Fetihmedya sitesinin Türkçe çevirisine yer verdiği açıklamanın tam metni şöyle:
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. Resullerin en faziletlisine, ailesine ve tüm ashabına salat ve selam olsun.
Allahu Teâlâ şöyle buyurur: “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescidi Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir.”
Kudüs ve Mescidi Aksa’nın Müslümanların kalplerindeki konumu ve sevgisi hiçbir Müslümana kapalı değildir. Kudüs, iki kıbleden birincisi, iki haremi şeriften sonraki üçüncü yer ve şerefli peygamberimiz Muhammed (s.a.v.)’in semaya yükseldiği mekândır.
Daha önce Filistin’in özgürleştirilmesi meselesi, Müslümanların ana meselelerinden biri olduğu gibi bugün de bu böyledir. Çünkü Filistin meselesi, her mücahid Müslümanın meselesi, aynı zamanda aklında ve kalbinde taşıdığı akidesi, uğruna kıymetli olan her şeyini feda edeceği bir davadır.
Haçlı-Yahudi ittifakı, Müslüman halkların devrimleriyle meşgul oluşunu ve rejimlerin uyuşukluğunu ve ihanetlerini fırsat bilerek, Amerika başkanı Trump’un imzaladığı, Amerikan konsolosluğunun Kudüs’e taşınması kararını; Müslümanların hislerini hiçe sayarak ve meydan okuyarak yürürlüğe sokmuştur. Bir de bu, (iddialarına göre) barış eyleminin gözetimcisi Amerika’nın rolünün gerçekliği vurgulanarak yapılmıştır.
Bizler Şam’da, Kudüs meselesiyle birlikte aynı yerde durduğumuzu belirtiyoruz. Çünkü bu, dünyadaki tüm Müslümanların, özgürlerin ve onurlu kimselerin meselesidir. Ve yalan ve iftira ile “Kudüs Günü” edinen İran Direniş ve Mukavemet ittifakının kullandığı sloganları soruyoruz. Ancak Kudüs’e giden yolun, Suriye’deki tüm Sünni şehirlerin yollarıyla aynı olduğu açığa çıkmıştır. İsraillilerin güven içerisinde yaşadıkları bir zamanda, Şam şehirleri rejimin ve müttefiklerinin çektirdiği acıları yaşamakta. Artık herkes için bu sloganların sahteliği açığa çıkmış bulunmaktadır.
Son olarak, kuvvetle alınanın, ancak kuvvetle geri döndürülebileceğini açıklamak isteriz. Eşitlik hayalleri ve barış kuruntuları buhar oldu. Artık Müslüman halklar bu hakikati idrak etmeli ve rollerini yerine getirmelidir. Aynı şekilde ümmetin âlimleri ve seçkinleri de boyunlarında olan görevlerini yerine getirmeli ve tüm enerjilerini ümmetin varlık meselelerine yöneltmelidirler. Kuşkusuz Kudüs’ün acısı, Şam’ın acısı, İslam’ın acısı ve tüm mekânlardaki Müslümanların acısıdır.
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.
19 Rebiulevvel 1439 / 7 Aralık 2017 Çeviri: Muhammed Atta