Haber: Kemal Gümüş / Erdinç Akkoyunlu
Suriye, 48 yıllık Baas Rejimine karşı başlattığı isyanın 16 ayını geride bırakırken, Suriye halkı en zor günlerini yaşıyor. Bir cehennemi andıran Halep’ten kaçış ise adeta imkansız. Halep’e giren bir daha çıkamıyor. Havadan ve karadan bombalanan Halep’te büyük bir yıkım var. Şehrin her bir yanını rejimin keskin nişancıları sarmış durumda. Altyapı vurulduğu için şebeke suyu kesilmiş. 140 tank ve 14 bin askerle Halep’i kuşatan Esad güçleri özelikle muhaliflerin destek almaması için yolları ve kamu binalarını hedef alıyor. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ise yaklaşık 2000 kişilik askerle direniyor. Saldırılarda kimyasal bombalar ile misket bombalarını kullanan rejim güçlerine karşı roket atar ve düşük yoğunluklu silahla kullanan ÖSO tam bir gerilla taktiği uyguluyor. Geceleri harekete geçen muhalifler adım adım zafere yaklaşırken tüm ihtiyaçlarını da gece temin ediyor. Bütün imkansızlıklara ve korkunç bombardımana rağmen mevzilerini koruyan muhalifler, mobil kuryelerle gıda ve ilaç malzemesi taşıyor.
Kaçmak için yakıtları bile yok
Canlarını kurtarmak için günlerdir kenti terk etmeye çalışan halk ise perişan. Kaçabilmek için taşıtlarına koyabilecek mazot bulamayan halk aç ve susuz günlerce yol alarak Türkiye sınırına yakın yerleşim yerlerine kaçıyor. Zamanında kaçamayanlar ise Halep’te mahsur kalarak kurtarılmayı veya savaşı zarar görmeden atlatacağı günü bekliyor. Türkiye sınırındaki Azez’e kaçan Abdullah Davut, akrabalarının hala Halep’te olduğunu ve büyük endişe duyduklarını söylüyor. Davut, “Eşim ve çocuklarımla beraber kaçabildik. Halep adeta cehennem oldu. Uçaklar bir yandan tanklar toplar bir yandan bombalıyor. Hiç insafları yok, dışarıda gördüklerini vuruyorlar. Evlerinde saklanan ve kaçma imkanı bulamayan binlerce insan var. Kimyasal gazlar atıp halkı evlerinden çıkarmaya çalışıyorlar. Amcamın çocuklarından haber alamıyorum” dedi.
Esad askerleri tanklarla binaları yerle bir ederken kentin bir çok noktasına da keskin nişancılar yerleştirdi. Halepli siviller akın akın kentten kaçarken, şehrin merkez mahallelerinde mevzilenen binlerce Özgür Suriye Ordusunu kentten çıkarmak için Esad ordusu 150 tank, yüzlerce top ve binlerce askerle saldırıyor. Kenti tanklar ve topların yanı sıra havadan da vuran Esad’ın ordusu alt yapıyı da büyük oranda tahrip ettiği için ciddi manada su sıkıntısı yaşlanıyor.
Şebbiha Kan Kaybediyor Yakında Dağılacak
Son bir haftadır savaş uçakları, tank ve ağır silahlar ile hava ve karadan saldırarak Halep’i direnişçilerden temizlemek isteyen, diğer bölgelere göre Halep saldırısını daha çok önemseyen ve Halep saldırısına “savaşların anası” adını veren Esad rejimine karşı ÖSO etkili bir gerilla savaşı sergiliyor. Muhaliflere göre Suriye ordusu son 2 aydır yoğun şekilde dökülmeye başladı. Generalden, subayına, erine kadar Esad ordusunun dağılma süreci yaşadığını belirtiyorlar. Esad’ın Nusayri askerleri ve gözbebeği olarak baktığı Şebbiha’lar ile katliamlarını sürdürdüğünü ifade eden muhalifler, Şebbihaların korkunç katliamlarla dolu mazisinden dolayı hiçbir yerde destek bulamayacağını ve kısa bir süre sonra dağılacağını kaydediyor.
