Esed, her ne kadar "Öldürme emri vermedim!" dese de gerçekler gözler önünde.
Geçen hafta Amerikan ABC News kanalına verdiği mülakatta "Ben kimseye öldürme emri vermedim" diyen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a firari askerlerden yalanlama geldi.
İnsan Hakları Gözlem (Human Rights Watch) kuruluşunun Suriye Ordusu ve istihbarat örgütü Muhaberat'tan firar edip ülke dışına kaçan 63 asker, casus ve muhbirin ifadelerinin yer aldığı bir dosyayı kamuoyu ile paylaşırken, bazı askerlerin doğrudan Şam yönetiminden öldürme emir aldığına dair güçlü kanıtlar ortaya serdi.
Suriyelilerin ifadeleri, Suriyeli güvenlik güçlerinin protestoculara karşı işlediği insanlık suçlarına ilişkin ifadelerle dolu.
İşte bazıları:
- Esad, Der'a'da muhalif liderlerle toplantı yapan üst düzey komutanlar ve Muhaberat yetkileri ile konferans görüşmesi yaparken ben oradaydım. Onlara "Orada neler olup bitiyor. Durumu denetim altına almak için ne gerekiyorsa yapın" dedi.
- Rastan'ı kuşatmıştık. Tümen komutanımız "Şehre gireceğiz. Beşar Esad'ın doğrudan emridir" dedi.
- Deraa'da komutan Tuğgeneral Ramazan Ramazan "Gördüğünüz herkese yoğun ateş açın. Kimse bunun hesabını sizden sormayacak" dedi. O gün 40 kişi öldürüldü.
- Şam'ın bir mahallesine gönderildik. İlk emir ateş açmayacağımız yönündeydi. Sonra birisi komutana bir kağıt getirdi. Göstericilere ateş açtık. Komutan ertesi gün, "Emir, Mahir'den (Esad'ın kardeşi) geldi. 'Ne gerekiyorsa yapın' yazıyordu" dedi.
- Bir güvenlik noktasında 15 dakika içinde sekiz kişi öldürdük. Oysa protestocular silahsızdı. Ellerinde taş bile yoktu. O zaman firar etmeye karar verdim. Silahımı attım ve protestoculara doğru koştum.
- 1500 kadar protestocu geldi. Hastanede yatan yaralı protestocuyu istedi. Ellerinde zeytin dalı vardı. Silah yoktu. Bizim kontrol noktasında 35 asker ve 50 muhaberat personeli vardı. Elimizde ağır makineli tüfek takılı bir cip de vardı. Protestocular 100 metre kadar yakınımıza gelince ateş açtık.
- Bir protestocu yanıma gelip "Erkeksen beni vur" dedi. Yanımdaki muhaberat elemanı onu omzundan vurdu. Protestocunun annesi koşup geldi, "onun yerine beni öldürün" dedi. Muhaberat elemanı bunun üzerine adamın kafasına kurşun sıktı annesinin gözü önünde öldürdü.