Tahriru'ş Şam Heyeti Lideri Cevlani: Mücahit Umutlu Olmalı

Direnişçilere seslenen Cevlani, güçlerinin yettiği kadar rejim ve müttefiklerine karşı savaşmaya devam edeceklerini söyledi.

Tahriru'ş Şam Heyeti (HTŞ)'ne bağlı Emced Medya, hareketin lideri olan Ebu Muhammed el Cevlani'nin konuşmasının yer aldığı bir video servis etti. Video kaydında Cevlani'nin İdlib ilinin kuzeyindeki bir bölgede rejim muhalifi savaşçılara bir konuşma gerçekleştirdiği görülüyor.

Konuşmasında, "Üzerimize düşen Resul'ün (sav) sünneti uymaktır. Üzerimize düşen Müslümanların meselelerine önem vermektir. Ve ehli sünnetin meselelerine. Onların dertlerini taşıyalım. Bir köyün kaybedilmesi veya tekrar alınması bize göre bir şey ifade etmez." ifadelerini kullanan Cevlani, güçlerinin yettiği kadar rejime karşı savaşacaklarını vurguladı.

"Sadece 60 silahımız vardı"

Suriye devriminin başlama sürecini anlatan Cevlani, savaş alanına ulaştığında yanında sadece 60 silah olduğunu anlattı:

"Allah’a yemin olsun ki gün oldu ki yanımda sadece 60 tüfek vardı. Halep’e 7 tüfek gönderdim. Dimaşk’e 5 tüfek(silah), Dar’a’ya 5 tüfek, Hama’ya 5 tüfek gönderdim. Hama burası! Hama bölgesi! Yanımda olan her şey bu idi. Bazen biat etmek için insanlar gelirdi ve ben onlara ‘Biz hiçbir şeyi olmayan insanlarız, böyle çalışıyoruz. Güç yetirebildiğimiz kadar.’

Bugün bize ne oluyor da tanklar, zırhlılar, konkors olmadan gazveye çıkmıyoruz! Hazırlıklar ve teçhizatlar, büyük sayılar… Yeterli sayıda adam olmadan nöbet tutmuyoruz. Mükemmel teçhizatlar olmadan savaşmıyoruz. Evet! Bu hazırlıktandır! Ama Allah bizden gücümüzün yettiğini talep ediyor."

"Fikirlerin ve akılların savaşı"

Rejime ve müttefiklerine karşı olan mücadelelerinin bir 'akide savaşı' olarak tanımlayan Suriyeli lider, "Bu savaş fikirlerin ve akılların savaşıdır. İman savaşı. Akide savaşı. Ehli sünneti korumak için bütün imkanlarımızı kullanmalıyız. Akıllarımızı kullanmalıyız." ifadelerini kullandı:

"Ey kardeşler bu savaş, hak ve batıl arasındaki savaş olmasıyla beraber, fikirlerin savaşı, akılların savaşı, iradenin savaşı, planlamanın savaşıdır. Biz düşünüyoruz düşmanımızda düşünüyor. Bir ordunun başka bir orduya karşı zafer kazanması olağan birşeydir. Galip olanlardan onbinlerce öldürülür. Hezimete uğrayanlardan birkaç bin öldürülür. Ancak zafer kazanana galip denir. Düşmandan kaç adam öldürdüğümüz bir fark ifade etmez. Bununla beraber bu savaş fikirlerin ve akılların savaşıdır. İman savaşı. Akide savaşı. Ehli sünneti korumak için bütün imkanlarımızı kullanmalıyız. Akıllarımızı kullanmalıyız. Allah azze ve celle’ye yalvarmalıyız. Bozguna uğradığımız en kötü anda bile güçlü bir azme sahip olmalıyız. Ve asla, Allah’ın bize yardım edeceğine inancımızı kaybetmemeliyiz. Bu(Allah’ın yardımı) şüpheli olmayan(kesin) şeylerden kardeşler!  Allah’tan gerçek bir vaattir. Bu vaat Onun en şerefli kitabı Kur’an-ı Kerim’de yazılıdır. Bu Kur’an sadece okuması için değil bilakis doğrulayıcıdır.(vaatleri doğrudur anlamında) Ey kardeşler işte bunlar bizim sahip olduğumuz sermayedir. Ne silah ne teçhizat ne hazırlık ne araçlar ne adamlar ne büyük sayılar ne küçük sayılar bizim sermayemiz değildir. Maddi işlerle uğraşıp Allah’ın dinine yardım için mal toplayan kişi kendi nefsini aldatmıştır. Bilakis Allah saf, takvalı, kendisine hakkıyla tevekkül eden kişiye yardım eder."

