Taraf’ın Arşivine Gir CIA Şantajını Gör!

​​​​​​​FETÖ’yü çözmek istiyor muyuz? İstiyoruz.. O zaman, FETÖ’nün içine kaçan CIA’yı deşifre etmeye mecburuz!

Ali İhsan Karahasanoğlu / Yeni Akit

Amacım, FETÖ’yü aklamak değil.

Masum olduklarını söylemek değil.

Ama gerçeği bilmezsek, görmezden gelirsek, bugün Fetö gider, yarın metö gelir.

Müslümanlar, yıllarca didinip geldikleri noktada, bir küçük fitne hareketi ile yeniden darmadağın olurlar..

Yaşadıklarımızdan ders çıkarırsak, şunu söyleyebiliriz:

FETÖ, tek başına bir hareket değil.

İçine CIA sızmış bir hareket.

Yani, “Bir FETÖ var, FETÖ’den içeru.”

Somuta inelim.

Taraf gazetesinin ilk çıktığı günlerden itibaren, Gülen grubu ile ilgili yayınladıkları haberleri izlediğinizde, FETÖ’nün içindeki CIA kuklası FETÖ’yü daha iyi görüyoruz.

Taraf’ın kuruluşundaki isimleri irdelediğinizde, FETÖ’ye sızmış CIA’yı daha iyi görüyoruz.

Mesela, Taraf’ın kurucuları arasında yer alan Yasemin Çongar kim?

Eşi ABD’de istihbaratta çalışan, kendisi de ABD’de uzun yıllar kalan sözde bir gazeteci.

Taraf ile CIA bağlantısı için daha neye gerek var?

Taraf’taki ikinci isim Ahmet Altan kim?

Dini görünümlü FETÖ ile hiç ilgisi olmayan bir ateist. Aileden sosyalist.

Bu bilgileri not edelim ve gelelim FETÖ’nün Taraf’taki haberlerle CIA tarafından nasıl esir alındığına.

Dışarıdan baktığınızda, Taraf gazetesinin Gülen grubu ile paralel yayın yaptığı şeklinde bir genel kanı olsa da, Taraf’ta yayınlanan ve nokta atış yapan bazı yayınlar bu genel kanıyı tekzip ediyor.

Ahmet Altan, geçen hafta yargılandığı davada “Ben o tarihte Taraf’tan ayrılmıştım” diyerek birçok soruyu anlamsız bulduğunu belirttiği savunmalar yapsa da, vereceğim örnekler onun döneminden..

Ne mesela?

Hüseyin Gülerce ile, PKK’nın elebaşısı Apo’nun avukatlarının görüştüğühaberi.

Kimse zekamızla alay etmemeli.

Bu haber, dört dörtlük operasyonel bir haberdi.. Gülen grubuna şantaj amaçlı bir yayındı.

Taraf gazetesinin o günlerdeki nüshalarına baktığınızda, bu haberin, gözden kaçan bir haber veya öylesine bir haber olmadığını, ardı ardına yapılan yayınlarla Gülen grubuna nasıl şantaj yapıldığını görürsünüz.

Taraf, Gülen grubunun tam emireri bir gazete olsaydı bu haber yayınlanır mıydı?

Tabii ki hayır.

O zaman bu haber niçin yayınlanmıştı?

Siz bu sorunun cevabını düşünürken, ben CIA bağlantılı gazetede, CIA kuklası haline getirilmek istenen Gülen grubu aleyhine yayınlanan ikinci habere, ikinci somut şantaj örneğine geçeyim.

Yine Ahmet Altan’ın gazeteden ayrılmadığı tarihten bir dizi haber örneği:

“ABD Gülen’i koruyor mu?”, “Gülen hareketi ve polis”, “Türk liderlerin cemaatle ilişkileri” ve “Azınlıklar ile Gülen cemaati ilişkileri.”

Bu başlıklar ile, WikiLeaks belgeleri yayınlanıyor görüntüsü verilerek yapılan haberlerde, aslında Gülen grubu AK Parti’ye karşı kışkırtılmak üzere CIA merkezli şantaja alınıyordu.

Ahmet Altan, o manşetler için de, “O günlerde ben roman yazıyordum, haberim yok” diyebilir mi acaba?

Veya derse, kasdettiği roman, “17-25 Aralık sürecine gelen sürecin romanı” mı olur, yoksa kendi romanı “son oyun” mu olur?

Hemen bir parantez açayım.. Birileri, bu haberler için, “Taraf gazetesinin Gülen grubuna aidiyetini gizlemek için yapılmıştır” dese de, inandırıcı olamaz.

Niye?

Taraf gazetesi çıplak kadın fotoğraflarından tutun, ateist propaganda içeren haberlere kadar Gülen grubu çizgisine aykırı o kadar çok yayın yapıyordu ki, bence böyle bir görüntü vermek istemez..

Bu noktada soru şu:

Taraf gazetesi, Gülen grubundan ziyade CIA’nın kontrolündeki bir gazete değilse, niçin zaman zaman Gülen grubu aleyhine yayınlar yapıyordu?

Bu sorunun da cevabını düşünürken, Taraf ile Gülen grubu arasındaki ilişkinin CIA unsuru ile irdelenmesi gerektiğine bir somut örnek daha verelim.

17 Aralık öncesinde, 2013 yaz aylarında, CIA kontrolünde kurulan Taraf’ın muhabiri Mehmet Baransu ile Zaman Genel Yayın Yönetmeni, FETÖ’nün esas kadrosundan olduğunda şüphe bulunmayan Ekrem Dumanlı arasında bir kavga çıktı.

Önce CIA gazetecisi Baransu konuyu ortaya attı: “Başbakan Erdoğan ve Ekrem Dumanlı görüşmüş. Gergin geçen görüşme notlarını Ekrem Bey yazar mı acaba? Dinlediklerim doğruysa kavga çok büyük.”

Sonra FETÖ’nün elemanı durumu kurtarmaya çalışıyor: “Bu iddia gerçek dışıdır. İki sebebi var, 1- Bir kere Başbakanımız ile görüşme yeni değil. 2- Görüşme saygı-sevgi çerçevesinde oldu, dertleştik, ayrılırken de sarılıp kucaklaştık… Tezim belli: Sorunumuz varsa oturur saygı-sevgi içinde konuşuruz. Dürüstçe dertleşiriz. Aramıza girip fitne çıkarmaya gerek yok. Mevzu budur!”

Tekrar belirteyim.

Amacım FETÖ’yü mazur göstermek değil.

Oyun kuran ve kuklalarının yerli yerine konulmasını sağlamak.

Bu somut örnekten de hareketle tekrar soralım: Taraf gazetesi, Gülen grubunun tam hakimiyeti altında olsaydı, Baransu ile Dumanlı böyle kavga eder miydi?

Dumanlı’nın gizlemek istediği bir konu, Baransu tarafından kontrollü bir şekilde açık edilir miydi?

FETÖ’yü çözmek istiyor muyuz?

İstiyoruz..

O zaman, FETÖ’nün içine kaçan CIA’yı deşifre etmeye mecburuz!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!