Adem Özköse yazısında ABD'nin işgalini görmeyip, bölge gerçeklerinden bihaber olanların bir anda ABD'nin resmettiği Taliban algısına nasıl kapı araladıklarını yorumluyor.
"Sohbete başlayalı kısa bir zaman olmuştu ki uzunca bir sofra kuruldu. Önce meyveler soyuldu, sonra da ziyafet başladı. Sımsıcak çorba, kuzu eti, Peştunlara has pilavdan afiyetle yedik. Yemeğin ardından çaylarımız da geldi ve sohbet iyice demlendi. Bu arada odaya 40 yaşlarında, güzel giyimli ve son derece heybetli bir adam girdi. Molla Dadullah bana bu kişinin Veziristan’ın ileri gelen şairlerinden biri olduğunu söyledi. Herkesin saygı duyduğu Peştun şair yanımıza oturdu ve şiirler okumaya başladı.
Bazı kelimelerden anladığım kadarıyla şiirlerde işgalcilere karşı verilen mücadeleden, direnişçilerin kahramanlıklarından bahsediliyordu. Peştun şair birkaç şiir okuduktan sonra bu sefer de Molla Dadullah kendisinden güzel bir marş söylemesini istedi. Peştun şair marş okurken odadaki direnişçiler nakaratlarda ona eşlik ediyorlardı. En sonunda ağıt gibi bir şeyler söylemeye başladı. Biraz önceki keyifli yüzler yerini bu sefer hüzünlü, düşünceli yüzlere bıraktı..."