Eski evleri ve bozulmamış mimarisi ile dikkatleri çeken Taraklı’da Vali Konağında yapılan sohbette Hamza Türkmen’in sohbetinden vurgular aşağıdadır:
Biz tarihi unutturulmuş dili unutturulmuş değerleri ile bağları kopartılmış bırakın ideal olanı verili olanı bile kaybettirilmiş bir coğrafyanın insanlarıyız. Bizler 1920 lere geldiğimizde tüm İslam coğrafyası işgal altındaydı ve her yerde moral bozukluğu her yer de sinmişlik hakimdi. Bizim kanaat önderlerimiz diyebileceğimiz tüm önderlerimiz işaretçi diyebileceğimiz insanlar ya katledilmişler ya yurtlarından sürülmüşler ya da gitmeye mecbur bırakılmışlardı.
Mehmet Akifler Babanzade Ahmet Naimler Said Halim Paşalar Elmalılı Hamdi Yazırlar ve Said Nursiler İskilipli Atıf Hocalar ve ismini sayamadığımız diğerleri ya katledilmiş ya sindirilmiş ya da sürülmüşlerdi.
Peki, biz ne yapacaktık? Müslümanlar ne yapacaktı? Zulme zalime boyun mu eğeceklerdi?
İlk defa el yordamıyla telif eserler ( bu da hatta Said Nursi’nin talebelerinden Hilal Yayınları sahibi Salih Özcan tarafından Yoldaki İşaretler Kur’an’a Göre Dört Terim gibi) yolu ile İslami duyarlılığın önü açılmaya ve talep oluşturulmaya çalışıldı.Daha sonrasında Milli Görüş’ün politika sahnesinde kendini yer açması da Müslümanların bir alternatif oluşturmalarına olumlu katkılar yaptı.Yetmişli yıllar bu şekilde İslami dergilerin oluşturduğu atmosfer ile geçti ve oluşan duyarlılığı bilince dönüşterecek öncüler yetişti.
Hemen hemen tüm Anadolu’da illerde ilçelerde kitabevleri etrafında oluşan öbekler İslami kimliğin oluşmasında eşsiz katkılar sundular. Bugün İslami birikim adına ne varsa kahir ekseriyeti 1985-1995 arası yetişen nesildir ve hala da bu birikim üzerinden gitmektedir.
28 Şubat darbesinin ardından girdiği acilci rüyalarından uyanan İslami çevreler 2000li yıllarla birlikte Akparti hareketi etrafında bir enerji oluşturdular ve bu enerji gösterilen tutarlı siyaset ve özellikle 2010 sonrası oluşan göreceli özgürlük ortamı ile kısmi de olsa önemli kazanımlar elde etti.
Şimdi ise 2013 Gezi provokasyonu sonrası grek Uluslar arası emperyal çevreler ve bunların yerli işbirlikçileri olan siyasi ve ekonomik oluşumlar eliyle elde edilen bu kazanımları geriletmeye tekrardan Kemalist ideolojiyi hortlatmaya çalışıyorlar. Bu bir süreçtir. Onlar mücadelelerini ortaya koyacaklar biz de.Tıpkı sihirbazların yattıkları asasını yutan Musa’nın ejderhası(!) gibi.
Bizler Enfal 53 de vurgulandığı gibi kaybettiğimiz maalesef trajik bir şekilde yitirdiğimiz nimeti yani vahyin aydınlığına tekrar dönme yolundayız ve bu yolsa yürüyoruz.
Bizim beraber iş yapabilme ayrıştığımız noktaları gündemleştirmeden ümmetin yeniden inşaa ve ihyası için ortak çabalarımızı büyütme aşamasındayız.Bizler ıslah ekolüyüz.Bizler ıslah ekolünün dirayet tarafındayız.Bunun rivayet tarafı da vardır.Bunların dışında olan geleneksel çevreler de vardır.Bunların dışında modernist yaklaşımlar da vardır.Bizler zulüm karşısında alınan tavra göre ümmetin diriltilmesindeki çabalara göre az önce de söylediğim gibi birlikte iş yapabilme imkanlarımızı geliştireceğiz.Rabbimiz bizim bu uğurda yapacağımız çabalarımızı bereketlendirsin.