"Tahir Elçi'nin Katilleri Hendek Siyaseti Yürütenlerdir"

Eski AK Parti Diyarbakır Milletvekili Kurt: "Olayın asıl müsebbibi Tahir Elçi'nin son konuşmasında karşı çıktığı hendek siyasetidir. Katilleri, hendek siyaseti yürütenlerdir"

Eski AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve Akil Adamlar Heyeti üyesi Abdurrahman Kurt, "Tahir Elçi öldürülmemiş olsaydı 'Süreci Rayına Oturtmak' başlıklı toplantımıza katılacaktı" dedi.

Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arkadaşı Elçi'nin dünyadaki çatışma bölgeleriyle ilgili çalışmalar yürüten Demokratik Gelişim Enstitüsü (Democratic Progress Institute DPI) toplantılarına iştirak ettiğini anlattı.

Cumartesi günü gerçekleştirilen toplantı için Elçi'nin arandığını ve İstanbul'daki Cezayir Lokantası'nda düzenlenecek bölüme katılacağı yönünde bilgi alındığını aktaran Kurt, "Fakat öğlen saatlerinde acı haberle sarsıldık" dedi.

Bağımsız kalmaya çalışan Kürt aydınlarının saldırılara uğramasının tesadüf olmadığını dile getiren Kurt, hem Kürt hem de Türk milliyetçilerinde yükselen fanatizmin bazen korkutucu noktalara geldiğini söyledi.

Abdurrahman Kurt, "Tahir'in tarafsız kalma pozisyonu çok önemliydi. İki tarafın da fanatizm içerisinde kaybettiği gerçeklikler var. Türkiye, 'PKK terör örgütü değildir' çıkışına kilitlendiği bir anda Tahir Elçi, örgüte, 'Şehirlerden silahlı güçlerinizi çekin. Hendekleri kapatın' diyen bir adamdı. Tahir'in o çıkışı anlaşılmadı. Çünkü hiçbir zaman PKK'nın eylemlerini kabul ediyor anlamı çıkarılacak bir ifadesi olmadı. İnsanlar, bir yapıyı benimsememek için 'terör örgütüdür' ifadesiyle adını koymak zorunda kalmamalıdırlar ancak devletin bir grubu, yapıyı eylemlerinden ötürü 'terör örgütü' ifadesiyle dile getirmesi hakkıdır" diye konuştu.

Diyarbakır Baro Başkanlığı seçimi sırasında HDP'ye yakın grupların Tahir Elçi'ye destek vermediğini, başka aday çıkardıklarını, Elçi'nin ise farklı grupların desteğiyle başkan seçildiğini aktaran Kurt, şöyle devam etti: "Hatta onun başkanlığı sırasında AK Partili birçok avukat, destek verdi ve baronun yönetiminde yer aldı. Öbür tarafın Tahir'e yönelik ciddi baskıları ve aforozları oldu. Çok net söylüyorum, geçmişte ülkücü hareketlerde gördüğümüz fanatizm, kendisi gibi düşünmeyenleri hain ilan etme kavramlarına bugün örgüt ve onun tabanında fazlasıyla tanık oluyoruz. Bugün devletin dili, PKK'nın dilinden çok daha objektiftir. Düşünün ki Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'kurşunun kimden çıktığını araştırıp bulmak zorundayız' diyor. Fakat örgütün hesaplarına baktığınızda, ilk andan itibaren 'katil devlettir' diyerek çok daha ön yargılı, fanatik bir dil kullanılıyor. Taziyede insanların, 'birileri hem öldürüyor hem de taziyesine katılıyorlar' dediklerine şahit oldum. Mahallede derin bir eleştiri var. Bunların dikkate alınması gerekiyor. Ancak birileri kendi mahallesinden gerçekleri ifade etmekten yoksun bırakıldığı zaman bir sonuca varılamaz."

Kurt, Diyarbakır'da HDP'ye oy vermiş yüzlerce insanla konuştuğunu, hiçbirinin, hendek siyasetini ve çatışmaları anlamlandıramadığını kaydederek, "Çok net söylüyorum; HDP'nin milletvekilleri, hiçbir görüşmemizde hendek siyasetini meşru bulmamışlardır. Ama kimse çıkıp yiğitçe 'Bu hendek siyaseti yanlıştır. Millete zarar veriyor. Halk bundan yaka silkiyor' diyerek karşı duruş cesareti sergilemiyor. Bu cesaret gösterilemiyorsa, baskının nereden geldiğini iyi sorgulamak gerekiyor" şeklinde konuştu.

- "Yüzde 80 örgütün kaza kurşunu, yüzde 20 suikast"

PKK'nın olay yeri incelemesini engellediğini, Diyarbakır Barosu'ndan bir grup avukatla olay yerine giden savcılara ateş açıldığını ifade eden Kurt, Tahir Elçi'nin kimin silahından çıkan kurşunla hayatını yitirdiğine ancak olay yerindeki incelemeden elde edilecek delillerle ulaşılabileceğini vurguladı.

Kurt, "Yüzde 80 örgütün kaza kurşunuyla öldü. Yüzde 20 ihtimalle de çok profesyonel bir suikast. Bunu da ancak örgüt yapmıştır. Çünkü devletin böyle bir suikasti organize etme ihtimali sıfırdır. Olayın asıl figüranları örgüt elemanıdır. Yine de söylüyorum, kurşunun kimin silahından çıktığı fark etmez. Olayın asıl müsebbibi Tahir Elçi'nin son konuşmasında karşı çıktığı hendek siyasetidir. Katilleri, hendek siyaseti yürütenlerdir" değerlendirmesini yaptı.

Tahir Elçi gibi Kürt aydınlarının benzer saldırılara hedef olmaması için öncelikle bölge insanının, ardından tüm toplumun ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşaması gerektiğini söyleyen Kurt, sözlerini, "Örgütün 90'lardan çıkması gerekiyor. Örgütün bu hali, devleti 90'lara çekme gibi bir etki yapıyor. Örgüt, devleti 90'lara çekmeye çalışıyor, kendi 90'ların psikolojisiyle hareket ediyor ama bu devlet, eski devlet değil. Değişmek istiyor. Bizler de bu değişime katkı sunmaya çalışıyoruz. Tahir gibi Kürtlerin benzeri saldırılara maruz kalmamaları için toplumda olumlu yönde bir değişim ve dönüşüm şarttır. Eğer hem ölümüne sebebiyet verip hem de cenazesi üzerinden siyasi rant elde edilmesinde sessizlik yaşanırsa, maalesef 'susma, sustukça sıra bize gelecek' hali yaşanabilir" diye tamamladı.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu