Suriyedeki Scudları Göremeyenler, Taksimdeki Gaz Bombalarını Gördüler

MUSTAFA SİEL

Günümüzün Ashabı Uhdudu Suriye

Üçüncü yılı içinde olan destansı bir direniş ve direnen halkına! Karşı katil Esed ve şebbihaları ile İran ve Hizbullah tarafından vahşi ve adi bir saldırı var Suriye'de. Rivayet muhtelif olsa da bu zaman diliminde içinde binlerce kadın ve çocuğun bulunduğu en az 100 bin insanın katledildiği çok açık bir vakıa.

Hapishanelerde sürekli işkence gören ve sistematik tecavüze uğrayanların sayısı bile belli değilken, halktan binlerce kız ve kadının tecavüze uğradığı yansıyor raporlara. Kendi halkını! Savaş uçaklarıyla bombalayan ve bununla da yetinmeyerek üzerlerine hedefini tutturması mümkün olmayan kör scud füzeleri ile rastgele ölüm yağdıran bir yönetim ve diktatör.

Suriyedeki Zulme Kör Ve Sağır Olanlar

Bu manzarayı ne CHP'nin nede CHP zihniyetine sahip olanların görmesi elbette beklenemezdi. Zaten kimse CHP ve bu zihniyete sahip olup kendilerine kemalist, ulusalcı ve solcu gibi sıfatları yakıştıranların Esed'i eleştirmek bir yana sahiplenmesine, zulme uğrayan halkı değil zulmedenleri sahiplenmesine şaşırmadı.

Bizi asıl şaşırtan, bizden (olduğunu zannettiğimiz) birilerinin Suriye gerçeğini görmemesi, bunların şii olanların İran ve Esed rejimini canhıraş bir şekilde desteklerken, şii olmayanlarınınsa Esed'le muhalifler arasında tarafsız! kalması oldu.

Her ne kadar tarafsız diyorsam da, bu şahısların Suriye direnişini batının bir komplosu olarak görmeleri ve İran merkezli olarak kabullendikleri direniş ekseninin çatlamaması hatırına muhalifleri oyuna gelmekle suçlayarak aslında zalim olduğunu iddia ettikleri Esed'e dolaylı destek olmaları söz konusu idi.

Bu şahıslar 2 seneyi aşan süreçte Suriye'de yaşanan zulümleri, katliam ve tecavüzleri neredeyse hemen hiç görmediler. Ya konuyu es geçtiler, es geçemediklerinde ise bu katliamlara değinmek yerine batının komplosu bağlamında muhalefeti dolaylı eleştirmeye devam ettiler.

Balinasever Batı ve Ağaçsever İslamcılar

Milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olan batılıların zaman zaman çevreci hassasiyetlerle!  birkaç balina için seferber olması gibi; Suriye'de binlerce insanın katliamına sessiz kalan bu İslamcılardan bir kısmının, Gezi parkı eylemlerinde birkaç ağaç ve ağacı bahane ederek İslama ve Müslümanlara olan kinlerini kusan çapulcular için seferber olduklarını gördük son günlerde.

Emek ve Adalet Platformu'nun çağrısıyla Mazlum-Der İstanbul Şubesinde gerçekleştirilen istişare sonuç metnini imzalayan bu İslamcıların anti-kapitalist olanları ile ilgili olarak, Taksim Gezi Parkında Esas Oğlanlar ve Figüranlar isimli bir eleştiri yazısı yazmıştım.

O yazıda Hizmet cemaati ve anti kapitalist İslamcılar dışında, gezi eylemcilerinin İslamcı camiadan çok ciddi bir destek alamadıklarını yazmakla ne kadar ciddi bir yanılgıya düşmüş olduğum, sonraki günlerde birtakım İslamcı yazarların yazıları ve bu bildiri ile ortaya çıkmış oldu.

Ağaçları Sökmek Suç, Halkını Katletmek Yasal

Bildiriye imza atanlardan yazılarını takip ettiklerimin hemen hepsinin Suriye konusunda yukarıda tarif ettiğim anlamda tarafsız! Bloğu oluşturanlardan olması gerçekten ilginç bir tevakuf.

İlginç tevakuflardan birisinin de, gezi parkı eylemlerine katılan çapulcuların neredeyse hemen hepsinin Suriye konusunda tarafsız olmamaları, çok açık bir şekilde Esed tarafını tutmaları. Bu taraflılık, söylem bazında anti emperyalizm, laiklik ve sosyalizm üçlemesinde ifade edilirken, gerçek niyetin mezhebi kaygılar ve İslam düşmanlığı olduğu da görebilenlere aşikar.

Gezi parkı çapulcularının bu tutumları ait oldukları dünya görüşleri açısından gayet normalken, içimizden birilerinin Suriye’deki batı komplosunu! ta buradan net olarak görebiliyorken, yanı başlarındaki taksimdeki eylemcilerin gerçek yüzünü görememeleri neyle izah edilebilir.

