Yeni Akit gazetesinde “Suudi Veliaht Prens Suikasta mı Uğradı?” başlığıyla yayımlanan Muharrem Güneş imzalı yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bulunan Kraliyet Sarayı’nda 21 Nisan’da yaşanan silahlı çatışma videosu nedeniyle Prens’e karşı darbe girişimi iddiası sosyal medyada bir hayli konuşulmuştu. Suudi yetkililer ise olayı gündemden kaldırmak için kraliyet binası yakınlarında bir drone tespit edilmesi nedeniyle güvenlik güçleri tarafından ateş açıldığı ve drone’un düşürüldüğünü belirterek olayı geçiştirmişlerdi. Muhalif kesimler ise “oyuncak İHA’nın mantık dışı bir ‘kurgu’ olduğunu” dile getirerek açıklamayı “olayın üzerini kapatma çabası” olarak yorumlamışlardı.
Ancak Veliaht Prensin çatışmanın yaşandığı geceden bu yana bir ayı aşkın süredir herhangi bir şekilde bir programa veya ekrana çıkmaması, hakkında o gece yaşanan çatışma sırasında “öldüğü veya yaralandığı” iddialarını son günlerde yeniden gündeme getirdi. Bu iddiaların ardından bazı Suudi yetkililer prensin FIFA başkanı ile yaptığı görüşmeyi ve “Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyi” toplantısına başkanlık ettiği fotoğrafları iddialara cevap olarak kamuoyu ile paylaştı. Ancak bu cevap daha fazla soru işaretinin oluşmasına sebebiyet verdi. Çünkü birçok kişi “fotoğrafların eski olduğunu” söyledi ve “Neden bir video paylaşılmadı?” sorusunu sordu.
Fransız “Les Échos” gazetesi Muhammed bin Selman’ın ortadan kaybolmasının Ortadoğu’da Riyad’a yönelik son kritik gelişmelere denk geldiğine dikkat çekerek bilinçli bir şekilde ortadan kaybolma olabileceği ihtimalini gündeme getirdi.
Trump’ın İran’ın nükleer anlaşmasından çekilmesi, Hizbullah’ın Lübnan’ın parlamento seçimlerindeki zaferi, Yemen’de Husilere karşı yenilgisi ve bir yıllık kuşatmaya rağmen Katar’ın teslim olmamasına ek olarak baskı politikalarına karşı ülke içinde yükselen muhalif sesler, prensi zor durumda bırakmış olabilir.
Bilindiği gibi bin Selman’ın tutukladığı büyük iş adamları ve önemli âlimler nedeniyle iş dünyasında ve dini kurumlar içinde ve aynı zamanda kraliyet ailesi içinde kendine karşı birçok düşman oluşturduğuna işaret ediliyor. Nitekim veliaht prens olarak tayin edilmeden önce amca oğlu Bin Nayef’i ev hapsinde tutarak saf dışı bırakması ve birçok kraliyet mensubunu tutuklatması birçok kişi ve kesimin kendisine karşı fırsat kollamasına sebebiyet verdi.
Middle East Eye haber portalına konuşan muhalif Suudi Prens Halid bin Ferhan, Prens Ahmed bin Abdülaziz ile Prens Mukrin bin Abdülaziz’e “Suudi Arabistan’da işler daha kötüye gitmeden bir an önce olaya müdahale etmeleri gerektiği” şeklinde bir karşı darbe çağrısı yaptı.
2013 yılından bu yana Avrupa’da yaşayan muhalif prens, bin Selman’ın politikaları karşısında ‘Ahmed ile Mukrin’in saflarını birleştirmeleri halinde kraliyet ailesi, güvenlik servisleri ve ordu üyelerinin yüzde 99’unun gidişattan rahatsız olduğunu ve onların arkasında duracağını’ savundu.
Ülke içindeki karışıklığın bölgeyi bir ateş çemberine dönüştüreceğini savunan muhalif prens Halid, Avrupalılara verdiği demeçte, “Suudi Arabistan’daki durum patlamak üzere olan bir yanardağ gibidir ve eğer patlarsa, yalnızca Suudi Arabistan veya Arap bölgesindeki durumu etkilemez, aynı zamanda sizi de kapsayacak bir etkiye sahiptir.” dedi.
Prens, kraliyet ailesi içinden güçlü şahsiyetlerin yönetimi ele alıp daha dengeli politikalar ile ülkeyi yönetmelerini teşvik ediyor. Zira son günlerde birçok kadın aktivistin de tutuklanmasına varan baskılar bir halk kalkışmasına dönüşebileceği ve İran gibi ülkelerin fırsattan yararlanarak Husiler ve bölgedeki milisleri üzerinden Suudi’yi karıştırmalarından endişe ediliyor.
Veliaht prensin gözden kaybolma nedeninin suikasta uğrama ihtimali veya bölgesel gelişmelere karşı taktiksel bir durum icabı mı olduğu bilinmez, ancak ortaya çıkıncaya kadar bu konu hakkındaki sis perdesi aralanmayacak gibi görünüyor.