Tahliyeler; sağcı için kötü, solcu için güzel!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Haberler birbiri ardına gelince..

Gündem, çifte standartlıları fena afallatıyor.

Hem cezaevindeki bazı Ülkücüler, tahliye olup..

Hem de KCK sanıklarından 16 kişinin tutukluluğuna son verilince..

Medyaya tebelleş olan solakların ve dahi onlarla paralel hareket eden sözde sosyal demokrat politikacıların ne kadar ikiyüzlü oldukları da, net olarak ortaya çıkıyor.

Bir tanesi bağırıyor: “Türk gladiosunun tetikçilerini, AKP hapishaneden kurtardı. Meclis, hapishaneden suçluları kurtarma yeri oldu!”

Sosyal demokrat politikacı, bu ifadelerle eleştiriyor, 3. Yargı Paketi’ni..

Hemen arkasından bir haber daha: “3. Yargı Reformu’ndaki değişiklikler gereği yapılan talepleri değerlendiren mahkeme, KCK davasının 7. duruşmasında Prof.Dr. Büşra Ersanlı’nın da aralarında bulunduğu 16 kişiyi tahliye etti.”

Büşra Ersanlı/KCK ile Türk gladiosu?

Haberler birbirinin devamı mı?

Yoksa farklı haberler mi?

Ayrıntıları okuyunca anlıyoruz.

Meğerse son yargı paketi ile, hem KCK sanıkları cezaevinden çıkmış.

Hem de 12 Eylül öncesinden beri cezaevinde kalmaya devam eden bazı Ülkücüler..

Ama açıklamalara bakın.

Cezaevlerinden tahliyelerin bir kısmını “alkışlayarak” verenler, diğer tahliyeleri “tetikçiler çıkartılıyor, yandık, mahvolduk, kül olduk” diye veriyorlar..

İkiyüzlülüğün daniskası..

Bir insan. Bir siyasetçi. Bir gazeteci.. Bir aydın..

Ya özgürlükçüdür.

Ya da despottur.

Bir insan, “Bana, benimle aynı kafadakilere ‘sınırsız özgürlük’ verilsin, başkalarına ‘sınırsız yasak’ getirilsin” nasıl diyebilir?

Bugün gazetelerde göreceksiniz..

Bazı tahliyeler için kıyametler kopartılırken.. Bazı tahliyeler için de “Doğrusu buydu” denilecek..

Televizyon ekranlarından sergilendi..

Aynı çifte standart, gazete manşetlerinden de, hiç tereddütsüz verilecek..

Hey, beyler..

Siz özgürlükten yana mısınız?

Yoksa herkesin cezaevine tıkılmasından yana mısınız?

Bir insan, özgürlükten yana ise, kişilerin fikirlerine bakmadan, “Benim tercihim özgürlük” der, herkes için tahliye temennisi yapar.

Yok, “Özgürlük benim için birinci sırada bir talep değildir” diyorsa.. “Ben katı bir adamım. İnsanların uslanacağı yerlerin cezaevleri olduğuna inanırım. Onun için de, şüphelileri, mahkumları ne kadar cezaevinde tutabilirsek, o kadar terbiye ederiz. Tahliyelere karşıyım” der.

İki görüş sahibine de, ayrı ayrı saygı gösterebiliriz.

Yeter ki tutarlı olsunlar..

Ama ya dansözlere?

“Tahliyelere karşı mıyım, değil miyim sorusuna cevap vermem için, önce kimin tahliye olduğunu, suçunun ne olduğunu söyle” diyen dansözlere saygı gösterebilir miyiz?

Sergilenen tavır, bire bir bu..

Tahliye olan “KCK”lı ise, “Yaşa, varol!”

Tahliye olan “Ülkücü” ise, “Katiller serbest bırakılıyor!”

Kimse, “KCK’lılar adam öldürmedi. Tahliye olan Ülkücüler ise, 7 TİP’li cinayetinden sorumlu” demesinler..

Bu ülkede 7 TİP’linin yanında, Ülkücülere maledeceğiniz toplam cinayet sayısı, 200’ü 300’ü geçmez..

Ya KCK’lılar?

Binlerle cinayetin sorumluları..

Üstelik, cinayetleri sürüyor..

Daha dün bir askerimiz şehid edildi.

Her gün iki-üç insanımızı, PKK-KCK teröründe kaybediyoruz.

“PKK ayrı, KCK ayrı” mı diyeceksiniz?

Yok canım..

Siz buna inanıyor musunuz ki, biz de inanalım?.

Yine de öğrenmesi basit.

Sorun KCK’lılara, “PKK terörünü kınıyor musunuz?” diye..

PKK terörünü kınayamayanlar.. Teröristbaşının cezaevinden çıkması için organizasyon düzenleyenler, PKK’dan nasıl ayrı olabilirler?

Dürüst olalım..

Birbirimizi kandırmaya çalışmayalım..

Bu ülkede, solcunun kanı için bazılarını ömür boyu hapiste tutmak istiyorsak, aynı talebi, asker katilleri için de cesurca söylemeliyiz..

“Apo’ya özgürlük dahil, her şeyi konuşmalıyız” diyenlerin, üç tane Ülkücünün tahliyesi etrafında çıkarttığı yaygara, ne kadar çifte standart içinde yüzdüklerini de ispatlıyor..

Daha ne diyelim ki?

YENİ AKİT