Sürüklenen Ceset ve Yerlerde Sürünen Entelektüalizm

Murat Belge, vahşet görüntülerini, Erdoğan’ın yönetme anlayışıyla ilişkilendiriyor. Erdoğan, “iktidardaki ömrüm daha uzun olsun, daha fazla yöneteyim” diye tutturmasa, canımızı sıkacak bu görüntüler de olmayacak.

Sürüklenen ceset ve yerlerde sürünen entelektüalizm

Ahmet Kekeç / Star

Sürüklenen ceset görüntüsünün, “hususen”Murat Belge’yi hoşnut etsin diye çekilip servise konulduğunu düşünüyorum. Böyle bir görüntünün elde edilebilmesi için de, elbette, bir “çalışma” gerekiyor. Bence bu çalışmayı yürütenler de aynı Network’a tabi... 

Sanki her şey, “kronik hoşnutsuzları” haklı çıkarsın diye tasarlanıyor.

Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir “görüntü”den ve bu görüntünün elde edilebilmesi için yürütülen “çalışma”dan söz ediyorum.

Hangi çılgın dimağın “seçim yatırımı” gözüyle bakacağını bilmediğimiz bir görüntü...

Hayır, öyle olmuyormuş... Sürüklenen ceset, ilaveten bir gazetecinin yumruklanması, iktidarını sürdürmek için gerekli olduğuna inandığı gerilim atmosferini devam ettirmek isteyen bir siyasetçinin yarattığı “ufunetli” 
görüntülermiş...

Buradaki siyasetçinin ismi, Erdoğan...

Profesör Murat Belge, “vahşet” olarak karşımıza çıkan bu görüntülerin, “Tayyip Erdoğan rejiminin seçim vaatleri olduğunu” söylüyor.

Hayır, elbette Erdoğan “Cesedi arabaya bağlayıp sürükleyin” diye emir vermiyormuş.

Sadece (iktidarının ömrünü uzatmak için) “gerilim politikası” uyguluyormuş. Ortam ne kadar gerilirse, bu gibi vahşet eğilimleri de kuvveden fiile dökülüyormuş.

Bunu genel geçer bir doğru kabul edip geçebiliriz. Doğrudur. Gerilim politikaları, hesap edilmeyen “patlamalara” neden olabilir. Bu patlamalar, “vahşet eğilimlerini” tetikleyebilir... Bunların hepsi doğru... Fakat Murat Belge, vahşet görüntülerini, Erdoğan’ın yönetme anlayışıyla ilişkilendiriyor. Erdoğan, “iktidardaki ömrüm daha uzun olsun, daha fazla yöneteyim” diye tutturmasa, canımızı sıkacak bu görüntüler de olmayacak.

Denklemi böyle kurduğunuzda, istediğiniz çıkarsamayı ya da indirgemeyi yapabilirsiniz.

Haklı da görülürsünüz.

Erdoğan analojilerinde kafadan haklı Murat Belge, bir “siyaset etme aracı” olarak baktığı “gerilim politikaları”nın sadece bir tarafını, yani Erdoğan’la ilişkili olduğunu düşündüğü kısmını görüyor... (Hastalıklı “Erdoğan karşıtlığı” ne tür bir gerilim politikasının ürünü acaba? Durduk yerde mi zıvanadan çıkıyor insanlar?)

Biz bugüne kadar, Murat Belge’nin kaleminden, gerilim politikalarının “karşıt uzantıları”yla ilgili bir değerlendirme okumadık, okuyamadık.

Mebzul miktar vahşet örneği var oysa ortada...

Mesela Yasin Börü’nün katledilmesi.

Zılgıtlar eşliğinde bütün kemikleri kırılan, üzerinden araba geçirilen, etleri lime lime doğranan Yasin Börü...

Bir “kutsal amaç” uğruna sokaklara dökülen insanlar tarafından katledilen Yasin Börü...

Sürüklenen ceset görüntüsünden siyasi çıkarsamalar yapan Murat Belge, bu konuyla ilgilenme gereği duymadı. Yasin Börü’nün katledilmesiyle sonuçlanan Kobani olaylarının mesulü (ve bir numaralı suçlusu) HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş olduğu için mi? 

Bu cümleden olarak, Yasin Börü’nün katledilmesini “HDP’nin seçim vaadi” sayabilir miyiz? Saymalı mıyız?

Farkındayım... Murat Belge mantığına karşı mantık yürüterek, kendimce “nakısa” saydığım bir durumu ortaya çıkarmayacağımın,  bunun nafile bir uğraş olduğunun farkındayım.

Erdoğan nefretiyle kafayı yemiş, dolayısıyla suhuletli bir yerden bakma imkânını elinin tersiyle iten bir zihniyete ne anlatsanız boş. Nasıl görmek istiyorlarsa, öyle bakıyorlar. Bu tür insanlara, “bir de şu açıdan baksanız, olayların şu yönünü görseniz” demek, zaman ve enerji kaybı...

Sadece teşhir edersiniz...

Teşhir edip zamana bırakırsınız...

Ufunetli günler geçtiğinde, “roller” daha iyi görülsün ve anlaşılsın diye.

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!