Suriye’de savaş başladığında 10- 11 yaşlarında olan çocuklardan hayatta kalabilenler şimdi 16- 17 yaşlarındalar. Çocukluklarını yaşayamadan büyümek zorunda kalan bu nesil, bir zamanlar savaş oyunu oynadığı sokaklarda, gerçek silah ve mermilerle savaşıyor. Gerçek Hayat Dergisi’nden Yılmaz Bilgen savaşın kucağında yetişen çocukların hayatlarına dokunuyor.
Doğu'nun kadim şehirleri Beşar Esed'in varil bombaları ile moloz yığınlarına çevrilirken umutları çalınan bir neslin çığlığı Şam diyarında şehitler, gaziler, hayatlar feda edilerek devam ediyor.
70 binden fazla insanın Esed ve müttefiklerinin bombalarına kurban gittiği ayaklanma altıncı yılına girerken 9-10 yaşlarında savaşa uyanan çocukların 15-16 yaşlarında delikanlı oluşuyla daha hazin bir hikâyeye kapı aralıyor. Akranları savaş oyunu oynarken bilgisayar başlarında onlar asli aktör olarak tüfek tutuyor harp meydanında.
Yılmaz Bilgen 4 yıldır takip ettiği Suriye Savaşı'ndaki çocukları yargılamadan anlamaya çalıştığını, kiminin özentiyle, kimininse sevdiğini kaybetmenin intikamıyla cepheye gittiğini vurguluyor.
Ölüme çok yakınım
Kendisinden 2 yaş büyük ablasını varil bombardımanında kaybeden ve Türkiye'de tedavi gören annesi ile birlikte 9 ay Türkiye'de kaldıktan sonra Halep'e savaşmak için geri dönen 16 yaşındaki Adnan Süleybi de o çocuklardan biri. Süleybi Türkiye'de hayat şartlarının zor ancak geleceğinin bu topraklarda olduğunun farkında… Ölümün kendisine çok yakın olduğunu söyleyen Süleybi, şehid olmak istediğini söylüyor. Süleybi'nin en büyük isteği ise kendi eliyle bir ev inşaa edip baba olmak… Ölürse annesinin hastalığının artıp ilerlemesinden korkuyor.
Kaçarak bir şey değiştiremeyiz
Bir buçuk yıldır savaşın içerisinde olan 16 yaşındaki Muhammed Ali'nin cümleleri ise yaşından beklenmeyecek olgunlukta;
“Hakkımızda Allah'ın yazdığı olur. Korkarak ya da kaçarak hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimize inandığım için bu yolu seçtim.
…
Büyüklerimiz bizi tehlikeli saldırılarda geri planda tutuyor. Ama ben hep en ön saflarda vuruşmak istiyorum. Ne kadar heyecan ve istekle Esed'in karşısında durursak onun gidişi de o kadar erken olacaktır. Savaşımız zulme ve sevdiklerimizi katleden acımasız düşmana karşı. Ölsek de bizim direnişimiz ve ülkemiz kazanacak."
'Abim Esed'in ordusunda, öldürmeye tereddüt etmem'
Cepheye 15 gün önce katılan 18 yaşındaki Şükrü İsa ise “bazen her şeyin oyun olduğunu düşünüyor ancak bomba seslerini duyunca oyun olmadığını anlıyorum" diyor. IŞİD kontrolünde bir köyden kaçtığını anlatan İsa, “Eğer kaçmasam beni zorla kampa alacaklar ya da canlı bomba olmam için beynimi yıkayacaklardı" ifadelerini kullanıyor. Şükrü İsa, abisinin Esed ordusunda olduğunu belirtirken savaşın tek getirisinin iki kardeşi birbirine öldürtmek olduğunu söylüyor. Abisini öldürmekten tereddüt etmeyeceğini söylerken üzüleceğini de anlatıyor.
Barcelona'yı tutuyor, iyi Kaleşnikof kullanıyor
17 yaşındaki Hasan Mustafa savaşın başladığında 11 yaşındaymış. Varlıklı bir aileye sahip olmasına rağmen ülkeyi terk etmeyen baba, Mustafa'nın cephede savaşmasına karşı… Ancak annesi Hasan Mustafa'yla gurur duyuyor. Hasan Mustafa “İyi bir şey yaptığımıza inanıyorum ve sürekli çevremde ölümlere şahit oluyorum. Bu durum beni korkutmuyor bilakis daha fazla hırslandırıyor. Ülkemin özgür olması için savaşıyorum ve bu da kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Suriye'den ayrılmak istemiyorum" diyor. Hasan Mustafa Barcelona Futbol Takımı'nı tutuyor. Kaleşnikof tüfek ve BKS silahlarını iyi kullanan Hasan Mustafa, “Eğitim yoksa savaşmaktan başka ne yapabilirim" sorusunu soruyor. Babası gibi market açmak gelecek planları arasında…