Beyoğlu Tünel'de toplanan yaklaşık 2 bin kişi, Taksim Meydanı'na yürüyerek 28 Şubat 1997 tarihinde yaşanan ve 'postmodern darbe' olarak nitelendirilen süreci protesto etti.
"Başbuğ istifa" ve "Irkçı Baykal" sloganları atan grubun yürüyüşü sırasında, CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı'ndan sarkıtılan pankart karşılıklı atışmalara neden oldu.
"Darbeye dur de", "Bir daha asla", "Darbelere son" döviz ve pankartlar taşıyan grup, "Özgürlük", "Başbuğ istifa" ve "Irkçı Baykal" sloganları attı.
Eylemciler, CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı önüne geldiğinde ise bir grup partili binadan aşağı, "Cumhuriyetin son kalesi faşistlere ve emperyalistlere karşı direnecek" yazılı pankart sarkıttı. Bu sırada grup ve partililer arasında karşılıklı sözlü atışmalar oldu. Göstericiler parti binasına dönerek tepki sloganları attı. Kısa süreli gerginliğin ardından göstericiler yürüyüşe devam etti.
Taksim Meydanı'nda son bulan yürüyüşün ardından Lale Mansur grup adına basın açıklaması yaptı. Mansur 28 Şubat sürecinin üzerinden 13 yıl geçtiğini hatırlatarak, "28 Şubat darbesiyle ordu, dönemin hükümetini düşürdü. 28 Şubat darbesine giden yolda milyonlarca insan fişlendi. Bankalar hortumlandı. Başörtülü öğrenciler darbecilerin şiddetine maruz kaldı, okul kapılarından içeri alınmadı, aşağılandı, dövüldü. 28 Şubat darbesi, ırkçı bir iklim oluşturdu ve tetikçiler harekete geçti. Akın Birdal 13 kez kurşunlandı" dedi.
Askerlerin, 28 Şubat'ın gerekirse bin yıl süreceğini ilan ettiklerini belirten Lale Mansur, bunun bin yıl boyunca başörtüsü yasağı, insanların kurşunlanması, ırkçılık, askeri vesayet, bölünmüşlük ve düşmanlık anlamına geldiğini söyledi.
Mansur, 28 Şubat'ın bir korku imparatorluğu oluşturmayı hedeflediğini belirterek, "Uğruna, özgürlüklerimizi askıya almamız gereken bir korku imparatorluğu. Halkın aptal yerine konduğu, özgürlüklerin lağvedildiği, demokrasinin apoletlilerin egemenlik sahasına dönüştürüldüğü bir korku imparatorluğu" diye konuştu.
Lale Mansur, cuntacıların 28 Şubat'ın bin yıl sürmesini istediklerini ve bunun için çalıştıklarını savundu. 1990'lı yılların başında işlenen Uğur Mumcu cinayeti, Sivas olayları ve Hrant Dink'in öldürülmesi ile darbe girişimcilerinin ilgisi olduğunu iddia eden Mansur, Ayışığı, Yakamoz, Sarıkız ve Eldiven adı verilen birçok darbe girişiminde bulunulduğunu bildirerek, "Kaos oluşturmak cuntacıların becerebildiği tek iş. Kafes darbe planında da, Balyoz darbe planında temel hedefleri kaos oluşturarak yönetime el koymak" görüşünü dile getirdi.
"Sadece darbecileri değil, darbeye zemin hazırlayan siyasileri de moda olmaktan çıkartıyoruz" diyen Mansur, "28 Şubat'ta Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Her darbenin adamı olan Demirel gibileri de moda olmaktan çıkartıyoruz. 28 Şubat'ın ürünü olan Emasya Protokolü kalktı. 28 Şubat'ta daha da derinleştirilen korku imparatorluğunun bölünmüşlüklerini aşıyoruz. Ama 28 Şubat'ın etkilerinin sürdüğünü de biliyoruz. 12 Eylül mahsulü darbe Anayasası'nın kendisi durdukça darbe sevicilerin durmayacağını, her fırsatta kaos oluşturmaya çalışacağını biliyoruz" şeklinde konuştu. Grup yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı.