Cemal Karslı’nın Şarku’l Evsat gazetesinin 2 Mart 2013 tarihli nüshasından yayımlanan makalesini Zaman gazetesi kısaltarak tercüme etti:
HALEP YIKILIYOR...
CEMAL KARSLI / Şarku'l Evsat
Şu an Suriye'de yaşadığımız acı olayları tarih daha önce yazmadı. Tarih daha önce bir yöneticinin terörist çeteler ve yabancı cihatçılarla savaştığı iddiasıyla ülkesini balistik füzelerle yerle bir ettiğini, halkını öldürdüğünü, üzerlerine aylarca misket ve vakum bombaları attığını yazmadı.
Suriye'de şu an yaşananlar ülkenin ve vatandaşın gelişigüzel yıkımıdır. Taşı ve insanı kırıp geçiren bir yıkım bu. Savaş uçakları lavlarını günlük maişetlerini kazanmakla meşgul, bu acıları ve musibetleri kimin defedeceğiyle ilgilenmeyen kalabalık Suriye kentlerinin üzerlerine atıyor. Bunun yanı sıra Suriye rejim ordusu ülkenin en güneyindeki Golan'ın balistik füzelerini en kuzeye ve özellikle de Halep ve kırsalına atıyor. Füzeler düşerken muhalif ile destekçi, devrimci ile Şebbiha veya sivil semt ile askeri kışla arasında bir ayırım gözetmiyor.
Son zamanlarda acınacak bir duruma geldik. Erkenden uyandığımızda, ailemizin durumunun iyi olduğundan, önceki gece akrabalarımız, dostlarımız ve sevdiklerimiz içinde hiç kimsenin öldürülmediğinden, evlerinin yıkılmadığından ve rejimin vahşi eylemlerinin kurbanı olmadığından emin olduğumuzda bir tür mutlu oluyoruz.
Bu iğrenç eylemleriyle Beşşar Esed kendi halkına ve insanlığa karşı bir savaş suçlusu olarak tarihe geçecektir. Tarihe en karanlık kapısından girecektir. Bu kapıdan ondan önce her adları zikredildiğinde nefret duyguları oluşturan isimler geçti. Roma'nın Neron'u, Hitler, Mussolini, Franco ve başkaları. İçlerinden bazılarının halkları bu isimlerin kendi topraklarında mezarları olmasına dahi karşı çıktı.
Suriye devlet başkanının halkına karşı kullandığı bütün bu şiddet türlerine rağmen çoğu insan hâlâ Esed'i destekleyen tutumlarını haklı göstermekte, bazen direniş, bazen komplo, bazen İslamcı aşırılık ve bazen de stratejik çıkarlarla gerekçelendirmekteler. Şu an dünyada olan biten gerçekten evrensel bir komplodur ancak rejime değil, Suriye devrimine yönelik bir komplo bu. Hiç kimse ABD Başkanı Barack Obama'nın Suriye'de olan bitene yönelik tutumunu anlayabiliyor mu? Suriye rejiminin ve zebanilerinin yaptıkları karşısında Obama'nın tereddüdü etrafında birçok soru işareti bulunuyor. Fransa'nın geçen birkaç hafta içinde Suriye devrimine yönelik tutumundaki korkunç devrimin niçin yaşandığına hiç kimse bir anlam verebiliyor mu? Peki son zamanlarda Rusya-Ürdün yakınlaşmasının sebepleri neler? Niçin Suriye devrimi bu şekilde yetim bırakılıyor?
Şu an Suriye'de yaşananları 1991'de Irak bazı balistik füzeleri İsrail'e attığı zaman yaşananlarla karşılaştıralım. O tarihte dünyada birçok siyasetçi İsrail'i desteklemek ve yanında durmak için gecikmedi. Başlarında da zamanın Alman savunma bakanı Gerhard Stoltenberg vardı. Stoltenberg bombardımandan dolayı İsrail'in uğradığı kayıpların tazminatı olarak 800 milyon mark tutarında İsrail hükümetine çek vermişti. Alman hükümetinin bu destekteki gerekçesi ise bir Alman şirketinin bu tür füzelerin gelişimine katkıda bulunmasıydı. Alman hükümetinin İsrail'e yaptığı bu cömertliği o vakit çoğu Alman anlamamıştı. Zira bombardımanın bazı maddi zararların yanı sıra bir kişinin Scud füzesi düşmesi sonucu kalp krizinden ölümüne yol açtığı biliniyordu.
Şimdi Suriye halkının üzerine her yıl onlarca balistik füze düşüyor ve geride yıkım ve yüzlerce masum kurban bırakıyor. Buna rağmen hâlâ birçok dünya lideri Suriye'de yaşananlara sorumsuz ve ilgisizce bakıyor, bu konuda tutumlarını netleştirmiyorlar. Tarih bizlere insanlığın bir kısmı pahalı bir kısmı ucuz farklı değerleri olduğunu öğretti. Amerikan uçağı Lockerbie'nin düşürülmesi sebebiyle ölenlerin tazminatı (diyeti) her biri için 3 milyon dolardı. Buna karşı Amerikan güçlerinin kendi topraklarında öldürdüğü Iraklı ve Afganlı vatandaşın bedeli veya diyeti ise sadece 200 dolardı. Bu durum ‘uygar' insanın değerinin ‘uygar olmayan' insanın 15 bin katına denk gelmesi demek. Bu ilkeye kıyasla şu an Suriye vatandaşının bedelinin Obama, Merkel, Hollande ve insanın saygınlığında kararlı olduklarını iddia eden diğerlerinin borsasında çok ucuz olduğu açık. Hatta ‘masumları öldürmeye son ver' veya ‘bırak git' gibi sözleri Suriyeli vatandaşın bedelinin çok üzerindeymiş gibi kendilerine çok maliyetli hale geldi.