Suriyelilere yönelik ırkçı yaklaşımların ünlü bazı isimler ve siyasetçiler tarafından körüklendiği süreçte, Özgürlük ve Dayanışma Partisi eski Genel Başkanı ve eski Milletvekili Doç. Dr. Ufuk Uras mülteci karşıtlığını yeniakit.com.tr’den İsmail Uğur’a değerlendirdi. Uras,"Neonazilerin benzer argümanlarını tekrarlayan şuursuzluğun kabul edilebilir bir yanı yok. Araplara yönelik nefret söyleminin hem ittihatçı kaynakları hem de Baas çizgisine olan sempatiden kaynaklanan nedenleri buluşuyor. Solun evrensel kaynaklarıyla bu şuursuzluğun bir bağlantısı tabii ki yok" dedi.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi eski Genel Başkanı ve eski Milletvekili Doç. Dr. Ufuk Uras, Türkiye’de yükselen mülteci karşıtlığını yeniakit.com.tr’ye değerlendirdi. Uras, “Yeryüzü herkesindir ve bunun somut adımlarını bir an önce atmalıyız. Gerekli taahhütleri yerine getirmeyen AB'nin tek taraflı yıktığı mutabakat artık geçerliliğini yitirmiştir” ifadelerini kullandı.
Irkçılık; heterojen coğrafyada homojen kültür dayatmaktır
Doç. Dr. Ufuk Uras, mülteci karşıtlığının ırkçılık boyutuna varması ama bunun farkında olunmamasının gerçekten tuhaf bir durum olduğuna vurgu yaparak, “Neonazilerin benzer argümanlarını tekrarlayan şuursuzluğun kabul edilebilir bir yanı yok. Araplara yönelik nefret söyleminin hem ittihatçı kaynakları hem de Baas çizgisine olan sempatiden kaynaklanan nedenleri buluşuyor. Solun evrensel kaynaklarıyla bu şuursuzluğun bir bağlantısı tabii ki yok. Sol diye herkesi içine koyabileceğimiz bir torba yok.” ifadelerini kullandı. Uras, hayatın herkesi bir sınavdan geçirdiğini ve kimsenin doğruya ulaşmada bir rüçhan hakkı olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Irkçılığın ve faşizmin temel bir özelliği heterojen bir coğrafyayı homojenleştirme girişimi ve bunun anlamı herkesi tek bir kimliğe, kültüre hapsetmek gayreti demek. Önce kendileri bu kuyuya girenlerin gökyüzü ne kadar da darmış demeleri belki de doğal.”
Neonazi yöntemleriyle çözüm üretilemez
Yaşanan sorunların bütün insanlığın ortak sorunu olduğuna dikkat çeken Uras, şöyle devam etti:
“Tabii ki sorunlar ortak sorunlarımız ama çözüm neonazilerin tezlerini burada tekrar etmekten değil, insani, sosyal ve vicdani dayanışmamızı sonuna kadar sürdürerek, Berlin duvarından sonra sıkılmadan görünmez bir Schengen duvarı inşa edenlerin duvar bekçiliğini yapmayı reddederek, serbest dolaşımın kapılarını bizim taraftan ilan etmeksizin fiilen açmak olacaktır.”
Suriyelileri Esed'e göndermek isteyenler gizli Baasçıdır
Yeryüzünün dünyada yaşayan herkese ait olduğuna işaret eden Uras, değerlendirmesini şu ifadelerle tamamladı:
“Bunun somut adımlarını bir an önce atmalıyız. Gerekli taahhütleri yerine getirmeyen AB'nin tek taraflı yıktığı mutabakat artık geçerliliğini yitirmiştir. Bu utanmazlığın faturasını esas itibariyle AB ülkeleri ödemelidir. Onların sıkıntılarını omuzlamak durumda değiliz. Ama Esat rejimi varken onun kurbanlarını onun merhametine terk etmeyi öneren her kimse, bilin ki ya gizli Baasçıdır ya da muhaberatın acımasız ve gözü kararmış tetikcisidir.”