Suriye’nin Victor Jara’sı… / Mehmet Ali Aslan
“Fikir sahipleri ya da düşünce adamları pek çok şey yapabilirler ancak bu uğurda kanlarını akıtmak koşuluyla…”
Eserleri ve mücadelesiyle tüm dünya Müslümanlarına önemli bir miras bırakan Seyyid Kutub’un bizzat kendi yaşamında tanıklaştırdığı bu sözü, iman-amel, bilgi-eylem, kuvve-fiil, teori-pratik vs. uyumuna ilişkin bir şahitlik vurgusu içerir. Bu bağlamda zorlu ve meşakkatli de olsa inancın ya da düşüncenin gerektirdiği bir eylemlilik hali içerisinde olmanın tutarlılık için kaçınılmaz olduğu anlatılmak istenir. Böylelikle kişinin ürettiği fikir/düşüncelerin gücünü, inancının yükümlülüklerini yerine getirmesi ve ödemesi gereken bir bedel varsa dahi bunu göze alabilmesinin belirleyeceği ifade edilmiş olur. “Sadece haz ve estetik kaygısı gütmek”, “fildişi kulelerde fikir üretmek”, “entelektüel jimnastik yapmak”, “salt akademik kariyer peşinde olmak” vb. şeklinde ifade edilen nitelemelerden uzak kalmanın yegâne yolu da budur.
Elbette ki, bu, sadece fikir/düşünce/ilim adamları için söz konusu olmayıp, hayata ilişkin söyleyecek sözü olan herkese şamildir. Nitekim yaptıkları müzik ya da şarkılarla bir mesaj verme kaygısı içerisinde olan sanatçıların yaptıklarını anlamlı kılan da budur. Eğlence, zevk, para, kariyer amacı gütmeyip yaşadıkları an’a ilişkin sosyal/ahlaki/siyasi duyarlılıkları üzerinden sanat üretenlerin tıpkı muhalif düşünürler gibi egemen otoriteler tarafından baskı altına alınmaları da bundan dolayıdır.
Bu noktada İbrahim Kaşhuş’u zikretmek ve onu tanımak isteriz. Suriye’deki Baas yönetimine başkaldıran Hamalı muhaliflerden biridir Kaşhuş. Hama’nın el-Assi Meydanı’nda Esed karşıtı gösterilerin liderlerindendir. Şarkıcıdır aynı zamanda. Bu özelliğini protesto gösterilerinde yansıtarak yönetim aleyhinde basit melodilerden oluşan şarkılar yapmıştır. Gösterilerde kitlelere o şarkıları söyletmekte, böylelikle gösterilerdeki coşkunun artmasına ve taleplerin daha gür bir şekilde ifade edilmesine öncülük yapmaktadır.