Diyarbakır’dan yayın yapan Radyo Selam’da, Zafer Burakmak’ın hazırlayıp sunduğu ‘Yöneliş’ programında konuşan Taha Kılınç, darbe rejimi altındaki Mısır’a ilişkin son gelişmeleri yorumladı.
“GÜNDEMDEN DÜŞTÜ ANCAK MISIR’DA CUNTA REJİMİ SÜRÜYOR”
Bölgesel ve küresel kimi güçlerin desteklediği darbe süreci ardından Mısır’ın sorunların hallolduğu gibi bir yaklaşımla gündemden düştüğüne dikkat çeken Kılınç, hak ihlallerinin doruğa çıktığını belirtti.
Mısır cuntası lideri Abdülfettah Sisi’nin ABD ziyaretinde Trump’tan tam destek aldığını belirten Kılınç, Suudi Arabistan gibi ülkelerin de darbecilere destek verdiğinin altını çizdi. Suudi Arabistan gibi rejimlerin halkın iradesinden korktuğu için darbecilere destek verdiğini belirten Kılınç şunları kaydetti; “Müslüman Kardeşler, Hüsnü Mübarek’in devrilmesi ardından seçime girdi ve kazandılar. Tabi Arap dünyası için yeni bir dönemin işaretiydi. “Arap Baharı” denilen süreçte bütün bölgede bir değişim yaşandı. Tunus’ta da görüldüğü gibi -çok benimsemediğimiz bir ifade olsa da anlaşılması için kullanalım- “İslamcılar” iktidara geldiler. Ancak halkın oylarıyla bu kesimlerin iktidara gelmesi Arap monarşilerini endişelendirdi. Çünkü böyle bir trendin Arap dünyasında tutması bir süre sonra kendi iktidarlarının da düşmesi anlamına geliyordu. Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu darbeye destek vermesinin nedeni, “Siyasal İslam” diye ifade edilen yani Müslüman siyasetçilerin işbaşına gelmesini tetikleyeceği korkusuydu.”
“MISIR’DA ORDU HALKI KUŞATMIŞ DURUMDA VE BU KIRILMIŞ DEĞİL”
Mısır’da ordunun etkinliğine değinen Kılınç, ordunun Mısır toplumunda çok güçlü olduğunu ve ekonomiden sosyal alana kadar halkı kendisine bağlayacak yetkinlikte olduğunu vurguladı. “Mısır toplumunda ordu, diğer Arap ülkelerinde görmediğimiz düzeyde bir güce sahip. Ordu devletin neredeyse sahibi konumunda bulunuyor. Yine ordu, ülke ekonomisinin neredeyse yüzde 60-70’ini kontrol ediyor. Mısır’ın en küçük kasaba ve köylerine kadar insanlara en hayati ihtiyaçlarını kendi sattığı ürünleriyle sağlıyor. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda insanların sokaklara döküldüğü 2013’teki darbe süreci, aslında ordunun “halk bizi istiyor” şeklinde yaptığı bir gösterisiydi. Ve gerçekten de orduyu destekleyen geniş kesimler vardı. Ki bu da Mısır’a has bir durum.” İfadelerini kullanan Kılınç, Mısır toplumundaki geniş bir kesimde, Sisi’den rahatsızlığın bile ordu içerisinden başka bir lider tarafından giderilebileceğine dair bir kanı olduğunu belirtti.
TÜM İMKÂNLARI ELİNDE TOPLAYAN ORDU, İHVAN’A YÖNELİK KARA PROPAGANDA YAPIYOR
Mısır’ın tüm imkanlarını ellerinde tutan Sisi cuntasının temel politikasının İhvanı Müslimin’i itibarsızlaştırmak olduğunu kaydeden Kılınç, Mısır basınında da sürekli bu tür bir kara propaganda yapılarak İhvan’ın halka hiçbir şey veremeyen bir yapı olarak sunulduğunu söyledi.
“SULH İDDİALARINA İHTİYATLI YAKLAŞILMALI”
Sisi cuntası ile İhvan yönetimi arasında bir sulh süreci ihtimali iddialarına ilişkin de konuşan Kılınç, iki tarafın da kabul edip/edemeyeceği hususlar olduğunu kaydetti; “Taraflar biraz basın üzerinden bazı şeyleri söylüyor. Tabi Suudi Arabistan ile Mısır arasındaki gerginlik de durumu etkiliyor. Normal şartlarda Suudi Arabistan kralı Selman, Sisi ile ilişkileri biraz daha yakın tutabilse Mısır’a biraz daha söz geçirebilir. Mesela Mursi’nin serbest bırakılması, ev hapsine alınması ya da başka bir ülkeye misafir edilmesi gibi bir şartla araya girebilirse farklı bir süreç olur. Ancak Kral Selman ile Sisi arasında da sorunlar yaşanıyor. Sulh haberlerine biraz ihtiyatlı yaklaşmak gerekiyor”
MISIR-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Türkiye’nin Mısır’la normalleşme sürecinde Muhammed Mursi ve diğer siyasi tutukluların serbest bırakılması şartı koştuğunu belirten Kılınç, bölgesel kimi değişimlerle normalleşme gerçekleşebileceğini ve bunun emarelerinin bulunduğunu kaydetti.
Kaynak: Yöneliş-Haber