Eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi, yaptığı açıklamada, Irak'ta kurulan yeni hükümet ve beklentiler, ABD'nin IŞİD örgütüne yönelik açıkladığı stratejisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
IŞİD'in Sünni Arapların içinde ortaya çıktığına işaret eden Haşimi, bu sorunun orduların harekete geçirilmesi, komşu ülkelerin seferber edilmesi ve Irak güçlerinin saldırılarda kullanılmasıyla çözülemeyeceğini kaydetti.
"IŞİD Sünnilerin içinden çıktı"
Haşimi, IŞİD ve benzeri örgütlerle ilgili önerisini şöyle özetledi:
"Bu tehlikenin sadece güç kullanılarak üstesinden gelinemez. Bu tehlikenin dini, ideolojik, fikri, toplumsal ve siyasi boyutları var. IŞİD ve diğer silahlı örgütler, gün yüzüne Safevilerin Sünni Arapları hedef almasıyla çıktı. 2008'de Sünniler El-Kaide'yi kendi bölgelerinden söküp atmıştı ve şiddete son vermişlerdi. Şimdi yeniden orduların bu gruplara karşı harekete geçirilmesi Irak'ta daha fazla yıkım anlamına gelecektir. Bu sorunu, adaleti tesis ederek çözebiliriz. Sünnilere adil davranılmazsa hepsi IŞİD militanına dönüşebilir. Türkmenler ve Sünnilerin maruz kaldığı zulüm, onlara radikalliğe yönelmekten başka çare bırakmadı. O halde bu olguyu Sünni Arapları hedefe koyarak değil, onlara hakkaniyetle davranarak çözebiliriz."
Suudi Arabistan'da bölge sorunlarını görüşmek üzere toplanan, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelere hitap eden Haşimi, "Bu ülkeleri, sorunun çözümünde akılcı stratejiler izlemeye davet ediyorum. Bu örgütlere saldırmak onları ortadan kaldırabilir ancak bunlar Irak, Suriye ve diğer ülkelerde başka alanlar bulacaktır. Bu sorunun çözümü güç kullanmaktan değil, Sünnilere onurlu bir hayat sağlayacak bir dizi reformdan geçmektedir" dedi.
Uluslararası toplumun IŞİD konusunda çifte standart uyguladığını vurgulayan Haşimi, "Irak'taki IŞİD'e saldırma planları yapılırken, Suriye sınırındakine müdahale edilmiyor. Belki de ABD idaresi bu örgütlerin zayıflaması durumunda Esed rejiminin güçlenmesinden korkuyor. Hem IŞİD'in hem de Esed rejiminin hedef aldığı radikal olmayan silahlı grupların da varlığından haberdarız. IŞİD ise Suriye'de muhalif güçlerle mücadele ediyor ancak Esed güçlerine dokunmuyor" diyerek örgütün gerçekte hangi yöne daha meyilli olduğu konusunda soru işaretleri olduğunu dile getirdi.
"Değişim umudu az"
Yeni hükümetin değişim beklentilerini karşılayacağını düşünmediğini ifade eden Haşimi, şunları söyledi:
"Eski Başbakan Nuri el-Maliki'nin 3'üncü defa aynı göreve gelmemesi bile başlı başına iyi bir gelişme olarak görülebilir zira bu, uzun süren diktatörlükten sonra demokrasiye geçiş anlamına gelmektedir. Fakat yeni hükümetin şu ana kadar Irak'ta değişimi gerçekleştirmeye kararlı olduğu yönünde bir izlenime sahip değiliz. 8 yıl süren yolsuzluk, geri kalmışlık ve zulümden sonra Irak'ta yeni bir döneme başlamak ve yeni bir sayfa açılmak isteniyordu ancak ne hükümetin kuruluş şekli ne de yapılan açıklama beklenen değişimin gerçekleşeceği sinyalini vermedi."
