Galiba Tahran’ın kadınları olsa olsa ünlü ve ünlü olduğu kadar ünü Fransa sınırlarını aşan Fransız kadın Jeanne d’Arc’a benzetilebilir. Gerçekten de İslam ülkeleri arasında siyasi yönüyle en fazla ön plana çıkmış kadın figürü İran’dadır. Bunun nedeni Aryan olmaları ve Aryan kültürünün doğu uzantısı olmalarında mıdır? Bilinmez. Lakin Arap Yarımadası’nda bile İbni Haldun’un deyimiyle coğrafyanın kimya üzerinde etkileri görünmektedir. Medine kadınları ile Mekkeli kadınlar da kimya ve kültür olarak birbirlerinden farklıdırlar
Medineli kadınlar mustakil şahsiyet sayılırlar. Kesinlikle tabi değil belki eş ve ortaktırlar. Peygamberimiz, Hazreti Aişe’ye (R.A.) ‘entünne sevahibu Yusuf’ diye hitap etmiştir. Yani kadınlarda hile çoktur demek istemişlerdir. Burada hile oyunbazlık anlamına geldiği gibi aslında güç anlamına da gelmektedir. Ebu’l İz’in Sınaatü’l hiyel kitabının çağrıştırdığı da budur. İran’ın kadınları da –en azından bazıları- gerçekten de erkeklerden de uyanık ve gözü pektir ve öncüdür. Bazen bu örneklik olumsuz alanlarda olsa da elbette ki olumlu alanları da kapsamaktadır. İran’ın efsanevi kadınlarından birisi hiç şüphesiz Babiliğin önde gelen dailerinden olan Kurretü’l ayn’dır. Kurretu’l ayn Babilik fırkasında çok önemli roller oynamıştır. Güzelliğiyle destan yazan Zerrin Tac daha sonra göz nuru (Kurretü’l ayn) lakabını almış ve Babilik adına en büyük dailerden birisi olmuştur. Ve Şah’ın adamlarının takibinden kurtulmak için Irak’a kaçmıştır. İran Devrimi’nde de erkekler kadar kadınların da rolü olmuştur. 1997 yılında Hatemi’yi kazandıranlar gençler ve kadınlar olmuştur. Keza 10’uncu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yine Mir Hüseyin Musevi’nin kampanyasının ağırlıklı kısmını kadınlar yürütmüştür. Bu kadınların ortak özelliği de Fatimatuz Zehra’nın adını veya sıfatını taşımalarıdır. The Washington Post gazetesinde Devrimin Adı Zehra ‘A Revolution Named Zahra’ başlıklı yazısında Kathleen Parker (Wednesday, June 17, 2009) devrimin kızlarından birisi olan Zehra Rahnavard’ı anlatmaktadır. Devrim kızı olarak anılan Zehra Rahnavard Devrime Karşı Devrim adıyla anılan son seçimlerde ise muhalefetin başını çekmiştir. Nejad, Musevi ile polemik yaparken Rahnavard’a da göndermede bulunmuştur.
Kathleen Parker, Nejad ve Hamaney’e karşı yürütülen muhalefet kampanyasını Fatıma Devrimi olarak anmaktadır. Bunun nedeni bu muhalefeti yürüten akımın başını Zehra’ların çekmesidir. Bu Zehra’lardan birisi de Mir Hüseyin Musevi’nin eşi Zehra Rahnavard’dan başkası değildir. Kurretu’l ayn’ın eski adı nasıl Zerrin Tac ise aslında Zehra Rahnavard’ın gerçek adı da başkadır. Zora Kasımı olan adını bilahare Hazreti Fatıma’nın isminden mülhem olarak ve ona özenerek Zehra olarak değiştirmiştir. Aile adı ise Rahnavard’dır ve doğru yoldan yürüyenler anlamına gelmektedir. 34 yaşına kadar batılı libaslar içinde bulunuyordu. Devrime gönül vererek bilahare devletin zorlamasıyla değil kendi kanaatiyle tesettüre bürünmüştür. Bundan dolayı kadının devletin iradesiyle değil kendi iradesiyle kapanması ve örtünmesi gerektiğini savunuyor. Gençliğinde Mir Hüseyin Musevi ile birlikte Ali Şeraiti hayranıdır. Ali Şeraiti 1976 yılında tutuklanınca ailecek soluğu ABD’de alırlar ve daha sonra da sessiz sedasız bir biçimde geri dönerler. Değişim üzerinden kadının layık olduğu mevkiye getirilmesini savunmaktadır. En fazla istediği hususlardan birisi dışişleri de olmak üzere önemli bakanlıklara kadınların getirilmedir. Bu bağlamda, adap veya hisbe polisinin kaldırılmasını savunmaktadır. Kuşun kanatları gibi insanın da kadın ve erkek olmak üzere eşit olduğunu savunmaktadır. Zülcenaheyn/çift kanatlı olmayan toplumun uçamayacağına inanmaktadır. Çok ilginçtir, Zehra Rahnavard’ın muhalefeti tamamen İslami semboller çerçevesinde cereyan etmektedir. Bunlardan birisi muhalefete yeşil rengin damgasını vurmasıdır. İkincisi, slogan olarak Allahu Ekber nidasının benimsenmesidir. Yas için camilere toplanılması istenmiştir. Bu çerçevede müt’a nikahı ve benzeri alanlarda kitapları olan ve kitapları yabancı dillere çevrilen Batı yanlısı Şeyla Musevi, Zehra ve eşi Musevi için oportünist tabirini kullanmaktadır. Ve yine Şah’ın gazetecilerinden Amir Taheri de Mir Hüseyin Musevi için benzeri ifadeler kullanmaktadır. Yani dışarıdaki Şah yanlıları ve aşırı laik kesimler de bu ikiliyi yani Rahnavard ile Musevi’yi sevmemekte ve tasvip etmemektedir. Aksine devrim çocuklarının birbirini yiyip bitirmesini dört gözle beklemektedir. Rahnavard Nejad’ın intizar-ı Mehdi meselesiyle insanları oyaladığı düşünmektedir. Ve belki de burada ikiliyi isyana sevk eden husus seçim günü içişleri bakanlığından Sadık Mühsuli’nin onları zaferle müjdelemiş olmasıydı. Ne olduysa akabinde Hamaney ağırlığını Nejad’dan yana koymuş ve bir (12 ve 19 Haziran) hafta sonraki Cuma hutbesinde de bu tavrını sürdürmüştür. Devrim içindeki devrimin öteki Zehralarından birisi de Zehra İşraki’dir ve merhum Ayetullah Humeyni’nin Muhammed Rıza Hatemi ile evli olan torunudur. O da diğer Zehra ile dayanışma halindedir. Zehra olmasa da bir diğer kadın öncü de Rafsancani’nin kızı Faize Rafsancani’dir. Babasıyla bir Türkiye ziyaretinde dikkatleri üzerine çekmiş ve basının ilgi odağı olmuştu. İran’ın öncü kadınları saymakla bitmez. Onları anlatmak da kaleme gelmez. Şimdilik bu kadar. Unutmadan; Amerikalı yazara göre Zehra’yı İngilizce olarak beacon ifadesi karşılamaktadır ve fener anlamına gelmektedir.
VAKİT