Takva Elbisesini Giymek!..

ZEHRA TÜRKMEN

Her insan fıtrat üzere doğar. Ve fıtratı gereği Allah’ı birleme özelliği vardır. Ve Rabbimiz insanın yaratılışını ifade ederken fücur ve takva olmak üzere iki kavramı kullanır. “Nefse ve ona bir düzen içinde biçim verene, ardından ona fücurunu ve takvasını ilham edene andolsun.” (Şems, 7-8)

Buhari’de geçen bir hadiste ise her doğan çocuğun İslam fıtratı üzerine doğduğu belirtilir. Yani aslında her doğan insan doğru olana, iyi olana yani takva olana daha yakın doğar. Dolayısıyla’da insan takva elbisesiyle doğar diyebiliriz. Takva insanın doğuşta elde ettiği bir yeteneğidir aslında; ama hayat çamurlarla doludur. Önemli olan insanın Yaratıcısı tarafından ona hediye edilen bu yeteneğini nasıl kullandığıdır. Çünkü insan takva elbisesini giymeyi beceremezse onun yerini fücur alacaktır. Fücur ise takvanın zıddı olup hak yolundan sapmak ve hududullah’ı aşmaktır.

Takvakelimesinin aslı “vikaye”, “tevkiye”, “vikae” köklerinden türemiş olan “veka” fiilidir.  Takva korunmak, sakınmak, zararlı şeylerden çekinmek gibi anlamlara gelmektedir. Aynı zamanda takva Allah’a karşı sorumluluk bilincini kuşanmak ve her türlü günahtan beri olma gayreti ve çabası içinde bulunmaktır. Yani takva elbisesinin üzerine sıçrayan her türlü çamurdan arınmak ve arınma çabasıdır. (Müddesir, 4)

Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Tegabün Sûresi’nin 16. ayetinde gücünüz yettiğince takvada bulunun şeklinde buyurmaktadır. Bu nedenle de insanların yaratıcının dostluğunu kazanması için takvaya giden yollarda sağlam adımlarla yürümesi ve bu konuda gayret içinde olması gerekmektedir. Ayrıca Rabbimiz Kur’an’da takva sahibi kullarından övgü ile bahsetmiş, insanın cennete girmesine en çok sebep olan şeyin Allah’a karşı duyduğu takvası olduğunu belirtmiştir.

“Allah, takva sahiplerini sever.”(Âli İmran, 76)

“Hiç kuşkusuz ki Allah, takva sahipleri ve ihsanda bulunanlarla beraberdir.”(Nahl, 128)

“Muhakkak ki, Allah yolunda en değerli olanınız, takvaca en ileri olanınızdır.”(Hucurat, 13)

Takva insanın sadece kendisini koruması anlamına gelmez. Aynı zamanda çevresiyle olan irtibatını da güçlendirir. Çünkü insan kendini korudukça çevresini de korur. Bu yüzden takva aynı zamanda insanın kendisiyle beraber etrafını da saran bir örtü gibidir.

 Takvanın zıddı ise fücurdur. Fücur Allah’a karşı haddini aşmak, doğru yoldan ayrılmaktır. Ve aynı zamanda fücur ile küfür arasında da bir bağ vardır. İkisi birbirini besler ve beslendikçe de insanın küfrü artar. Fücur içinde olan insan kendi arzularının peşinde koşar ve nankörlük duygusu içinde olur.

 

Takva nedir?

Takva, alçak gönüllü olmaktır. Yaratana şükrünü hakkıyla yerine getirmek ve kulluk bilinciyle yaşamaktır.

Takva, Allah’ın boyasıyla boyanmaktır. Ve takva Allah’a teslimiyetin diğer bir adıdır.

Takva, adil olmaktır. Sorunlara, kişilerle yaşanan problemlere adalet penceresinden bakmaktır.

Takva, sabrın diğer bir adıdır. Direnmenin, zorluklar karşısında tahammül etmenin…

Takva,  ihsanda bulunmaktır.  İhsanda bulunmak ve aynı zamanda insanın öfkesini kontrol altında tutmasıdır.

            Takva, ahiret bilincini kuşanmaktır. Ahiret bilincini kuşanmak her şeyin geçici olduğunun farkında olmaktır. Ve ahiret bilinci insanın büyük günde Allah’a hesap vereceğini hatırlaması ve bu yüzden davranışlarını kontrol etmesidir. Takva insanın kendini tutmasıdır.

            Takva, iç giysimizdir. Tüm kirlere, cahili kuşatmalara karşı bizi koruyan ise, takva elbisemizdir.

Rabbim bizleri her türlü karanlığa karşı yürütmemiz gereken tebliğtanıklık ve kararlılık mücadelemizde, yüreğine takvayı yerleştiren ve takva elbisesiyle kendini muhafaza etmeye çalışan, fücrun değil takvanın peşinden giden kullarından eylesin.