Tartışmanın kriterleri ve tartıştırmamanın faydaları

Kenan Alpay; "Tartışmanın kriterleri ve tartıştırmamanın faydaları" başlıklı yazısında yer alan "Gündemi belirleyen rotayı da tayin eder" ara başlığında genel gündemi meşgul eden konuların nasıl görülmek istenmediğini yorumluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün önce “terör örgütleriyle de suç örgütleriyle göğüs göğüse mücadele eden parti biziz” cümlesiyle CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Akşener cephesinden yükselen AK Parti-mafya özdeşliği kuran iddialara sert bir biçimde cevap verdi. CHP ve İYİ Parti’nin geçmişe yönelik hemen hiçbir özeleştiri yapmadığı, bütünüyle basit Kemalist jargonlarla dış politikadaki gelişmeleri sabote etmekten Suriyeli muhacirler üzerinden içeride yabancı düşmanlığını kışkırttığı aşikâr.

Kamuoyuna takdim ettikleri somut bir proje, kuşatıcı bir söylem, güven veren yetişmiş bir kadro henüz ufukta görünmüyor. Ancak herhangi bir proje üretmeseler de esnafın, çiftçinin, işçinin, emeklinin veya işsizin derdini dile getirerek, hesabının peşine düşerek belli bir taban tuttukları da bir vaka.

Taban tutma ve genişletme faaliyetlerine son dönemin yükselen yıldızı Sedat Peker’in bir dizi iddiasını sokağa, medyaya ve Meclis kürsüsüne taşıyarak hız verdikleri de görülüyor. Bu durumda bir tuhaflık var mı? Bir tuhaflık yok çünkü iktidar da muhalefet de istediği kadar ilgisiz kalsın, görmezden gelsin söz konusu iddialar önlenemeyecek bir şekilde kamuoyunun gündemine oturmuş, tartışmaların merkezini teşkil etmiştir.

Her tartışmadan olduğu gibi aşırı yorumlar, komplo teorileri, fırsattan istifade rakipleri harcama taktikleri, itibar suikastları merakla beklenen Sedat Peker video-mesajlarında da kendisini gösteriyor. Fakat bütün bunlara rağmen bu videolarda dile getirilen iddia, ifşa, itham ve itirafları konuşulmaz kılmak, adli ve idari soruşturmaların konusu yapmaktan imtina etmek mümkün ve doğru olur mu?

Bu hafta AK Parti Meclis grubuna hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan kritik fakat tartışmaya açık şu cümleleri kuruyordu: “Biz ülkemize ve milletimize dair her meseleyi tüm taraflarıyla kamuoyu önünde oturur, konuşur, tartışır, değerlendiririz. Ama bunu asla terör örgütleriyle veya suç örgütleri mensupları üzerinden yapmayız. Onlarla kaybedecek vaktimiz yok.

Peki, hem ülke ve millete dair her konuyu kamuoyu önünde konuşup tartışmaya hazır olmak hem de terör ve suç örgütü mensupları üzerinden gündeme gelen tartışmaları vakit kaybı olarak görmeyi nasıl telif edeceğiz?

Yazının devamı: Tartışmanın kriterleri ve tartıştırmamanın faydaları 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!