Tartışma programlarının her konuda uzman kast sistemi!

Konukları kimler belirliyor, neden her kanala aynı insanlar çıkıyor, kimlerin muhalefet, kimlerin iktidar adına çıkacağının nasıl belirlendiği, bazı isimlerin zamanla nasıl elenip, yeni isimlerin nasıl belirlendiği gibi sorular cevap bekliyor...

Yıldıray Oğur, Karar gazetesinde yer alan yazısında televizyon kanallarının tartışma programlarında yer alan ve kast sistemi şeklinde sadece belirli konukların katılabildiği sistemi yorumluyor:

CNNTürk’ün akşam tartışma programlarından biri.

Programın adı Akıl Çemberi.

Masaya yatırılan sorular yine çok ciddi:

"Esad'la doğrudan görüşme" olur mu? Esad'la mı çözülecek, Esad'sız mı? Suriye krizinin çözümünde Türkiye'nin yol haritası ne? ABD Biden'ın akıl sağlığından neden endişeli? Eski Başkan Trump cezaevi yolcusu mu? YSK'da olmayan bilgiyi CHP nasıl aldı? Kılıçdaroğlu "15 gün sonra aday" mı?

Hepsi birbirinden farklı uzmanlık, bilgi, kulislere hakimiyet gerektiren bu iç ve dış gündemler için Akıl Çemberi’ne davet edilen konuklar yine tanıdık yüzler.

Zaten toplamda sayıları 100’ü geçmeyen bir grup insandan bahsediyoruz.

Turneye çıkmış sanatçı gibi her akşam kanallar arasında farklı kombinasyonlarla sahne alıyorlar.

Bu sınırlı-sorumlu konuk listesini kimlerin belirlediği, kimlerin onayladığı, neden her kanala aynı insanların çıktığı, kimlerin muhalefet, kimlerin iktidar cephesi adına televizyona çıkacağının nasıl belirlendiği, listeden bazı isimlerin zamanla nasıl elenip, yerlerine yeni isimlerin nasıl belirlendiği gibi ilginç soruların henüz ikna edici cevapları yok.

 Ama kriterler açık; muhalif kanallar dışında televizyona çıkmasına izin verilen muhalif profilden bile beklenen en azından milli konularda devletin yanında durması, PKK ve FETÖ konularında tam bir kararlılık göstermesi, elinde temiz kağıdı olması, milliyetçilik, vatanseverlik yarışlarına nefesinin yetmesi…

O akşamki Akıl Çemberi’nin muhalif koltuklarından birinde DSP’den bir genel başkan yardımcısı oturuyordu.

CNNTürk ve benzeri kanallarda muhalif koltuklar ulusalcı, Kemalist isimlere rezerve edilmiş durumda. CHP’den tasfiye edilmiş ulusalcı siyasetçiler, CHP’nin kesmediği Kemalist gazeteciler, akademisyenler en aranan profiller.

DSP’nin ise kombine bileti var.

Tabii ki bir DSP’liden beklenen muhalefet öncelikle CHP’ye muhalefet. CHP’yi yeterince Atatürkçü, yeterince milliyetçi, yeterince anti-emperyalist, yerli ve milli bulmaması, FETÖ ve PKK üzerinden sıkıştırması, sonra Altılı Masa’yı sallaması, Davutoğlu ve Babacan’a bir AK Partili konuğun söylemeye bir miktar mahcup olacaklarını söylemesi..

İktidara muhalefetlerinin sınırları ise belirli: “FETÖ ile yeterince mücadele edilmiyor”, “HDP neden hala kapatılmıyor” efelenmeleri, en fazla İsmail Kahraman’ı Atatürkçülükten, düşük profilli bir iktidar sözcüsünü laiklikten eleştirme hakkı ve “Gülşen tutuklanıyorsa o imam da tutuklansın” diyebilmek.

DSP’li konuk kombine biletinin iptal olmaması için belirlenen sınırlar içinde kalıyor.

İkinci muhalif koltukta yakında televizyon tartışmalarından emeklilik hakkı kazanacak, gözlerimizin önünde ekranlarda gençleşen araştırma şirketi sahibi oturuyor.

Onun muhalefeti de yine majestelerinin muhalefeti. “Keşke bu açıklama yapılmasaydı”lar, “Erdoğan’ı sevmeyebilirsiniz ama o bu ülkenin cumhurbaşkanı” çıkışları…

Ama bu iki konuğun da tartışılacak konularla pek ilgisi yok.

Peki dört saatlik program boyunca bu çetin ceviz sorulara kim cevap verecek? O saatler nasıl doldurulacak?

Neyse ki Akıl Çemberi’nin iktidar kanadı o akşam güçlüydü.

Tartışmacı koltuklarının birinde bir siyaset bilimci ve diğerinde ise bir stratejist oturuyordu.