Halep rejimin mezarı olacak
Halep’te Özgür Suriye Ordusu ile Esad güçleri arasındaki çatışmaların kentte büyük yıkıma yol açtığını söyleyen Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Üyesi Ömer Şavaf, muhaliflerin silah desteğine ihtiyacı olduğunu belirtti. Şavaf, “Esad, şimdiye kadar Halep’teki direnişi kıramadı. Esad ordusu çok ağır silahlarla saldırmasına karşın pek çok tankı ve helikopterini de kaybetti. Fakat direnişçilerin gerilla savaşına uygun, Esad’ın silahlarına karşılık verecek nitelikte silahı yok. Direniş tüfekle olmaz. Suriye’de rejim değişmeli diyenler silah yardımı yapmalı” diye konuştu. Muhaliflere ağır silah yardımı yapılmamasının ardında ‘Bu silahlar ileride İsrail’e karşı kullanılabilir’ fikrinin yattığını söyleyen Şavaf, şunları anlattı: “Silah olmayınca bu kanlı diktatörü nasıl devirelim? Diplomasinin işe yaramadığını görmüyorlar mı? İşe yaramış olsa Kaddafi, 1970’lerde devrilirdi. Saddam, idamına gerek olmadan iktidardan giderdi. Şimdi bize ‘Direnin diyenler’ var. Nasıl direnelim? Muhaliflerin elinde Esad’ı yenecek güçte silah yok. Halep’te muhalif direnişçiler taktik hatası yapmazsa bir hafta içinde rejimin mezarlığı olur” Halep’in coğrafi olarak çok karmaşık yapısı olduğuna dikkat çeken Şakfa, “Humus’un direniş bölgeleri Alevi mahallesi ve köyleri ile kuşatılmıştı. Aleviler rejimden yana tavır alıp direnişi kırmak için işbirliği yaptı. Bunun sonucunda da katliamlar oldu. Halep’te ise Esad’ı bozguna uğratan halkın katılımı. Bu sebeple Halep’i Esad’ın alması mümkün değil” dedi.
Esad senin tanklarınla sarayına yürüyeceğiz bizi bekle
Halep-Türkiye arasındaki stratejik bir kontrol noktasını ele geçirdiklerini açıklayan muhalifler, Esad birliklerinin kaleleri Selahaddin’de denetimi sağladığı haberini yalanladı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a bağlı ordu birliklerinin cumartesi günü Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kuvvetlerine karşı Halep’te başlattığı operasyon üçüncü gününe girerken, isyancıların Halep ile Türkiye arasındaki stratejik bir kontrol noktasını ele geçirdiği belirtildi. ÖSO komutanı Ferzat Abdül Nasser, “Yaklaşık 10 saat süren çatışmanın ardından, Halep’in 5 km kuzeybatısında kalan Anadan güvenlik noktasını ele geçirdik” dedi. ÖSO’nun, kontrol noktasını ele geçirmesiyle Halep ile Türkiye arasındaki geçişi de serbest kıldıklarını belirtildi. Muhalifler çatışmalarda, 6 askeri öldürüp 25’ini de esir aldıklarını da açıkladı. Çatışmalarda ÖSO, yönetime ait 7 askeri aracı tahrip ederken, 8 tankı da ele geçirdiklerini duyurdu. Sosyal paylaşım sitelerine yüklenen görüntülerde muhalifler, ‘Esad bu tankların ile senin sarayına yürüyeceğiz bizi bekle’ diye slogan atıyor.
Suriye ordusu ise ÖSO birliklerinin en yoğun olduğu Selahaddin mahallesinin bir kısmını ele geçirdiğini açıkladı. Resmi haber ajansı SANA, ‘ordunun Selahaddin’i terörist gruplardan temizlediğini’ belirtti. ÖSO’nun Halep Konseyi Başkanı Albay Abdülcabbar Kaidi ise “Hükümet güçleri bir metre bile ilerleyemedi” dedi.
Sokağa kim çıkarsa öldüreceksiniz
Suriye ordusundan kaçıp Irak’a sığınan askerlerden olan 23 yaşındaki Hasan ile 25 yaşındaki Hüseyin, Erbil’de tanık oldukları katliamları anlatırken tarif edecek kelime bulamadı. Hasan, “Humus’ta halk rejim karşıtı yürüyüş yapıyordu. Bize şu emir verildi: Sokağa kim çıkarsa çıksın öldüreceksiniz. Eylemciler hep sivil ve silahsız yürüyordu” deyip şunları anlattı: “Arkamızda silahlı Muhaberat vardı. Verdikleri mermilerin hepsini halkın üzerine boşaltmamızı istiyorlardı. Mermilerini kullanmayanı tespit edince öldürüyorlardı. Biz de ya havaya ya yere ateş açıyorduk” Hasan, Şebbiha adlı rejim yanlısı paralı grupların yaptığı katliamların daha da ‘ürkütücü’ boyutta olduğuna dikkati çekti: “Mermileri bitirmemek için katliamları bıçakla yapıyorlardı. Kadın çocuk demeden boğazlarını kesiyorlardı. Her öldürdükleri kişi için rejimden 50 dolar alıyorlar.” Hüseyin ise “En son bize gelen emir ‘sokağa kim çıkarsa öldüreceksiniz’ oldu. İnsanlığım bunu kabul etmedi. Üniformamı atıp kaçtım’’ dedi. İki genç de “Rejimin gözünde birer suçluyuz ama bu suçu işlediğimiz için çok mutluyuz. Irak’ta güvendeyiz ama aklımız vatanımızda, geri dönüp özgürlüğümüz için savaşmak istiyoruz” dedi.
STAR Gazetesi