Tarih ve Siyasete Rüyalarla İstikamet Verilebilir mi?

Kenan Alpay, Payitaht Abdulhamid filminin son bölümünde yer verilen ve medyada “Payitaht Abdülhamid'de Efendimiz'e Salat-ü Selam Sahnesi Nefes Kesti” başlığıyla ünlenen sahneyi değerlendirmiş.

Yazısında Payitaht Abdulhamid’in son bölümünde yer verilen “Salat-ü Selam Sahnesi”ni değerlendiren Kenan Alpay, “Rüyalardan keramet devşirmeye, siyaset ve topluma istikamet vermeye, tarihi ve geleceği biçimlendirmeye kalkışmanın son derece tehlikeli bir bid’at, yıkıcı bir hurafe olduğunu hatırlatmakta fayda olacaktır. Hele ki bu rüyaların Hz. Muhammed (a.s.)’dan mesaj getirme gibi bir misyonu varsa!” diyor.

Payitaht Abdulhamid’in son bölümünde yer verilen “Salat-ü Selam Sahnesi” ve Kenan Alpay’ın bunun üzerine yaptığı değerlendirme şöyle:

 

Tarih ve Siyasete Rüyalarla İstikamet Verilebilir mi?

 “Rüya ile amel edilmez” hükmü fıkhın en temel ve en bilinen kaidelerinden biridir. Resul ve nebilerin vahyin kaynağı olan sadık rüyaları dışında, rüyaya göre hareket etmek de rüyayı bir delil saymak da doğru değildir. Çünkü rüya ilim sayılmadığı gibi zaptı (muhafazası) da mümkün değildir. Ne var ki keşif, ilham ve rüyalara bireysel ve toplumsal hayata, iktisadi ve siyasi hayata istikamet belirleme çabaları hiç eksik olmadı.

Kur’anı Kerim ve Sünnet’e bağlılığın zayıflamasına paralel bir biçimde “rüyalar ve tabirleri” bağlamına yoğunlaşılarak çoğu zaman mistik bir hayatın inşa edildiğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Genellikle rüyaların tabirleri bağlamında keşif ve ilhamlarla inşa edilen bu mistik hayatta bazı kimselerin olağan üstü düzeyde ayrıcalıklı ve mübarek olduklarını, ne kadar gayrı meşru olsa da bazı işlere cevaz verildiğini, geleceğe dair haber vermenin çok sıradan bir iş olduğunu toplumumuz çok ağır bedeller ödeyerek öğrendi.  (...)

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!