"Kudüs bizi bekliyor!"

Savaşlarının hedefinin Kudüs olduğunu söyleyen Cevlani, 'dinini koruyan bir mücahit' olmanın kendileri için en büyük zafer olduğunu ileri sürdü:

Bu ruh ile ey kardeşler! Allah’ın izniyle sadece Dimeşk’e ulaşmayacağız! Bilakis Kudüs bizi bekliyor! Allah’ın izniyle! Buradan atılan her kurşununun sadası bütün alemi İslama ulaşıyor ey kardeşler! Ey mücahid senin bu mübarek topraklardaki durumun: Allah’ın hediye olarak sana minnet ettiği seni milyarca insan arasından seçmesidir. niye Allah ebu fulan, ebu fulan ,ebu fulan’ı seçti. Mücahid olan, dinini koruyan, Müslümanların ve ehli sünnetin ırzlarını, kanlarını koruyan biri olman için! Sadece bu ey Kardeşler! Mücahidlerin ve Allah’ın dinini koruyanlardan olman. Sadece bu nimet için velev bütün ömrümüzü secde ederek geçirirsek dahi Allah’ın bizim üzerimizdeki nimetinin karşılığını zerre kadar vermiş olmayız. Bu manalar ile şuurlanmalıyız.  Bu manalar hezimet anında bilakis zafer anında da bize arkadaş olmalı.

"Bir tek şeye ağlıyoruz"

Cevlani sözlerine şu şekilde devam etti:

"Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde, insanları bölük bölük Allah'ın dinine girerlerken gördüğünde… Artık Rabbini hamd ile tesbih et ve bağışlamasını dile! Muhakkak ki, O, çok bağışlayandır!" (Nasr süresi)

Neden istiğfar var burda? Buradaki istiğfar, zafer için hamd ve şükür babında. Belki insanın nefsi zafer anında gururlanır. Allah azze ve cellenin onu bu zafer ile rızıklandırdığını hatırlasın. Sonra ona Allah’a tevbe etmesi ve istiğfar dilemesi düşer. Bununla beraber bütün büyük komutanlar zafer kazandıkları yere girerken boyunları bükük şekilde girmişlerdir. Zaferi kazanan kişi onun sayesinde, bunun sayesinde, şunun silahıyla zafer kazandım düşüncesine bir an bile girse Allah ona zaferi haram kılar. En azından zaferin ecrini haram eder(vermez). Bu manalar ey kardeşler! Çalışırken sürekli yanımızda hazır olmalı. Biz bozgun anında değiliz. Bir şeye ağlamıyoruz. Bir tek şeye ağlıyoruz ey kardeşler: ‘Öldürüldüğümüz zaman Allah azze ve celle’nin bizden razı olmamasıdır.’ Bu bizim derdimiz olmaya layıktır. Bundan sonra bütün dünyayı dert et. Allah’tan sizi mübarek kılmasını, korumasını, zalim kavme karşı bize ve size yardım etmesini diliyorum. Allah sizi hayırla mükafatlandırsın."

Suriye muhalefetinin en geniş grubu olan HTŞ'nin yaklaşık 10 bin savaşçısının olduğu tahmin ediliyor. Son günlerde rejim ve Şii milislerin saldırıları karşısında grup Ebu Zuhur Askeri Havaalanı ve çevresindeki kasabaları kaybetmişti.

Kaynak: Mepa News

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu