İmam-ı Rabbânî gibi şeriata bağlı, kâmil ve mükemmil (eğitip olgunlaştıran) mürşidler, “Bir asırda bir tek kâmil mürşid bulunsa bu asır bereketlidir.” diyorlar, bugün ise nerede ise her sokakta bir şeyh var. Hocaların beceriksizliği, soğukluğu, ilgisizliği, tembelliği… halkı bu sahte şeyhlere mahkum ediyor.
Bir yanda İbn Arabîciler avâm-ı nâsa vahdet-i vücud telkin ederek onları yoldan çıkarıyorlar, diğer yanda cahil ve istismarcı şeyh taslakları aşağıda örnekleri verilmiş bulunan sapmalara yol açıyorlar. Olan da sonunda İslam'a ve Müslümanlara oluyor.
Zonguldak'tan bir okuyucum (M. Sevil) aşağıdaki mektubu yazmış, benden cevap istiyor. Önce mektubu ibretlik olarak vereceğim, sonra da -başka bir yazıda- cevap mahiyetinde bir şeyler yazarım.
Sayın Hocam,
Durum o kadar vahim ki, açıkçası ehil bir alim olarak bu konulara pek girmemenizi yadırgıyorum. Varsa da bu yönde yazınız ben rastlamadım diyeyim. Sizin de “fıkıh usulü” kitabınızda belirttiğiniz üzere peygamber dahi olsa kişilere ululuk yüklemek şirktir. Sosyal medyada bir avuç azınlığın feryadı dışında başta bu konularda uyarı yapmasının görevi olarak gördüğüm Diyanet olmak üzere pek kimse “durun bakalım” demiyor. Adam şeyhini, gavsını yücelttikçe yüceltiyor, onu düşünmenin, karşısına geçip bakmanın Allah'ı düşünmekten daha efdal olduğunu, Allah için kılınan 150 yıllık namazdan daha değerli olduğunu söylüyor. İstediğini cennete sokacağını söylüyor, kabir azabından koruyan kefen, kutsal terlik, her derde deva duaların olduğu poster ve daha neler neler satıyor. Allah dostu, evliya meselesini abartıp neredeyse (hâşâ) şeyhini Allah yerine koyuyor. Onun tarikatındaki sıradan bir müridin bile 40 fersah etrafına şefaat edeceğini, hatta aynı mezarda yatanın bile işinin kolay olduğunu, bir evliyanın havlusunu tutmanın hatta uzaktan adını duymuş olmanın bile kurtulmaya yeteceğini konuşuyor. Şeyhim Azrail'i kovdu diyor, bizim cemaatin dergisindeki şu duayı okursanız 1 yıl ölmezsiniz garanti diyor, hatta ölecek olsanız da ertelenir diyor. Daha neler neler neler... Yüzlerce video önerebilirim size. İşin daha acı yanı ise milyonları arkasından sürüklüyor, itibar görüyor, TV programları peşinden koşuyor ve ne trajikomik ki bu adam(lara) “sapık, şirkçi” diyenler “vay kafir, sapık” denilip damgalanıyor. Allah açıkça, “Ben size yakınım, duyarım, yalnız bana ibadet edin ve benden yardım dileyin, duanıza icabet ederim” derken bunlar araya gavsı koymadan olmaz diyor, tevbeyi ona vermeli (onun aracılığı lazım her konuda) diyor. İşin ilginci her ne söylerse hadis var, Buhari'de geçiyor falan da diyor (ne söylerseniz söyleyin hadis ile desteklemekten daha kolay bir şey yok zaten o da ayrı bir konu). Uydurulmuş din ve hurafenin yüzlerce örneğiyle yazı uzatılabilir. Hocam sizlerin görevleri arasında toplumu bu konularda da aydınlatmak, uyarmak olduğunu düşünüyorum ve sizden köşenizde bu konuda bir yazı bekliyorum. En derin saygılarımla.
Yeni Şafak