Suskunluk sarmalı: Berat Albayrak’ın istifası

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medyamız en modern alt yapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor” demişti. Medya hükümetin suskunluk sarmalından bu kadar etkilenmişken medyanın sesimizi yansıtmıyor oluşu ne kadar tutarlı bir söylem olabilir.

HAKSÖZ HABER

Noelle Neumann Suskunluk Sarmalı Teorisi'ni 1974 yılında kitle iletişim araçları bağlamında geliştirmişti. Ancak 21. Yüzyılla beraber internet teknolojileri, kitle iletişimiyle iç içe geçerek “çevrimiçi(online) medya” kavramını insanların günlük hayatının bir parçası haline getirdi.

Sosyal medya üzerinden hükümetlerin eylemleri sorgulanabilir hatta değiştirilebilir oldu. Kimi zaman ise medyada görüşlerin dile getirilmesi oldukça büyük bir problem oldu. Sosyal medya, ana akım medyanın görüşleri dile getirme noktasında tıkandığı yerleri aşmakta oldukça mahirdi. Dün ise her iki medya tipinde de beklenmedik olaylar gelişti. 

Türkiye’de dün tarihi bir gün yaşandı. Bir bakan istifa etti, istifasını sosyal medya üzerinden sundu. Bakanın bağlı olduğu hükümet ise hiçbir açıklama yapmadı. Hükümetin gözünün içine bakan çoğu zaman hükümetin niyetini okuyarak yorumlarda bulunan ana akım medya dahi bu konuda kendisini yoruma kapadı.

Fikirleri toplum tarafından desteklenmeyen insanların konuşmaktan çekinmesi, bunun tersine görüşleri toplum tarafından kabul görenlerin daha çok konuşmak istemesi olarak özetlenebilecek “Suskunluk Sarmalı” çevrimiçi medyada kişilerin görüşlerini ifade etmelerinde önemli bir rol oynuyor artık. Toplumun belli bir kesimi sosyal medya üzerinden görüşlerini ifade ederken, doğal olarak hükümetler de sosyal medyalarda yer alıyorlar. Ancak dünden beridir hükümet ve ona bağlı unsurlar sosyal medyada, ana akım medyada olduğu gibi daha önce hiç var olmamışlar gibi, istifa olayı yaşanmamış gibi davranıyorlar.

Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Medyamız en modern alt yapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. İlimde, sanatta, kültürde benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. Dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için de fikri iktidarımızı da hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim" demişti. Medya hükümetin suskunluk sarmalından bu kadar etkilenmişken medyanın sesimizi yansıtmıyor oluşu ne kadar tutarlı bir söylem olabilir.

Bugün o nefesimizi, sesimizi yansıtmıyor diye bahsedilen medyanın herhangi bir sesi, nefesi dışa vurmamış olması sadece medyanın kendisinden kaynaklı bir durum olarak görülebilir mi?

Hükümetten ilerleyen saatlerde açıklamalar yapılması bekleniyor. Bakalım o medya sessizliğini koruyarak, iktidarın ağzından çıkacak nefesin havasına göre kendisine bir rota belirleyecek mi? Ana akım medya söylemlerini neyi baz alarak geliştirecek.

Gündem Haberleri

Suriyelilerin ülkelerine dönüşlerini kolaylaştıracak yeni adımlar devrede
Şanlıurfa’da cinsel sapkınlık programı tepki çekti
AK Parti'de yeni İstanbul İl Başkanı belli oldu
“Şam fehedildiyse Kudüs'ün de fethi yakındır"
Muğla'da Sağlık Bakanlığı'na ait ambulans helikopter düştü: 4 ölü