Maalesef başörtüsü ve dindar kadınların kapanması ile alakalı olarak yaşanılan sıkıntılar bitmek bilmiyor, aksine yerine yenileri ekleniyor.
Hem de ilginç şekillerde. Çarşaf veya peçe ile alakalı ilk tartışmalardan birisi İngiltere’de yaşandı. Sonra Fransa’ya intikal etti ve Fransa, okullarda uyguladığı başörtüsü yasağından sonra peçe üzerinden yasağı sokaklara taşımaya ve indirmeye yeltendi ve bu yasak arayışının nerede duracağı veya son bulacağı da belli değil. Bunda sabık Ezher Şeyhi Muhammed Seyyid Tantavi’nin de payı oldu ve yasak için içişleri bakanlığı döneminde Sarkozy’yi yüreklendirdi. Tarık Ramazan gibiler Sarkozy ile yaptıkları tartışmalarda yasağın önünü almaya gayret ederken Ezher Şeyhi Tantavi aksine yasağın Fransa’nın hükümranlık hakları arasında bulunduğunu savundu. Geçenlerde Tantavi vefat etti lakin geride ağır ve sakil bir miras bıraktı. Şimdi bu ağır miras Ezher tarafından tasfiye ediliyor. Sarkozy yasağı sokaklara taşırken Tantavi de Ezher’e taşımıştı. Şimdi ise yerine geçen Şeyh Tayyip geçmişteki bazı tasarruflarının izini siliyor. İdare mahkemeleri de Ezher’de çarşaf yasağına el koymuş ve din adamının getirdiği yasağı seküler veya yarı seküler kurumlar kaldırmıştı. Fransa’daki yasağın şümulü genişlerken diğer taraftan da emsal yasaklar civar bölge ve ülkelerde yayılıyor. Fransa’dan sonra Belçika gibi ülkelerin de çarşaf veya peçe için benzeri yasaklar uygulamaya hazırlandıkları biliniyor.
•
Elbette yasağın ve kapsamının sınırları bu ülkelerle veya olaylarla sınırlı değil. Geçenlerde Cezire Kanalı Tacikistan’daki okullara getirilen başörtüsü yasağıyla alakalı bir haber yayınladı. İlginç bir haberdi. Tacikistan yönetimi bu Müslüman ve dindar ülkede okullara Fransa tarzı başörtüsü yasağı getiriyordu. Haberi sunan spiker de İslam dünyasında başörtüsü yasağı uygulamalarıyla alakalı birkaç ülke ismi daha saydı. Herhalde bunlardan birisinin Türkiye olduğunu tahmin edebilirsiniz. Spiker de öyle söyledi. Türkiye’nin yanına Tunus’u da kattı. Ahmet Taner Kışlalı Arap dünyasında bize en çok benzeyen ülkenin Tunus olduğunu yazardı. Burgiba her hareketinde Mustafa Kemal’i örnek alıyordu. Bu örneklenme veya örnek alma Coşkun Kırca gibilerini tatmin etmese de Taner Kışlalı’nın tespitlerinde haklılık payı da yok değil. Elbette Türkiye ile birlikte yasakçı ülkeler kapsamında belki Tunus ile birlikte Özbekistan gibi ülkeler de anılıyor. Bunlar istisnai ülkeler olmakla birlikte halkının çoğunluğunun dini duygularını kale almıyor ve hiçe sayıyorlar. Halkın duygu ve düşüncelerine karşı olmayı da rejimin prensip ve kuralı haline getiriyor ve kural olarak vazediyorlar. Bu vicdanları sızlatıyor.
•
Tunus ile Tacikistan birbirine benzer ülkeler. Her iki ülkede de bir zamanlar Nahda adlı hareketler boy gösterir ve toplumu İslamileştirmeye çalışırlardı. Tacikistan’da Abdullah Nuri ve Tunus’da Raşid Gannuşi Nahda hareketlerinin liderleriydiler. Tacikistan’da iç savaşın ardından hareket ile devlet arasında uzlaşmaya varıldı lakin ardından devlet bildiğini okudu ve İslami hareketlerin kazanımlarını bir bir ellerinden aldı. Tunus’da da 1990’lı yıllardan itibaren Gannuşi ve kimi arkadaşları ülkeyi terke mecbur bırakıldılar ve bir kısmı dönse bile sembol isimler hâlâ gurbet ve sürgün gayyasında ömür dolduruyor ve tüketiyorlar. Elbette yöntem meselesinde İslami hareketlerin de eksiği veya kusuru olabilir. Lakin kahir ekseriyeti Müslüman bir ülkede İslam’ın sembol ve şiarlarına tahammülsüzlük o rejimin aykırı karakterini ortaya koyar. Maalesef son dönemlerde belirli çevreler tarafından pasaportlarda kullanılacak fotoğraflar noktasında da Cezayir’de sakal ve başörtüsü yine bir sorun olarak gündeme getirilmiştir. Tahammülsüz bazıları halka kendi tahammülsüzlüklerini kural olarak dayatmaya kalkışıyorlar. Kapanmak elbette ki bir fazilettir. Devlet bunu teşvik etmiyorsa bile en azından yasaklama cihetine gitmemelidir. Lakin kimi uygulamalarda bunu göremiyoruz. Bizden ikna odaları örneğini alan Tacikistan da yasak üzerinden faziletle mücadele ettiği gibi fiili uygulamayla bazılarının da canını yakmaktadır. Bu haksız uygulama hiçbir yerde ilelebet payidar olamaz.
VAKİT