Tatvan Özgür-Der Mısır Cuntasının İdam Kararlarını Lanetledi

Tatvan Özgür-Der şubesi Darbeci Mısır cuntasını idam kararlarını yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti.

Tatvan AVM önünde saat 18:00 de yapılan basın açıklamasını Özgür-Der Tatvan şubesinden Sinan KIRANŞAL yönetti. Basın açıklamasını Özgür Der adına Mehmet TURMAK okudu. Açıklamasında ‘’BENNA’nın VE  SEYYİD’in takipçileri Zülme Boyun Eğmez , ‘’Mısır’da SİSİ, Arakan’da Budist Zülmüne Son ‘’ pankartları  açıldı. Açıklamada " Tatvan’dan İhvana, Direnişe bin selam", "Jibo Zaliman Biji Cehennem", "Kahrolsun Sisi, Seninleyiz Mursi‘’ sloganları atıldı.

Basın Açıklamasını Tam Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm

Mısır’da darbe mahkemesi, 3 Temmuz askeri darbesinin ardından kurdukları düzmece mahkemelerde sözde hukuki bir (!) karara daha imza atarak Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, İhvan-ı Müslimin mürşidlerinden Muhammed Bedii ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Mısırlı alim Yusuf El-Karadavi'nin de aralarında olduğu 106 Müslüman kardeşimiz için idam cezasına hükmetti. İnsanlığa ve hukuka aykırı bu kararı kınamak, Mursi ve arkadaşlarının onurlu direnişlerine destek olmak, onların  sesine ses katabilmek için tüm vicdan sahiplerini harekete geçmeye davet ediyoruz.

3 Temmuz darbe sürecinde, darbe karşıtlarını Rabiatül Adeviye meydanında dünyanın gözleri önünde katleden  Sisi cuntası, binlerce kişinin öldürüldüğü bu katliamlardan sağ kurtulanları da böyle bir idam kararı ile cezalandırmıştır. Karar, bu devlet terörüne karşı çıkanlara bundan sonrası için adeta gözdağı vermektedir. Bu süreçte ne yazık ki Mısır halkı onurlu ve haklı direnişlerinde yalnız kaldılar. Özellikle Batılı devletler ve bazı Arap devletlerin tutumları, Sisi cuntasını cesaretlendirmiştir. Mısır’daki dün alınan son karar, ülkede yaşanan darbenin hem bölgesel hem de küresel destekçilerini bir kez daha ifşa etmiştir. Bugün, Müslüman kimliği söz konusu olduğunda katliam yada hukuksuz uygulamalar hoş görülebilmektedir. Batılı devletlerin konu Müslümanlar olunca ikiyüzlülükleri hepimizin malumudur. Peki bu süreçte Müslüman devletlerin yöneticilerinin sessiz kalması bir yana Mursi döneminde sakındıkları mali yardımları, Sisi cuntası için cömertçe harcamaları  nasıl izah edilebilir. Bunun hesabını nasıl vereceksiniz?

Mısırlı kardeşlerimiz hiçbir şiddet eylemine bulaşmamalarına rağmen katliamlara muhatap oldular. Keskin nişancılarla hedef gözetilerek çocukları katledildi. Binlerce Müslümanı Rabia meydanında katlettiler, liderlerine şimdi idam kararı aldırıyorlar. Bu pervasız zulümlere rağmen kardeşlerimiz onurlu direnişlerine devam ediyorlar. Çocukları kurşunlara hedef olan ve kendileri için idam kararı alınan bu davanın liderlerinin metanetli ve cesaretli duruşu tüm İslam ümmetine güç veriyor. Muhammed Mursi ve arkadaşlarının direnişi ve Şehit Esma'nın örnekliği bizlere güç veriyor.

