranşal konuşmasını Kur’an-ı Kerim ayetleri ışığında münafıkların özelliklerini anlattı.
Kıranşal konuyla ilgili özetle şunları söyledi:
FESATÇIDIRLAR:
Bakara, 11-12; ’’Kendilerine yer yüzünde fesat çıkartmayın, denildiği zaman ‘ biz ancak ıslah edicileriz derler’ derler. Gözünü aç, onlar muhakkak ki fesatçıların ta kendileridir. Fakat farkında değildirler.’’
MÜSLÜMANLARI KÜÇÜMSERLER
Bakara, 13; ‘’ Onlara ‘ insanların (müslümanların) inandığı gibi inanın’ denilince, ‘biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?’ derler. Dikkat et ki (asıl) beyinsizler hiç şüphesiz kendileridir. Fakat bilmezler. ‘’
KAFİRLERİ DOST EDİNİRLER
Nisa, 139; ‘’Onlar, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenlerdir. İzzeti (güç ve şerefi) onların yanında mı arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.’’
İMAN İLE KÜFÜR ARASINDA BOCALARLAR
Nisa,143; ‘’Onlar, iman ile küfür arasında bocalayan bir sürü kararsızlardır. Ne onlara (bağlanıyor), ne bunlara.’’
DİNİ, YALNIZ BİR TARAFINDAN TUTUP, BİR YÖNÜYLE KULLUK EDERLER
Hacc,11; ‘’ İnsanlardan kimi, Allah’a (dinin yalnız bir tarafından tutup) yalnız bir yönden kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa buna pek memnun olur, yapışır. Eğer bir musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüzçavirir). O, dünyasını da ahiretini de hüsrana uğratmış, kaybetmiştir. Bu, apaçık zararın ta kendisidir.’’
ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İLE DEĞİL, TAĞUTUN HÜKMÜ İLE HÜKMEDİLMEK İSTER
Nisa ,60-61; ‘’Sana ve senden önce indirilenlere iman ettiğini sananlara bir baksana! Birbirlerini (İlahlık rolüne soyunan) şeytani güç odaklarının hakimiyetine çağırmakta bir sakınca görmüyorlar; oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardı. Nitekim şeytanın tek arzusu, onları derin bir sapıklığa itmektir.Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Peygamber'e gelin" denildiğinde, bu münafıkların nefretle senden yüz çevirdiklerini görürsün.’’
YALAN YERE YEMİN EDERLER
Mücadele,16; ‘’Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah’ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır.’’
CİHADDAN KAÇARLAR
Tevbe, 81; ‘’Allah’ın Resûlüne karşı gelerek (sefere çıkmayıp) geri bırakılanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi ve “Bu sıcakta sefere çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennemin ateşi daha sıcaktır.” Keşke anlasalardı.’’
MÜMİNLERE KİN BESLERLER
Âli imran, 119; ‘’Onlar sizinle karşılaştıkları zaman “inandık” derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı kinlerinden dolayı parmaklarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizden ölün!” Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir.’’
MÜMİNLERİN İYİLİĞE ULAŞMALARINA ÜZÜLÜP BAŞLARINA BİR BELA GELDİĞİNDE SEVİNİRLER
Âli imran, 120; ‘’Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez.’’
KORKAKTIRLAR
Tevbe, 56; ‘’ Kesinlikle sizden olduklarına dair Allah’a yemin ederler. Oysa onlar sizden değillerdir. Fakat onlar korkudan ödleri patlayan bir topluluktur.’’
KÖTÜ PROPAGANDA YAPARLAR
Nisa, 83; ‘’Onlar, kendilerine barış ya da savaşla ilgili herhangi bir bilgi ulaştığında onu dışarı yayarlar. Oysa ki onu Peygambere ya da mü'minler arasından kendilerine yetki verilmiş olanlara iletselerdi, onlar arasından işin (uzmanı olup) ölçme-değerlendirme yapabilenler onu da (değerlendire)bilirlerdi. ‘’
MÜMİNLERE İFTİRA ATARLAR
Nur , 11-13; ‘’O uydurma haberi (iftirayı)ortaya atanlar,içinizden (belli) bir gruptur...Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanlarıyla hüsn-i zanda bulunup da; ‘Bu apaçık bir iftiradır’ demeleri gerekmezmiydi?’.... Onlar yalancıların ta kendisidirler.’’
NAMAZ KONUSUNDA ÜŞENGEÇ VE TEMBELDİRLER. GÖSTERİŞ YAPARLAR
Nisa, 142; ‘’Namaza kalktıkları zaman üşene üşene gelirler, istemeye istemeye infak ederler.’’
KAFİRLER HESABINA CASUSLUK YAPARLAR
Maide, 41; ‘’ Onlar durmadan yalana kulak verirler ve senin huzuruna gelmeyen diğer bir kavim hesabına casusluk eden kimselerdir. Kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler:’’
ALLAH’TAN KORK DENİLİNCE, TERSİNİ YAPARLAR
Bakara, 206; ‘’Ona “Allah’tan kork” denildiği zaman, gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından cehennem gelir. O ne kötü yataktır!’’
KUR’AN’I YANLIŞ YORUMLARLAR
Âli-imran, 7; ‘’Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler.’’
PEYGAMBERİN HÜKMÜNE RAZI OLMAZLAR
Nisa, 65; ’’Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.’’
MÜSLÜMANLARI KAFİR YAPMAYA ÇALIŞIRLAR
Nisa, 89; ‘’ Onlar, kendileri gibi inkâr etmenizi (kâfir olmanızı) ve böylece onlarla bir (aynı seviyede) olmanızı istediler.’’
MÜSLÜMAN OLDUKLARINI İDDİA ETTİKLERİ HALDE, KUR’AN’IN BİR KISMINI KABUL ETMEZLER
Bakara, 85; ‘’ Yoksa Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında ancak rezilliktir. Kıyâmet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine maruz bırakılır. Ve Allah, yaptığınız şeylerden gâfil değildir.’’
DIŞ GÖRÜNÜŞLERİ ALDATICIDIR
Münafikun, 4; ‘’ Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni hayran bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar.’’
KÖTÜLÜĞÜ EMREDİP, İYİLİKTEN MEN EDERLER
Tevbe, 67; ‘’Münafık erkekler ve münafık kadınlar, birbirlerindendir. Münkeri (kötülüğü) emrederler ve ma’ruftan (iyilikten) nehyederler (yasaklarlar) ve ellerini sıkarlar (cimrilik ederler). (Onlar), Allah’ı unuttular böylece (O da) onları unuttu. Muhakkak ki münafıklar, fasıklardır.’’
ZEKAT VERMEK İSTEMEZLER, DÖNEKTİRLER
Tevbe, 54; ‘’Onlar, istemeye istemeye infak edip harcarlar’’
Münafikun suresi 63
1-Münafıklar sana geldikleri zaman: 'Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin' dediler. Allah da bilir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.
2-Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.
3-Bu, onların iman etmeleri sonra inkâr etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar.
4-Onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar
5-Onlara: 'Gelin Allah'ın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin,' denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün.
6-Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık bir kavme hidayet vermez.
7-Onlar ki: 'Allah'ın Resûlü yanında bulunanlara hiç bir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler,' derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.
8-Derler ki, 'Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır.' Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlü’nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
9-Ey iman edenler, ne mallarınız ne çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten 'tutkuya kaptırarak-alıkoymasın'; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
10-Sizden birinize ölüm gelip de: 'Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam' demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin
11-Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiç bir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır.
Kıranşal’ın ayetler ışığında yaptığı sunum, sorulan sorular ve yapılan katkılardan sonra sona erdi.