Hükümette bakanlıkların dağılımının anlaşmazlık konularından biri olduğunu söyleyen Haşimi, şöyle devam etti:
"Hükümetin kuruluşu aceleye geldi. Burada hızlı davranılarak uluslararası toplumun özellikle de ABD'nin hoşnutluğu kazanılmaya çalışıldı. Bu anlaşılabilir bir durum fakat bu durumda hükümet bazı eleştirilere maruz kaldı. Bunlardan biri bakanlıkların adil bir şekilde dağıtılmaması hatta cumhurbaşkanı yardımcılığı gibi tamamen siyasi olan bazı bakanlıklarda genişleme yapılması oldu. Önceden 1 olan cumhurbaşkanı yardımcısı sayısı 3'e yükselmiş durumda. Bu da bütçeye getirdiği ek maliyetler nedeniyle halkının yüzde 30'u açlık sınırının altında yaşayan Irak'ın ekonomik durumunu doğal olarak etkiliyor. İkincisi ise başbakanın böyle kritik bir durumda savunma ve içişleri bakanlığı gibi iki hassas makamı kendisine bağlamak istemesi. Bu da Başbakan Haydar el-İbadi'nin Maliki'nin yolundan gittiği izlenimini uyandırıyor. Ayrıca hükümette Sünnilere verilen pay da istedikleri düzeyde değildi. Türkmenler de kabinede temsil edilmedi. Tüm bu etmenler değişim umudunu azaltıyor."
Hükümetin programıyla ilgili değerlendirmede bulunan Haşimi, "Biz gerek hükümetin kurulması gerekse seçim sürecinde desteğimizi eksik etmedik. Hükümetin programı açıklandı ama siyasi vizyonu açıklanmadı. Şu ana kadar ne üzerinde anlaşmaya varıldığını bilmiyoruz. Bunlar olsa bile 2006 ve 2010'da yaşadığımız tecrübe hala tazeliğini koruyor. Uluslararası alanda bağlayıcılığı olmadığı sürece başbakanın verdiği sözleri tutmaya zorlayacak hiçbir güç olmayacak" diye konuştu.
"Maliki hayatının geri kalanını hapiste geçirecek"
Maliki'nin cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirilmesini değerlendiren Haşimi, Maliki'nin, bu göreve getirilerek işlediği suçları örtbas ettiğini, ancak hakları çiğnenenlerin onun kendilerini temsil etmesine izin vermeyeceklerini ve işlediği suçları ortaya dökeceklerini söyledi.
Tarık el- Haşimi, Maliki'ye verilen bu görevle ona dokunulmazlık kazandırılmaya çalışıldığını belirterek, "Maliki'nin işlediği suçlardan ötürü yargılanması yönünde kararlar çıkaran pek çok uluslararası mahkeme var. Bu makamın ona sağladığı dokunulmazlık büyük sorun oluşturuyor. Ama ben inanıyorum ki Maliki, hayatının geri kalanını hapiste geçirecek" ifadelerini kullandı.
Haşimi, yeni başbakanın ya Maliki'nin yolundan giderek ve onun politikalarını izleyerek başarısız olacağını ya da onun döneminde yapılan hataların farkına varıp Türkiye ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirip, başarılı olacağını dile getirdi. Türkiye'nin bu konuda verdiği mesajın net olduğunu ifade eden Haşimi, Maliki'nin yaptığı gibi görmezden gelinmediği sürece bu mesajların İbadi'nin başarı hanesine yazılacağını kaydetti.
İbadi'nin aday gösterilmesi ve İran
İbadi'nin başbakanlığa aday gösterilmesinin ardında İran'ın olduğu yönündeki söylentileri makul bulmadığını açıklayan Haşimi, İran'ın kendi vesayetini tam anlamıyla sağlayacağı bir adaydan yana olduğunu ve bu nedenle de İbadi'nin adaylığından hiç hoşnut olmadığını söyledi.
Çözüm bekleyen sorunlar
Irak'ta Maliki'nin politikaları, İran'ın müdahaleleri, ABD işgali döneminde yapılan hatalar, Arap ülkelerinin Irak meselesine ilgisiz kalması nedeniyle kökleşmiş sorunlar olduğunu dile getiren Haşimi, ülkenin parçalanma ve sivil savaşın eşiğinde olduğunu öne sürdü.
"Yüzyıllardır birliği bozulmamış Irak, mezhep kökenli dışlama politikaları sonrasında Şii-Sünni savaşına doğru sürükleniyor. Hepimiz yeni hükümetin ülkede değişime zemin hazırlayacağını umut ediyorduk" diyen Haşimi, "İbadi, Sünnilere haklarını verir, yaşadıkları yerlere yönelik saldırılarını durdurur, sorunların çözümü için ulusal bir kongre düzenlenmesi çağrısı yaparsa sorunların üstesinden gelinebileceğini" savundu.