Pardon, siyaset bilimci değil araştırmacı yazar.

Geçen haftaki programda siyaset bilimciydi.

Her neyse, hem siyaset bilimci hem de araştırmacı yazar.

Neredeyse her akşam CNNTürk, TV100, Habertürk, TVNet, Akit TV, ÜLKE TV kanallarından birine çıkıp Türkiye'nin iç ve dış gündemi yorumluyor.

Bir akşam bir kanala siyaset bilimci olarak çıkmışsa, ertesi akşam başka bir kanala araştırmacı-yazar olarak çıkmış.

Bu ilginin sebebi herhalde KJ’leri dolduran iddialı tespitleri:

“Altılı Masa’nın adayını Kandil belirleyecek”

“Osman Kavala’nın suçlu veya suçsuz olup olmadığını artık sorgulamamak lazım. Adamın suç dosyası inanılmaz kabarık yani.”

“Özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt halkının HDP’nin kapatılmasına destek vereceğini düşünüyorum.”

“YPG'nin bize ne zararı var diyen, Adalet yürüyüşünde FETÖCÜ mahkumların aileleleri ile yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu! Uludere için özür dileyen Kılıçdaroğlu ! Hdplilere bakanlık verme planın var mı ?”

“Pandemi sürecine gelene kadar gıdada bu kadar pahalılık var mıydı? Pandemiden herkes etkilendi. Tarımda zirveye ulaşmış ülkelerde bile gıdada pahalılık oldu”

“Sayın Erdoğan, bin yılda bir zor gelecek bir lider.”

Bu analizlerini yazılı okumak isteyenler ise düzenli olarak çıktığı TV100'ün sayfalarına girmesi gerekecek.

Kanalın sayfasındaki köşe yazarlarından biri çünkü.

Son yazılarının başlıkları: Rusya derin devleti ve Aleksandr Dugin, ABD’nin Türkiye’yi parçalama teşebbüsleri..

Aslında televizyon tartışmalarının sıkı bir izleyicisi olmadığım için bu ismi geçen haftaya kadar fark etmemiştim.

Geçen hafta gittiğim Hatay Reyhanlı'da bir yerde otururken açık televizyona bakan arkadaşlar gülmeye başladılar:

“Aa bizim fizik öğretmeni çıkmış yine” dedi, biri.

Ama ekrandaki fizik öğretmeninin altında “siyaset bilimci” yazıyordu.

Ama tabii bütün Reyhanlılar bu başarıya böyle “hasetle” bakmıyor.

Facebook'taki Reyhanlı sayfalarında “hoca”nın bu başarısıyla gurur duyuluyor.

Reyhanlılı bir fizik öğretmeni olarak başlayan kariyerini son olarak İstanbul’da bir özel okul sahipliğiyle sürdürüyormuş.

Fizik öğretmeni bir siyaset bilimci ilginç.

Ama bundan daha ilginç profiller de var, hemen yanında oturan ünlü stratejist örneğin.

Üst akıllar uzmanı, her dediği çıkan meşhur fütürist stratejist.

İnternetteki biyografilerinden birine göre Ankara Üniversitesi mezunu. Bazı biyografilerine göre ise Ankara Mülkiye Uluslararası İlişkiler mezunu.

88-96 arasında TÜBİTAK'ta çalıştığı Türkiye'de interneti ilk kullanan grup içinde yer aldığı yazıyor. Kendisi de bu iddiada.

Gerçekten TÜBİTAK'ta çalışmış. Ama TÜBİTAK Veteriner ve Hayvancılık Grubu'nda… Veteriner hekim olarak…

Bilim ve Teknik dergisinin iyi okurları derginin arka sayfalarındaki soru cevap köşesinde imzasını da görmüş olabilirler.

Herhalde Ankara Üniversitesi SBF'den mezun olan biri veteriner hekim olmazdı. En azından bu hayvanlar için iyi olmazdı.

Ama insanlar için fark etmiyor anlaşılan.

İzlenme rakamlarına, kitap satışlarına bakılırsa veteriner hekimlik okumuş biri stratejist olarak çok iyi bir kariyer yapmış durumda.

Fizikçi siyaset bilimci, veteriner stratejist, her konuda uzman avukat, komplo teorilerinde ihtisas yapmış emekli asker, parti militanı gazeteci, araştırma yapmaya vakti kalmayan araştırmacı…

Birlikte programlara çıktıkları diğer uzmanların titrleri etkileyici ama söylediklerine bakınca titre de çok aldanmamak gerektiğini düşünüyor insan.

Her akşam Türkiye ciddiyetle bu insanları izliyor.

Ama galiba fizik hocalarını siyaset bilimci olarak CNN'de Biden'a yüklenirken izleyen Reyhanlılar ikiye bölünüyor: Gurur duyanlar ve kıs kıs gülenler…

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası