Tatvan Özgür-Der’de ‘’Hz. Nuh’un Toplumsal Islah Çabaları‘’ Konuşuldu

Özgür-Der Tatvan Şubesinin cuma seminerlerinin bu haftaki konuğu Muş Alparslan Üniversitesi öğretim görevlilerinden Murat Kayacan oldu.

‘’Kur’an’da Hz. Nuh’un Toplumsal Islah Çabaları‘’nın konuşulduğu seminer, Tatvan Özgür-Der’in dernek binasında icra edildi. Cahit Oktay’ın moderatörlüğünü yaptığı seminer, İbrahim Aykan’ın okuduğu Kur’an-ı kerim ve mealinin ardından başladı.

Murat Kayacan konuşmasında şu hususları belirtti:

İnsanoğlu, geçmişte yaşanmış olaylara her zaman ilgi duymuştur. Okurlarına tarihî bilgiler veren Kur’an’ın amacı, olayların tarihini ve kişilerin adlarını ayrıntılı bir biçimde vermek değildir. Aksine kişiler/toplumlar arasında geçen olaylardan insanların ders almalarını sağlamak ve bilgi verilen dönemin önemli olaylarına dikkat çekmektir.

Kıssalar, yaşanmış olaylardır. Ved, Suva, Yeğus, Yeuk, Nesr putları Arap yarımadasında biliniyor olsa da bu putların bilgisinin nesilden nesile aktarıldığı kanaatindeyiz. Yaşanmış olaylar, masallara göre daha etkilidir.

Nuh’un Yaşı: Kur’an-ı kerim, bildiğiniz üzere Hz Nuh’un bin yıldan elli yıl eksik yaşadığını ifade eder. Önemli tefsir alimlerinden olan Zemahşeri de kesin olarak rakamların doğru oldu olduğunu söyler.

Filozof ve şair Ebu’l-Alâ el-Maarri ise önceki toplumların her ayı bir sene kabul ettiğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşıma göre, Hz. Nuh’un risalet süresi dokuz yüz elli yıl değil, yaklaşık olarak yetmiş dokuz yıldır.

Kur’an apaçık bir kitaptır. Bilinmeyen bir tarih hesaplamasıyla tarih anlatmaz.

Nuh’un Sabırlı olması: Hz Nuh, kavmine 950 yıl boyunca anlatmış, hakaret ve alayla karşılaşmış ancak davasından ve mücadelesinden vazgeçmemiş.

Hz Nuh’un Cesareti ve Müslümanlığını Vurgulaması: İçinde yaşadığı toplumun taşlayarak öldürme tehditleri, Hz. Nuh’u yıldırmamış aksine Nuh onlara meydan okumuştu: “Onlara Nuh'un kıssasını oku. O kavmine şöyle söylemişti: Ey kavmim! Aranızda durmam ve size Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geliyorsa, bilin ki ben Allah'a güvendim; siz de ortaklarınızla biraraya gelip ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş kendi aranızda örtülü kalmasın. Sonra vereceğiniz kararı bana karşı uygulayın ve bana hiç süre tanımayın. Yunus 10: 71-71.

Hz. Nuh’un Ana-Babasıyla İlişkisi: Kur’an Hz. Nuh’un, “Rabbim! Beni, anamı, babamı, mümin olarak evime gireni ve mümin erkeklerle mümin kadınları bağışla. Zalimlerin ise helaklerinden başka bir şeylerini artırma.” Dediğini ifade eder. Dolayısıyla Hz. Nuh’un Anne ve babası Müslümandı.

Hz. Nuh’un Hanımı ve Hanımıyla İlişkisi: Kur’an Hz. Nuh’un hanımıyla olan ilişkisine ayrıntılı olarak atıfta bulunmaz. Yalnızca onun inananlardan olmadığını, hain olduğunu ve azabı hak ettiğini ifade etmekle yetinir: “Allah, inkâr edenlere, Nuh’un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, ‘Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!’ denildi.” Zaten iman konusunda birisinin eşi olmanın faydası yoktur. (Tahrim, 66: 10) Hanımının hainliği kâfirliğidir. Ateşe girecekleri için. Ancak hainlikleri kesin olarak bazı müfessirlerce iddia edildiği üzere gayr-ı meşru ilişkiyi kapsamaz, peygamberlerin hanımları öyle şeyler yapmaz görüşünün delile dayanmadığını da belirtmemiz gerekir.

Hz. Nuh’un Oğlu ve Oğluyla İlişkisi: Hz Nuh’un oğlunun Kur’an’da belirtildiği üzere “Dağa sığınır, kurtulurum.” demesi onun “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” diye inananlara benzer bir itikadıe sahipmolduğunu gösteriyor. Oğlu, gördüğünü (deney, gözlem vs.) merkeze alarak ilahi azaptan kurtulabileceği yanılgısına düşüyor diyebiliriz.