Suriye'ye Miyop, Gezi'de Hipermetrop Olmak

Bu arkadaşlar söz konusu Suriye olunca uzağı iyi seçemediklerinden olsa gerek, orada bir zulüm değil batının komplosunu görüyorlar. Aynı arkadaşlar söz konusu burunlarının dibindeki Gezi olunca bu kez hipermetrop oluyor, yakını iyi seçemediklerinden olsa gerek; olayların arkasındaki batının tezgahını (komplo değil açık tezgah) masum çevreci eylemler olarak görüyorlar. Hani sağır işittiğini anlamazda duyduğu sesleri işine göre anlamlandırırmış ya, onun gibi hani.

Oysa Gezi olaylarının arkasındaki batının tezgahını sağır sultan bile duydu / kavradı. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, normalde siyasi olaylara lakayt olan cahil halkın! yüzbinlercesi AK Parti mitinglerine katılarak, bu tezgahı gördüğünü ve tepkisini kendince ortaya koydu.

Bunu sadece AK Partiye oy verenler değil, normalde AK Partinin düşmanı olan MHP tabanı bile gördü ve tepkisini bir şekilde ortaya koydu. Ne hikmetse, batının yerli işbirlikçilerle gerçekleştirdiği bu tezgahı, bir yeminli islam düşmanları olan CHP'liler ile bir de bizim bu arkadaşlarımız göremedi.

Devekuşunun kendini işine geldiğinde deve, işine gelmediğinde kuş olarak nitelemesi gibi; bu arkadaşlar Suriye'deki miyop, Gezi'de hipermetrop oluyorlar. Suriye'deki direnişe emaresi bile bulunmazken batının komplosu diyorlarken, Gezi'de gün aydınlığı gibi tezahür eden batı tezgahını göremiyorlar.

Niye böyle yapıyorlar, Göremiyorlar mı yoksa görmek mi istemiyorlar? Yada görüyorlar da, birtakım hesaplar nedeniyle görmezden mi geliyorlar? Yoksa kalplerinde gerçeği görmelerini engelleyen hastalıklar mı var?

Zulme Sessiz Kalmakta Zulümdür

Suriye'deki zulme batının komplosu, anti emperyalizm ve başka gerekçelerle tarafsızlık kılıfı altında sessiz kalmak başlı başına bir zulümdür. Bu tarafsızlık maskesi altında dolaylı olarak Esed'i desteklemek ise zulümden de öte ihanettir.

Bu zulme tarafsızlık maskesi altında dolaylı destek vermenin de ötesinde, iyi niyetli çok az istisnaları hariç çoğu potansiyel birer Esed şebbihası olmaya aday olan Gezi parkı çapulcularıyla yan yana durmak, onları aklamaya çalışmak ihanet üstüne ihanettir.

Hainlerden Yana Taraf Olmak En Büyük İhanetlerdendir

4.Nisa Suresi 105'ten 113'e kadar olan ayetlerde hainlerden yana olunmaması, suçluları suçsuz, suçsuzları suçlu gibi gösterenlere taraf olunmaması emredilmektedir. Suriye'de ve Gezi'de tarafsızlık maskesi altında hain suçlulardan yana taraf olan, suçsuz ve mazlum konumundaki Suriye halkını dolaylı olarak suçlu pozisyonunda gösterenler çok büyük bir ihanet içindedirler.

Gezi eylemcilerinin kayıtsız ve şartsız Esed desteği ve şebbiha sevgilerini görmezden gelmek bir yana, bu eylemlerin iddia edildiği gibi ağaç meselesi değil islam düşmanlığı merkezli olduğu ve küresel küfür güçleriyle işbirliği içinde küresel bazda islama büyük bir darbe vurmak amaçlı olduğu bu kadar net olarak ortaya çıkmışken bu eylemcilere taraf olmaksa, ihanet üstüne ihanet üstüne ihanettir.

Allah Hainleri Sevmez

22.Hac Suresi 38'den 41'e kadar olan ayetlerde Yüce Allah'ın hainleri sevmeyip mü'minleri müdafa için kendilerine savaş açılması halinde savaşmalarına izin verdiğini ve onları iktidara getirmek istediğini bildirmektedir.

Suriye'de bu konumda olan muhalifleri tarafsızlık maskesi altında dolaylı olarak suçlu görüp hazzetmezken, katil Esed ve şebbihaları ve ile potansiyel birer şebbiha olan Türkiye'deki partnerleri Gezi çapulcularını sevenlerde katiller, zalimler ve hainler safındadırlar.

Eğer tevbe edip vazgeçmezlerse Yüce Allah er yada geç bu hainliklerinin hesabını soracak, onları dünyada rezil rüsvay ettiği gibi ahirette daimi azaba uğratacaktır.