Demek ki neymiş; 'masaya yumruğunu vuran' insan tipi sadece söz konusu masa kendi insanımızın masası olduğunda geçerliymiş! Demek ki neymiş; 'yandaş' diyenlerin bundan ne kastettikleri gayet açıkmış. Pekala Simon Peres yandaşı da olunabiliyormuş! Demek ki neymiş; sırf AK Parti ve Erdoğan'a duyulan nefret ve kin insanı katillerin borazanına da dönüştürebiliyormuş. | |
Başbakan öyle bir ayar çekti ki, son iki yazıda kaleme almak istediğim 'komutanın telefon diplomasisi' yazım güme gitti. Yoksa size Sayın Karadayı'nın Erkan Mumcu hakkında konuştuğu iddia edilen kayıtlardan bahsedecektim. Koskoca bir komutanın bunları demiş olamayacağını ileri sürecektim ki, kendisi de Holding Medyası'ndan elemanlara bunu açıkladı zaten. 'Bence montajlanmış' dedi. Bence de öyle. Yoksa koskoca komutan işi gücü bırakıp siyasetin içine bu kadar pervasızca dalabilir mi? Mümkün mü bu? Bu da birilerinin oyunudur, diye düşünüyorum. Darbe Günlükleri gibi... Orada da hatırlarsınız; değerli komutanların sanki hiç işleri güçleri yokmuş gibi mesailerinin 24 saatini hükümeti devirmek için harcıyorlarmış havasında bir montaj söz konusuydu bence. Oysa değerli komutanımız, "bu mümkün değil, benimkileri sildim" demişti. O sesin komutanımıza ait olmadığından eminim. Yoksa o sesin sahibi çakal neler diyor öyle? Koskoca demokrat savcımız Sabih Bey hakkında nasıl iftiralar atıyor böyle? Yok 'durum kötüymüş' de, 'artık Silahlı Kuvvetler el atmalıymış da' filan... Montajı yapan çakallar öylesine benzer bir ses bulmuşlar ki, hani insanlar yutacak sanki! Sabih Bey gibi demokrat ve kanunlara saygılı bir insan böylesi bir edepsizliğin içinde olabilir mi? Hiç sağa sola telefon açıp, 'nasıl etsek de bu herifleri yıksak' katakullilerine tevessül eder mi? Ayıp, günah değil mi? Tüm erklerin buluştuğu yemeği bile 'yargı yara aldı' diyerek demokratik açıdan eleştiren savcımızın böyle kulisler yapması akla uygun mudur? Başbakan o çıkışı yapmasaydı, sesini eski komutanın sesine benzeten alçaklara, demokrasi düşmanı komplocuya giydirecektim. O nasıl kendinden emin bir eda ile bir parti başkanına mahalle ağzı ile konuşmaktır. Kim yutar bunu kardeşim? Ama sağ olsun Peres Medyası bir yandan sıcağı sıcağına Tayyip Erdoğan'a çakarken diğer yandan Kılıçdaroğlu güzellemesini de eksik etmiyor. Bu konuda şunu tekrar hatırlatmak isterim. Sevgili CHP fanatiği, AKP düşmanı, milletini küçümseyen, ezik medyamız: Hani, tamam ideolojik körlük ve kin bir yere kadar. Ama bu kadar akıl tutulması olmaz. Birazcık kurnaz olun. Ne demek 'Kadir Topbaş'tan nefret ediyorum' diye alenen yazmak? Görmüyor musunuz millet sizin pohpohlayıp güzellediğiniz siyasilere beş kuruşluk bile değer vermiyor. Yıllardan beri CHP'yi köpürte köpürte halk nezdinde bitirdiniz, hâlâ akıllanmadınız mı? Kılıçdaroğlu adına marş yazan arkadaşlar anlayın artık, eğer samimi iseniz, Kılıçdaroğlu'nun kazanmasını istiyorsanız, bu borazanlığı bırakmak durumundasınız. Yoksa durum külliyen batacak! Bıkmadan usanmadan, 'Yürü bre Kılıçdaroğlu, dizleri titriyor, dağıt şu alemi' nevinden yazılar, belki CHP'ye gaz verebilir. Ama halk nezdinde işe yaramadığını kavramak için daha kaç seçim rezil rüsva olmayı göze alacaksınız? Türk demokrasi tarihinin en demokrat ve özgürlükçü medya patronunun bu lojistik desteği Hilton filan türü beklentiler için yaptığına da inanmıyorum. Bence o mantık da montaj. Bu güne kadar devlet şirketlerine hiç göz dikmemiş, ihale kapmamış, arazi almamış, üstelik geçmişi özgürlük mücadeleleriyle dolu bir patron yapar mı hiç öyle şey? Komedi öyle bir boyutta ki, Facebook anketine sarılabiliyor Andıç Medyası. "Efendim Facebook'ta yapılan ankette CHP birinci parti, AKP panikledi!" Ne gerek var 'feysbuk' filan, koyalım sandıkları holding plazalarına ve chp.org.tr'ye bakın nasıl özlemini çektiğiniz siyasi tablo ortaya çıkacak! Demokrasi ve özgürlük adına, vur vur inlesin, Peres ve Kılıçdaroğlu sevinsin, enseleriniz okşansın! Memleket külliyen montaj da haberimiz mi yok yoksa? |