Tarafsız müttefik/ güvenilir düşman!

MUSTAFA ÖZCAN

Suriye’deki değişimle alakalı olarak Netanyahu’ya soru sorulması üzerine şöyle mukabele ediyor: “Vereceğim bütün cevaplar kötü...” ‘Size iyi cevabım yok’ demek istiyor.

Bütün seçeneklerin, şıkların ve ihtimallerin kötü olduğunu belirtmiş. Kimileri Suriye’deki olayların aynı minval ve vetire üzerine gitmesi halinde Suriye’yi iki ihtimalin beklediğini ileri sürüyorlar. Bunlardan birisi iç savaş, diğeri de bölgesel bir savaş. İç savaş ihtimali üzerinde duranlar bir mezhep temeli üzerine iktidar süren zümrenin kolay kolay pes etmeyeceğini ve çekişmeyi bir iç savaşa taşıyabileceğini söylüyorlar. Suriye Meclisinden iki milletvekili istifa etti. En azından onlardan birisi Dera kökenli ve halkını koruyamadığı için istifa ettiğini duyurdu. ‘Bana oy verenlerin desteğine ihanet ekmiş olacaktım dolayısıyla çaresizliğimden istifa ediyorum’ diyor. Aynı milletvekili Beşşar Esat’ın Dera eşrafına söz vermesine rağmen halkın üzerine ateş açılmaya devam edildiğini ve bu durumda ülkeyi kimin yönettiği sorusunun akla geldiğini söylüyor. Çeşitli olay mahallerinde görüldüğü gibi Mahir Esat çok soğukkanlı ve vahşi bir biçimde öldürülen vatandaşları videoya çekerek onları ölümsüzleştiriyor! Adam demek ki normal değil. Sadizm yüklü. Sanırsınız ki ya av partisinde ya da turistik gezintide çekim yapıyor. Dolayısıyla bu rejimin ülkeyi sağlıklı bir biçimde yönetme kapasitesi ve ehliyeti yoktur. İsrail asıllı yazar Joel Greenberg, Suriye’deki gelişmelerden ötürü İsrail’in şaşkın olduğunu ve gelişmelerin ve muhtemel değişimin sonuçlarıyla alakalı değerlendirmeler yaptıklarını belirtiyor.

Bütün sır Suriye ile İsrail arasında kaim olan düşmanlığın tanımında. Bu gerçek bir düşmanlık mı yoksa rejime meşruiyet atfetmek için kontrollü bir gerilim politikası mı? İsrailli yazar Joel Greenberg’e göre Suriye Hizbullah’ı desteklemesine ve İran’la stratejik ilişkilerine ve Hamas’ın siyasi bürosunu Şam’da ağırlamasına rağmen yine de güvenilir bir düşman. Beşşar ve rejimi için güvenilir düşman ifadesi bize Amerikalıların ve özellikle CIA’nın Nasır’la alakalı olarak bir tanımını hatırlatıyor: Tarafsız müttefik! Suriye rejimi güvenilir bir düşman ve bu yüzden sınırın iki tarafında 40 yıldan beri sükunet hüküm sürüyor. Saddam Hüseyin Filistin’i kurtarmaya Kuveyt’ten başlarken Esat ailesi ise Golan’ı Lübnan üzerinden kurtarıyor. Beşşar Esat’a atfedilen bir nüktede olduğu gibi Beşşar Esat rejimiyle birlikte Lübnanlıların kanlarının son damlasına kadar İsrail’le savaşacak! Doğrudan savaşma niyeti yok. Lübnan maşası kullanarak elini yakmayacak. Suriye doğrudan İsrail ile savaşacak olursa bu savaşın İsrail’in değil kendi rejiminin sonu olacağını biliyor. Onun için de temkinli davranıyor. Suriye sürekli ret cephesinde yer alıyor lakin bu ret cephesi barış cephesi olmadığı gibi savaş cephesi de değil. Uzatmalı mütareke içindeler.

İsrail son olaylarla alakalı tavrını sır gibi saklıyor. Bu dram sonunda İsrail için ölümcül bir oyuna dönüşebilir. Mossad eski başkanlarından Ephraim Halevy Mısır, Tunus ve Libya ile ilgili İsrail’den resmi hiçbir tepki gelmediği gibi Suriye konusunda da aynı tutumun sürdüğüne dikkat çekiyor. İsrail aynen nükleer programında olduğu gibi Arap Baharı konusunda da belirsizlik politikası izliyor. Kafası da karışık. Zira ihtimalleri tayin edemiyor.

İsrail Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmak istemiyor. Savunma eski bakan yardımcılarından Efraim Sneh bakış açısını şöyle özetliyor: “Bildiğimiz şeytan bilmediğimiz şeytandan evladır. Muhalefetin ana unsuru İslamcılar olmasa bile en iyi örgütlü olan onlar. Biz laik Suriye rejimini İran’dan koparmaya çalışırken daha kötüsüne çatmayalım.”

Netanyahu’nun danışmanlarından birisi ‘özgürlük talebi sonunda İhvan kapanı haline gelmesin’ diyor. Kimi İsrailliler bu karışıklıktan istifade edilmesi gerektiğini de düşünüyor. Bu bağlamda, Şam’ın İran ve Hizbullah’dan uzaklaştırılması için çalkantılı dönem baskıya açık bir ortam olabileceğini tasavvur ediyor. Kısaca bölge gibi İsrail’in kafası da karışık. Olan bitene teşhis koymaya çalışıyor.

YENİ AKİT