Emekli Albay Cemal Temizöz'ün de yargılandığı faili meçhuller davasında, JİTEM cinayetlerinin ayrıntıları gün yüzüne çıktı. Duruşmaya tanık olara katılan Agit Malgaz, Silopi ile Cizre arasındaki jandarmaya ait Botaş arama noktasında itirafçılar tarafından alınan ve 3 gün sonra kafaları ezilmiş halde bulunan 4 kişinin ölümüyle ilgili bildiklerini anlattı.
Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşan ve ifadeleri tercüme edilen Malgaz, "Botaş resmi üniformalı jandarma görevlileri 24 saat arama yapıyordu. Onların biraz ilerisinde siviller-itirafçılar bekliyordu. Taksici Ömer Candoruk ve arabasındaki A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak ve Yahya Akman sivil giyimli ekipler tarafından alınıp Cizre'ye götürüldü. 3 gün sonra cesetleri bulundu. Bu siviller arasında itirafçı Abdülhakim Güven ile Bedran kod adlı Adem Yakin'i de gördüm." dedi.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993-95 yıllara arasında işlenen 20 faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın görülmesine Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Bugünkü duruşmanın sabahki oturumuna tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, korucubaşı Kamil Atağ, itirafçı Abdülhakim Güven (Fırat Altın), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin ile tutuksuz yargılanan Temer Atağ katıldı. Duruşmada 1994 yılında Cizre ile Silopi arasındaki jandarma arama noktasında durdurulan taksinin şoförü Ömer Candoruk ila arabada bulunan A.Aziz Gasyak, Süleyman Gasyak, Yahya Akman'ın sivil kişiler tarafından gözaltına alınması ve 3 gün sonra cesetlerinin bulunması ile ilgili olayın tanığı dinlendi. Tanık Agit Malgaz, köy minibüsüyle Cizre'ye gelirken arama noktasında bekletildikleri sırada komşusu olan Ömer Candoruk'un arabasının jandarmanın kullandığı iki binek araba tarafından durdurulduğuna şahit olduğunu söyledi. Agit, Candoruk ve arabada bulunan 3 kişinin indirilip diğer arabaya bindirildiğini, bir sivil kişinin de onun arabasını kullanarak Cizre'ye doğru hareket ettiğini belirtti.
"ÖLDÜRÜLECEĞİNİ ANLADI EHLİYETİNİ ARABADAN ATTI"
Bu sırada arama noktasındaki işlemlerinin bittiğini ve Cizre'ye doğru hareket ettiklerini anlatan Malgaz, üzerinde anteni bulunan 2 jandarma aracı ve biri de Candoruk'un arabası olmak üzere 3 aracın önlerinde seyir halinde olduğunu kaydetti. Üç araba bir köy yoluna girerken Ömer Candoruk'un ehliyetini arabadan attığını gördüğünü anlatan Malgaz, "Bu sırada minibüs şoförüne rica ettim durduk ehliyeti aldık. Ehliyeti Cizre'ye gittiğimde taksi durağındaki abisine teslim ettim ve itirafçıların kardeşini kaçırdığını anlattım. Daha sonra eve döndüm." dedi. Cizre'deki evindeyken Yahya Akman'ın eşi Leyla Akman'ın kendisini aradığını belirten Malgaz, "Ben ona da yaşananları anlattım. İtirafçıların alıp götürdüğünü söyledim. Aynı mahallede oturduğumuz için arabadaki dört kişiyi de tanıyordum." şeklinde konuştu.
"İTİRAFÇILAR RAMBO'YA BENZİYORDU"
Sanık ve mağdur avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık Malgaz, itirafçı Abdülhakim Güven ile Adem Yakin'in çelik yelek, kot pantolon ve poşu giydiklerini kaydetti. Malgaz, "Sivil giyimli jandarma istihbarat ve itirafçılar Rambo'ya benziyorlardı. Suçları uzun, top sakal bırakmışlardı. Onlar meşhur kişiler olduğu için Cizre'deki hemen herkes tanıyordu." ifadelerini kullandı.
"MÜDAFİ AVUKATLARI: MAHKEMENİN İYİ NİYETİNDEN ŞÜPHE DUYUYORUZ"
Söz alan sanıklardan Abdülhakim Güven ile Cemal Temizöz, tanığın 2002 yılında Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan fotoğraf teşhisinde sanıkları tanımadığını belirttiğini hatırlattı. Mahkeme heyeti bunun üzerine tekrar fotoğraf teşhisi yaptı. Tanık, fotoğrafta kişinin Güven'e benzediğini ancak 'odur' diyemeyeceğini kaydetti. Söz alan müdafi avukatlarından Tahir Elçi, "Şırnak ve Diyarbakır'daki mahkemeler fotoğraf teşhisi yaparken nüfus cüzdanındaki eski ve silik fotoğrafı neden gösteriyorlar. O döneme ait büyük ve renkli fotoğrafla neden teşhis yapılmıyor? Biz mahkemenin iyi niyetinden şüphe duyuyoruz." dedi.
TERCÜME YÜZÜNDEN GERGİNLİK YAŞANDI
Türkçe bilmeyen tanık Malgaz'a mahkeme heyeti adliye personelinden birini tercüman olan görevlendirdi. Kürtçe bilen avukatlar tanığın anlattıklarının Türkçeye eksik aktarıldığını belirterek itiraz etti. Mahkeme heyeti itirazı reddetti. Tercümanın Kürtçe bazı kelimeleri anlamamasına tepki gösteren avukatlar, mahkeme heyetine tekrar itirazda bulundu. İtirazlarının kabul edilmemesine tepki gösteren avukatlar, "İsterseniz biz tercüme edelim, göreceksiniz tanığın anlattıkları çok farklı." dedi. Mahkeme heyeti fotoğraf teşhisi konusunda hem tercümana hem da avukatlara Türkçe çeviri yaptırdı. Görevli tercümanın eksik çevirdiği tanığın, "Fotoğraftaki kişiyi tanımıyorum" demediği, "Fotoğraftaki kişiyi tanıyorum ama Hakim olduğundan emin değilim" sözlerini kullandığı olduğu ortaya çıktı.
Kısa süren gerginlikten sonra duruşmaya ara verildi.