Tarih UCM yargıçlarının eylemsizliğini yargılayacaktır!

Tayab Ali, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde atılan olumlu adımların siyasi baskıları göğüsleyemeyen ve kariyer hırsına yenik düşen yargıçlar tarafından yerle bir edildiğini vurguluyor.

Tayab Ali / Middle East Eye

Tarih UCM'nin hareketsizliğini yargılayacaktır. Yargıçlar ya şimdi harekete geçmeli ya da kenara çekilmeli

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), tarihinde eşi benzeri görülmemiş, mirasını şekillendirebilecek ve binlerce kişinin hayatını etkileyebilecek bir anla karşı karşıya.

Savcı Karim Khan ve ekibi, muazzam risk ve baskı karşısında tutuklama emirleri için başvuruda bulunarak görevlerini yerine getirdiler.

Ancak UCM bir bütün olarak bocalıyor. Yargıçların karar vermesindeki gecikme, mahkemenin kendi misyonunu yerine getirmesinde feci bir başarısızlıktır.

Yargıçların bu aşamadaki görevi basittir: Tutuklama emri için yapılan başvuruyu değerlendirmek.

İleride atılacak adımların büyüklüğü düşünüldüğünde, bu nispeten küçük ama acil bir adımdır. Ancak, bu uzun süreli gecikme ne gerekli ne de izah edilebilecek bir mantığa sahip değil!

Durumun aciliyeti, aylarca süren müzakereleri değil, derhal harekete geçilmesini gerektirmektedir.

Dış etkenler

Savcının tutuklama emri çıkartmak için gerekli delil testini yerine getirip getirmediğine karar vermede yaşanan bu gecikmeyi haklı çıkaracak hiçbir belge hacmi ya da hukuki karmaşıklık bulunmamaktadır.

Hakimlerin oyalanmasına neden olan dış faktörlerin devrede olduğuna inanıyorum.

Geçen her saat daha fazla insanın hayatını kaybetmesine, erkeklerin, kadınların ve savunmasız çocukların UCM savcısına göre “savaş suçu eşiğini aşan” vahşetin kurbanı olmasına neden oluyor.

Tutuklama emirlerinin çıkarılmaması - hatta reddedilmesi - UCM'nin amacının muazzam bir şekilde çiğnenmesidir. UCM gibi cezai hesap verebilirlik kurumları sadece faillerden hesap sormak için değil, aynı zamanda yeni suçları caydırmak ve önlemek için de vardır.

Savaş suçları gibi iğrenç suçlarla karşı karşıya kaldığında UCM, hem adaleti sağlamak hem de daha fazla acı çekilmesini önlemek için hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmek gibi ahlaki bir yükümlülüğe sahiptir.

Ahlaki bir yükümlülük

Dünya, yıkıcı küresel sonuçları olabilecek çok devletli bir çatışmanın eşiğinde sallanıyor. Tutuklama emirlerinin hızlı bir şekilde çıkarılması dünya çapında devletlere yükümlülükler getirecek ve potansiyel olarak savaşın tırmanmasını engelleyecektir. Ancak mahkemenin gecikmesi bu şansı azaltıyor!

Yıllar önce, eski bir UCM savcısıyla oturup doğrudan bir sunum yapma fırsatı bulmuştum.

Bir kalem darbesiyle binlerce hayatı kurtarabilecek güce sahip oldukları için rollerine gıpta ettiğimi ifade ettim. Savcının tepkisi hukuki olmaktan ziyade siyasiydi; büyük bir baskı altındaydılar, güce sahip olduklarının farkındaydılar ancak harekete geçecek cesaretleri yoktu.

Ancak bu kez cesaretten yoksun olan savcı değil, yargıçlarının eylemsizliğiyle somutlaşan mahkemenin kendisidir.

Bir avukat ve bir mahkeme görevlisi olarak, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerini yerine getirmeyen yargıçlara ve kurumlara saygı duymakta zorlanıyorum. İnsanların ölmeye devam etmesine izin veren yargıçlara saygı duyamam çünkü yasal başvuruları incelemek için aylara ihtiyaçları var.

Eğer doğru olanı yapma kararlılığından yoksunsanız, o zaman bunu yapacak biri için kenara çekilin. Mahkemenin görevi insan hayatıyla ilgilidir, kariyer hırslarıyla değil.

Zaman daralıyor. Her gün ve her saat hayatlar kaybediliyor. Tarih UCM'nin eylemsizliğini yargılayacak ve bu yargılama hiç de nazik olmayacak.


Tayab Ali, Filistinliler için Uluslararası Adalet Merkezi Direktörü ve Londra'nın önde gelen hukuk firması Bindmans LLP'de Ortak ve Uluslararası Hukuk Başkanıdır. Middle East Eye'da yayımlanan makale Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...