Nuh’un, “O benim ailemdendi.” demesi, oğlunun boğulmasından sonra gerçekleşmiştir. Yani Hz. Nuh, oğlunun ahirette kurtuluşunu (şefaat) talep ediyor. Allahu Teala ise onu “Cahillerden olma!” diye uyararak böyle bir durumun gerçekleşmeyeceğini vahyediyor.

Hz. Nuh’un Tebliğinde (ıslah çalışmalarında) öne çıkan unsurlar;

Tevhid ve ahiret vurgusu ile beraber azap vurgusu

 Tebliğde gizlilik ve açıklık: Hz. Nuh, içinde yaşadığı toplumun “açıkça ve gizlice” yapılan davete olumlu yanıt vermesinin ve doğru yolu kabul etmesinin imkânlarını araştırarak hareket etmektedir: “Sonra onlara (davetimi) açıktan da ilan ettim, gizli gizli de söyledim. Nuh 71/ 9

Tebliğde bir sıra takip edilmemiş. Bulunan her fırsat değerlendirilmiş. Dolayısıyla Rasulullah’ın ilk dönem adam adama markajı, her ortamda ilk uygulanacak yöntem değildir.

Tebliğde “seçkincilik talebine” ret: Hz.Nuh; yaptıklarının akıbetinin, fakirleri hakir görmelerinin, Hz. Nuh’tan onları yanından uzaklaştırmasını istemelerinin kendilerine vereceği zararın bilincinde olmayan kimselere şöyle hitap etmektedir: “Ey soydaşlarım, bu uyarı çabalarıma karşılık sizden maddi bir karşılık (mal) istemiyorum, benim ücretimi verecek olan Allah'tır, müminleri yanımdan kovacak değilim, çünkü onlar Rabblerine kavuşacaklardır. Ancak ben sizi cahillik eden bir topluluk olarak görüyorum.” Hud 11/29

Nuh Kavminin Risalete Karşı Tavırları

1-Yalanlama

Hz. Nuh’un kavmi, onun ifa ettiği risalet görevini ve onun getirdiği vahye itaat etmeyi kötü gördüler. Bu tavırları, Hz. Nuh’un şu ayetteki sorusunda belirgindir: “Sakınıp da rahmete nail olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam aracılığıyla size bir zikir (kitap) gelmesine şaştınız mı?

2- İleri Gelenlerin İtirazı

Tüm toplumlarda ileri gelenler itiraz ediyor. Demek ki dinin siyasete dokunan bir yönü olduğu kanaatindedirler.

3. Beşer Peygamber İtirazı

Allah, “müşrikler yanılıyorlardı” demiyor. Peygamberler, bu açıdan rahatlıkla örnek alınabiliyor. Melek olsalardı örnek almamız zor olurdu.

4. Ayaktakımı İtirazı

Hz. Nuh döneminin ileri gelen inkârcılarından bir kısmı, Hz. Nuh’a tâbi olanları sığ görüşlü olmakla suçluyordu: “Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz. Sana sığ görüşlü olan ayaktakımımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, bizi sizi yalancılar sanıyoruz, dediler.”

Onlara göre toplumun zayıf kesimlerine düşen zengin ve toplumda söz sahibi olmuş kimselerin izinden gitmek. Yoksa takip ettikleri kişi ne kadar doğru yolda olursa olsun, onlar yanlış yapmış oluyorlar!

5. Alaycı Tavır

Onlardan önce Nuh kavmi de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak, ‘Delidir!’ demişlerdi ve o, engellenmişti.”

Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız biz de sizinle alay edeceğiz! Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz.

6. Atacı Tavır

En çok bu açıdan peygamberlere itiraz edilmiş. Halbuki Müslüman atalar da var ama onlar ata deyince İslam dışı ya da karşıtı ataların izinden gidiyorlar.

Tabi olsalardı iradelerini sıfırlamamış olacaklardı onlar taklidi seçtiler.

7. Putperest Tavır

Dediler ki: ‘Kesinlikle ilahlarınız olan Vedd'i, Süvâ’ı, Yağus'u, Yaûk'u ve Nesr’i bırakmayın.’ Onların birçoklarını saptırdılar.

Bunların mübarek zatlar olduğu söyleniyor. Onları çok kutsayıp, tanrılaştırmışlar.

8. Dini Siyasete Alet Etme İtirazı

yöneltmiştir.”Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size karşı üstünlük sağlamak istiyor.” Yani üstün değil Nuh. Üstün olanlar ileri gelenler ve zenginler. “Sizin gibi” ve “Size karşı üstünlük…” ifadeleri onlardaki seçkinciliği gösteriyor.

9. Tuzakçı Tavır

Büyük büyük tuzaklar kurdular. Dediler ki: ‘Kesinlikle ilahlarınız olan Vedd'i, Süvâ, Yağus'u, Yaûk'u ve Nesr’i bırakmayın.’ Çoklarını saptırdılar. Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır.”

Seminer, soru-cevap faslının ardından sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi