Suriyeli Mültecilerin Vatandaşlık Memnuniyeti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriyeli mültecilere vatandaşlık verileceğini açıklamanın hemen ardından sosyal medyada Suriyelilerin vatandaşlığa alınmasını eleştiren kampanyalar paylaşıldı.

Açıklamanın hemen ardından sosyal medyada başlatılan #ÜlkemdeSuriyeliİstemiyorum hashtagli kampanyayla Suriyelilerin vatandaşlığa alınmasını eleştiren görüşler paylaşıldı.

Tartışmalar, Suriyelilerin seçimlerde oy kullanacak olmaları, içlerinden 'kalifiye' olanların seçilip seçilmeyeceği ve TOKİ konutlarına yerleştirilmelerinin planlanması üzerinde yoğunlaştı.

Peki, tartışmaların bizzat öznesi olan Suriyeliler Türkiye vatandaşlığına geçip geçmeme hakkında ne düşünüyor?

Muhammed Salih Ali: Artık dönme şansımız kalmadı

15 yıl önce siyasi nedenlerle Suriye'den kaçıp Türkiye'ye gelen Muhammed Salih Ali, İzmir'deki Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği'nin başkanlığını yapıyor.

Ali'ye göre 'mültecilerin çoğu Türkiye vatandaşı olmak istiyor ve hemen hemen hepsi, vatandaşlığın hiçbir zararı yok, aksine faydası çok' diye düşünüyor.

Ali, "Suriye'ye geri dönüş şartlarının zorluğu, mültecilerin Türkiye vatandaşlığı istemesinin en önemli nedenlerinden biri" diyor ve ekliyor:

"3 sene önce yaptığımız ankette, Suriyelilerin yüzde 90'ı Türkiye'de geçici olarak kaldığını ve ülkesine geri döneceğini düşünüyordu.

"Ancak şu an Suriye'de durumun çok kötüleştiğini herkes biliyor. Dönme şansımız kalmadı. Suriye'deki şartlara rağmen hala dönmek isteyenler olsa da, çoğumuz vatandaşlık istiyor."

Ali, Suriyelilerin vatandaşlığa geçtikten sonra iktidarın oy gücünü artıracağında dair yorumlara karşı çıkıyor.

"Seçim zamanı tüm mülteciler özgür iradesiyle oy kullanacak. Tıpkı Türkler gibi. Mülteciler kesinlikle tek bir partiye oy verecek diye bir şey yok. Hiçbir parti böyle bir güvence hissedemez" diyor.

Ali, vatandaşlıktan sonra sağlık hizmetlerine erişim ve eğitim konusunda yaşadıkları sıkıntıların biteceğini düşünüyor.

Fakat mültecilerin hangi şartları sağladıktan sonra vatandaşlığa alınacağı konusunda endişeli: "Türkiye vatandaşı olup dil sorununu da aştıktan sonra bizim için Türkiye'de doktor olabilmek de kolaylaşacak, doktora ulaşmak da."

Wefa Muhammed: Vatandaşlık açıklamasına en çok kadınlar sevindi

Wefa Muhammed, Suriyeli kadınlar ve çocuklar için Uluslararası Kadın ve Sağlık Birliği (WAHA) tarafından İzmir Basmane'de kurulan Sosyal Sağlık ve Danışmanlık Merkezi'nde gönüllü olarak hizmet veriyor.

Muhammed her gün Suriyeli kadın ve çocukların sorunlarıyla iç içe olduğunu, bu yüzden Türkiye vatandaşı olmanın en çok kadın ve çocuklar için iyi olacağını söylüyor:

"Suriye'de çalışan kadın sayısı çok azdı. Türkiye'ye geldiklerinde ev işleri dışında hiçbir şey bilmiyorlardı.

"Ama şu an birçok kadın hem çocuklarını yalnız büyütüyor hem de evin geçimini sağlıyor. Vatandaşlık almak en çok kadın ve çocukların koşullarını iyileştirecek."

Muhammed, Suriyelilerin sigortasız ve düşük maaşla yaşayıp ev sahibi olamadıklarını, Suriyeli çocukların da beş senedir okula gidemediğini söylüyor.

"Kadınlar vatandaşlıktan sonra tüm bu koşulların iyileşeceğine inandıkları için haberi sevinçle karşıladılar" diyor.

Ahmed Cundi: Vatandaşlık, kızımın eğitim hayatı için daha iyi olacak

Üç yıl önce Türkiye'ye kaçan Ahmed Cundi ailesiyle birlikte İzmir'de yaşıyor.

Cundi, "En büyük sorun, yarın ne olacağını bilmeden yaşamak. Hayatımdaki her şey geçici. Vatandaşlık almak belki bu belirsizlikleri yok eder" diyor.

Bunu umut etmekle beraber vatandaşlık konusundaki belirsizliğin de kendini kaygılandırdığını söylüyor:

"Cumhurbaşkanı vatandaşlık verileceğini söyledi ama nasıl ve kime vereceklerini açıklamadı. Suriyelilerin çoğu bunların sadece boş laf olduğunu ve vatandaşlık alamayacaklarını düşünüyor."

Cundi, Suriyelilerin çoğunun çifte vatandaş olmak istediğini, eğer birinden birini seçmek zorunda kalırlarsa ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyor:

"Eğer çifte vatandaş olamayacaksam, Suriye vatandaşlığında kalmayı tercih ederim. Çünkü her şey yoluna girerse ülkeme geri dönmek istiyorum. Kimse toprağından kopmak istemez."

Cundi'nin kızı şu an bir anaokulunda okuyor. Küçük olduğu için Türkçe'yi hemen öğrenmiş ve dil sorunu yaşamıyor. Fakat Cundi kızının eğitim hayatı için endişelendiğini belirtiyor:

"İlerde kızımı ilkokula yazdırabilecek miyim bilmiyorum. Vatandaşlık, kızımın eğitim hayatı için daha iyi olacak."

Çalışma koşullarını sorduğumda, vatandaşlık aldıktan sonra daha iyi bir işi olacağından emin olmadığını söylüyor:

"Benim çalıştığım yerde sadece Suriyeliler değil Türkler de sigortasız çalışıyor. Türkiye vatandaşlığı sigortasız çalışma şartlarımızı ne kadar değiştirir bilmem."

Maher Kharbeet: Kızlarımın Suriye'dense Türkiye vatandaşı olmalarını tercih ederim

Maher Kharbeet 8 aydır Türkiye'de yaşıyor. Pasaportu olmadığı için kaçak olarak geldiğini, ama 'şanslı' olduğu için tehlikesiz bir yolculuk geçirdiğini söylüyor.

Suriye'de kendi kafesini işletiyor ve profesyonel olarak fotoğrafçılık yapıyormuş. Şu an Arapça-İngilizce tercüman olarak çalışıyor.

Kharbeet, Türkiye'de olmaktan çok mutlu olduğunu ve vatandaşlık almayı çok istediğini söylüyor:

"Suriye'deyken burası artık benim ülkem değil diye düşünmeye başlamıştım. Türkiye'de ise ölene kadar yaşayabilirmiş gibi hissediyorum. Fakat vatandaşlığım olmadan bu isteğim resmiyet kazanmıyor."

Suriyelilerin Türkiye vatandaşı olmasını istemeyen kişilerin kendisini nasıl hissettirdiğini sorduğumda ise, "Türkiyelilerin bu durumu istememe hakkı var. Sonuçta burası onların ülkesi" diyor.

Kharbeet'in karısı ve iki kızı Almanya'da, kendisi İstanbul'da yaşıyor.

Ailesini yanına almak istiyor ancak pasaportu olmadığı için aile birleşimi vizesine başvurması mümkün değil.

Türkiye vatandaşı olmayı en çok ailesini yanına alabilmek için istiyor.

Kharbeet, "Kızlarımın Suriye vatandaşı olmalarındansa Türkiye vatandaşı olmalarını tercih ederim çünkü Türkiye hükümeti en azından kendi vatandaşlarına saygı duyuyor."

Vatandaşlık alabilmek konusunda belirsizliklerin olduğunu ama Türkiye hükümetinin kendilerini yarı yolda bırakmayacağına inandığını söylüyor:

"Türkiye vatansız kaldığımızda bize kapılarını açan ilk ülke oldu. Bu yüzden bizi yüz üstü bırakacaklarını düşünmüyorum."

MÜLTECİ-DER İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriyeli mültecilere vatandaşlık verileceği yönündeki açıklamasının ardından yükselen bir ırkçılık dalgası ve nefret söylemiyle karşı karşıyayız. Mülteciler yaşadıkları yerleri terk etmeyi tercih etmediler; Hâlâ süregiden çatışmada, birçok tarafın dahil olduğu bir savaş nedeniyle mülteci olmak zorunda kaldılar.

"Mültecilere vatandaşlık hakkı verilmesi de dâhil, topluma entegrasyonlarında kalıcı çözümler içeren politikaları olumlu karşılıyoruz. Her şeyden önce bu konunun öznesi olan Suriyelilerin düşünce ve taleplerinin sürecin merkezinde olması gerekiyor. Söz konusu insan hakları olunca 'önce ben, sadece ben' demek kabul edilebilir mi?"

BBC

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu