HAKSÖZ HABER
Türkiye’de değişimin önündeki en büyük engel hiç şüphesiz darbe anayasaları. Cuntacılar tarafından inşa edilen anayasalarla 100 yıl geçiren Türkiye henüz bütünüyle siyasi irade tarafından yapılmış bir anayasa göremedi.
Askeri vesayetin ilerde siyasetçiler ve hukukçular tarafından yapılacak bir anayasaya mührünü vurduğunu da söylemek mümkün. Zira Türkiye Cumhuriyeti Anayasası değiştirilemez ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler üzerine inşa edilmiş durumda.
Anayasanın ilk dört maddesi şöyle:
MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Birinci ve üçüncü madde üzerinde bir tartışma yürütülmüyor. Esas kırılma ikinci madde ve onu korumak için Anayasaya yerleştirilmiş olan dördüncü maddede oluşuyor. Tabi ki Türkiye realitesi düşünüldüğünde gerçek bir "tartışma"dan bahsetmek mümkün değil!
Sol ve sağ Kemalistler “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeler üzerinden kendilerine bir üstünlük oluşturmuş durumdalar. Bu üstünlüğü kaybetmeye niyetleri de olmadığı için sürekli ikinci maddeden güç alarak "aba altından sopa" gösteriyorlar. İktidarın da geçmişteki gücü ve siyasi aklı olmadığı için aynı noktada dönüp duruyoruz...
Kemalistler ise bu çözümsüzlükten daha fazla güç alarak açıkça tehditler savuruyorlar. Milliyetçi Türkiye Partisi Genel Başkanı Ahmet Yılmaz, Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açanları asmakla tehdit etti.
Bu şahıs meczup değilse sarf ettiği sözler sebebiyle hukuki yaptırıma maruz bırakılmalıdır. Ancak hukukun tabi olduğu Anayasa, Ahmet Yılmaz gibi serserileri koruduğu için yine aynı dilemmanın içine girmiş oluyoruz. Ne diyelim… Bir kere daha geçmiş olsun Türkiye!