Bizler onlara bu zulümleri ve katliamları reva görenlere ve bu zülümlere sessiz kalıp Sisi cuntasını destekleyen ve cesaretlendirenlere sesleniyor ve diyoruz ki; Her gelecek yakındır. Bir gün sizin de sonunuz gelecek halklarınız uyanacak arkanızdan rahmet yerine lanet okuyacaklar. Ey zalimler; Biliniz ki yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak. Er geç bu zulümlerinizin hesabını vereceksiniz. İmzaladığınız idam fermanları ahirette de sizlerin idam fermanı olacaktır. Çünkü herkes o gün sevdiğiyle, izlediğiyle, desteklediği ile beraber olacaktır. Bu vesileyle Müslüman Kardeşlere karşı gerçekleştirilen bu haksız, hukuksuz ve alçakça uygulamaları, bir komediden farksız olan idam kararlarını, cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Cinayet şebekesi cuntacıların saldırılarıyla şehid düşen kardeşlerimizin şehadetlerinin kabul edilmesini yüceler yücesi Rabbimizden bir kez daha diliyoruz. Duruşma salonlarında bembeyaz kefenleriyle darbe karanlığına başkaldıran, şehadeti esarete tercih eden ve asla zillete boyun eğmeyeceklerini haykıran Muhammed Mursi'yi, Muhammed Bedii'yi, Muhammed El-Biltaci'yi ve  kardeşlerimizi selamlıyoruz. Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin mücadelesi ile dayanışma içinde olduğumuzu, zalimlere karşı bugüne kadar ortaya koydukları direnişleri ile iftihar ettiğimizi duyuruyor, Rabbimizden kardeşlerimize sabır ve güç vermesini, ayaklarını sabit kılmasını diliyoruz.

Rabbimiz, Şuara suresinde “Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” diye buyurarak mustazafları müjdelemekte, zalimlerin inatlarını ve büyüklük taslayışlarını, Allah'ın cezasına ilişkin sözüne aldırmayışlarını, azabın hemen gelmesini ister gibi şımarıp azgınlaşan başta Sisi ve Esad olmak üzere tüm dünya müstekbirlerini bekleyen acı sonu vaad etmektedir. Biliyoruz ki, Allah mühlet verir ama asla ihmal etmez. Ey Rabbimiz, verdiğin mühleti geciktirme, kurdukları aşağılık düzenleri başlarına yık. Bunun için müslümalara güç ver.

Bizler Tatvanlı müslümanlar olarak mezhebi, görüşü, cemaati, ırkı ne olursa olsun bütün İslam alemine sesleniyoruz: ‘’neye layıksanız öyle yönetilirsiniz’’ ve ‘ Müslümanlar Kardeştir’ diyen bir dinin mensupları ve sıkıntıya düşmemizin kendisine çok ağır geldiği rahmet peygamberi Hz. Muhammed (sav)in ümmeti olarak, izzeti başka yerlerde arayan, başka yerlerde kardeşler arayanlar bu dünyada ancak bela bulabilirler. Onlara asla zafer yoktur.

Buradan ABD, Rusya, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlere seslenerek diyoruz ki; Sizler ikiyüzlü aşağılık siyasetinizi sürdürmeye, açıktan veya el altından cuntacı Sisi'ye, zalim Esed’e ve ümmet coğrafyasını kana bulayan bütün güçlere destek vermeye devam ediniz. Müslümanlar yaptıklarınızı asla unutmayacaktır. Mısır'dan, Suriye'ye, Filistin'den, Bangladeş’e, Arakan'dan, Afrika'ya direnen tüm ümmet coğrafyalarına selam ediyoruz. Zulme ve zillete boyun eğmeyenlere ve şehitlere bin selam olsun! Zalimler için yaşasın cehennem.

Kendimize de şu soruyu sormamız gerekiyor artık. Neden ümmet coğrafyası her gün kan ve gözyaşıyla yıkanıyor? Neden her gün biz ölüyoruz? Müslümanlar olarak neden bir ve beraber olamıyoruz? Bu kan ve gözyaşı ne zamana kadar bu ümmetin kanayan yarası olacak? Peki bizler, Rabbimizin gaybi yardımlarını hak edecek ne yapıyoruz? Her gün Suriye'de ölen biziz. Mısır'da ölen biziz. Irak'ta, Afganistan'da, Arakan'da ölen biziz. Nitekim Rabbimiz Şura süresinin 36-39 uncu ayetlerinde şöyle buyuruyor.

(Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.

Müslüman halkların yaşadığı Mısır’da darbecilerin, Suriye’de şebbihaların, Filistin’de Siyonistlerin, Irak’ta ve Kürdistan’da mazlumları katledenlerin cürümlerine karşı yek vücut olmak ümmet bilincinin bir gereğidir. İşte bugün de bu bilinçle bir araya gelmiş olup Allah’tan kardeşlerimizin şahadetlerini kabul buyurmasını diliyor, zalimleri lanetliyor ve mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve olacağımızı, onlar için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.

Kahrolsun Sisi, Kahrolsun Esed, Kahrolsun İsrail,  kahrolsun  küresel ve yerli işbirlikçiler!

ÖZGÜR-DER TATVAN ŞUBESİ

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi