Tahir Elçi ve İki Polis Nasıl Öldürüldü?

Diyarbakır'da gerçekleştirilen saldırıda Tahir Elçi ve 2 polis hayatını kaybetti.

Kenan Alpay / Haksöz Haber

Bu sabah Diyarbakır’da Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu sokakta Baro Başkanı Tahir Elçi ve iki polisi kim öldürdü? Olayın nasıl olduğuna ilişkin mobese kayıtları yanında farklı haber ajanslarına ait kamera görüntüleri de bulunuyor. Olay, Tahir Elçi’ye yönelik planlı bir suikast mıydı? Elçi’nin de içinde bulunduğu gruba, basın mensuplarına ve güvenlik için orada bulunan polis memurlarının üzerine kim ateş açtı?

Uzun bir zamandır PKK Silvan, Nusaybin, Silopi gibi şehir merkezlerinin yanı sıra Diyarbakır Sur’da da özyönetim ilanı ile birlikte mayınlı hendekler kazıp barikatlar kurarak güvenlik kuvvetleriyle çatışıyor. Sokağa çıkma yasaklarının yaşanmasına, gerilim ve çatışmalı atmosferin bölgeye hâkim olmasına vesile olan mezkur özyönetim siyaseti bugün acı meyvelerinden birini daha verdi.

Sur’da ticari bir aracı durduran polislere araç içerisinden ateş açılıyor ve ilk anda iki polis vuruluyor. Araç içerisindeki PKKlılardan biri araçtan inerek Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu sokağa doğru ateş açarak kaçıyor. Bu esnada çevresinde basın ve emniyet mensuplarının da bulunduğu basın açıklaması yapan grubun üzerine ateş açılınca polisler tarafından karşılık veriliyor.

Görüntülerde net olarak görüldüğü üzere silahlı PKK’lının sokağın bir başından diğerine doğru yaylım ateşi açarak koşarken polis de silahla karşılık veriyor. Yoğun silah atışlarının yapılmasını takiben PKK’lı militan yaralı olarak kaçıyor. Ancak üzerine ateş açılan topluluktan Tahir Elçi’yle birlikte grup içinde bulunan iki polis memuru ve bir basın mensubu yaralanıyor. Ağır yaralanan Tahir Elçi ve bir polis memuru kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Diğer polis memuru ve basın mensubunun tedavisi ise tedavi ediliyor.

Olayın akışı takip edildiğinde çatışmanın Tahir Elçi ve içinde bulunduğu gruba planlı bir saldırı olmadığı görülüyor. Kontrolde polise saldırıp kaçan PKKlıların Elçi’nin de içinde bulunduğu sokağa dalmasıyla birlikte yaylım ateşi açtığı ve bu esnada dört kişinin vurulduğu görülüyor. Tahir Elçi’nin özellikle hedef alınmış olma ihtimali çok düşük bir ihtimal gözüküyor. Elbette Elçi statüsü ve rolü itibariyle her zaman böyle bir saldırının hedefi olabilir. Lakin bu ihtimal bu sabah yaşanan saldırıyı suikast sınıfına sokmaya yetmiyor.

Asıl olarak hedef alınan Tahir Elçi ve içinde bulunduğu grup değil polis memurlarıdır. Polisin sokağın başından koşar vaziyette ateş açarak gelen PKK’lıya yönelik karşılık vermesiyle çatışma çıkmıştır. Polis kamerası dâhil en az dört-beş kameranın kayıtta olduğu bir basın açıklamasına kim yaylım ateşinde bulunabilir? Hedefte bulunan sadece Tahir Elçi değil içinde bulunduğu bütün gruptur. İki polisin ölümünü, bir polis ve gazetecinin de yaralanmasını görmezden gelerek veya önemsizleştirerek bu saldırı analiz edilemez. Üstelik Tahir Elçi’ye yönelik bir suikastın ne kadar büyük bir infiale sebep olabileceği, bu cinayetin hiçbir surette örtülemeyeceği ortadayken kimi basın-yayın organlarının PKK medyası gibi yayına kalkışması klasik bir ajitasyon ve provokasyon taktiğidir.

Tahir Elçi’nin siyasal kimliği ve duruşuna bakarak bu saldırıyı Hükümet’le ilişkilendirmek tanıdık bir komplo teorisidir. Hükümet’in, Emniyet’in Elçi’nin temsil ettiği siyasal çizgiye bakışı bellidir. Ama sadece bu duruma bakarak ve üstelik de eldeki görüntüleri inkâr ederek PKK’yı aklamaya ve faturayı Hükümet’e fatura etmeye kalkışmak açıkça kirli bir provokasyondur.

Haber diline sirayet eden “ateş eden kişi sakallıydı” söylemi klasik ‘irtica’ haberleri mantığının sürüp gitmekte olduğunu gösteriyor., PKKlıların olaydan birkaç dakika önce sokağın sonundaki caddede polis ekiplerine saldırıp oradan kaçtığını saklayıp, eşkâli ‘sakal’dan ibaret olarak lanse etmek masum bir habercilik anlayışı değildir. Zaten olayın hemen akabinde HDP Genel Merkezi adına yapılan açıklamada “Saray, AKP Savaş Hükümeti, IŞİD, planlı suikast” gibi vurgularla yapılmak istenen besbellidir.

Tahir Elçi, bir çatışmanın ortasında kalmadı”ysa eğer polisleri ve gazetecileri kim vurdu? Bu cinayet “Hrant Dink cinayeti gibi Gladyo’nun tertiplediği siyasi bir cinayet”se sokağın diğer ucundan ateş açarak gelen PKKlıların bu cinayetteki rolü nedir? Bu soruların cevabı sır da değil müphem de değil. HDP hem kurumsal olarak hem de tüm bileşenleriyle alenen yalan ve iftira üzerinden provokasyon siyasetini tırmandırıyor.

Planlı programlı değilse bile Tahir Elçi ve polislerin katili PKK’dır. Fakat garip olan şudur ki bu saldırıda Elçi ölmemiş olsaydı iki polisin öldürülmesi olayı basit bir üçüncü sayfa haberi olarak kalmaya mahkum olacaktı. Anlaşılan o ki PKK ve HDP kendisine müzahir çevrelerle beraber katline sebep oldukları Tahir Elçi’nin cenazesi üzerinden yeni ve güçlü bir propaganda fırsatını daha ganimete çevireceklerdir.

İlk Çatışma Bölgesinin Görüntüleri:

Basın Açıklamasının Gerçekleştiği Bölgenin Görüntüleri:

DHA Muhabirinin Açıklamaları:

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası