Paris’teki saldırıların ardından Suriye krizi, yeniden IŞİD odağında ele alınıp tartışılırken, elde edilen veriler, Suriye’deki şiddet ve sivil kayıpların başlıca sorumlusunun Esed rejimi olduğunu gösteriyor. Son olarak, Suriye genelindeki yaygın haber kaynakları aracılığıyla sivil ve askeri zayiata ilişkin rakamları takip eden ve Batı medyasının da bu alanda başlıca kaynak olarak başvurduğu Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (SNHR) son raporu, ülkedeki sivil ölümlerinin yüzde 95’inden Esed rejiminin sorumlu olduğunu ortaya koydu.
Rapora göre, 2011’in mart ayından 2015’in ekim ayı sonuna kadar geçen dönemde rejim güçleri, ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri ve son olarak büyük bir askeri güçle savaşa müdahil olan Rusya’nın düzenlediği hava saldırılarında yaklaşık 200 bin sivil hayatını kaybetti. Suriye rejimi tarafından düzenlenen saldırılarda ölen sivillerin sayısı ise 180 bin 879.
“Suçlanması gereken asıl taraf rejim güçleri”
Raporda, Rusya’nın hava saldırılarının başlıca hedefi olan “ılımlı muhaliflerin” tasfiyesi stratejisine paralel olarak, kendisini Suriye’de teröre karşı savaşın tek alternatifi olarak sunma çabasına karşın Esed rejiminin, ülkedeki şiddet, katliamlar ve sivil ölümlerinin başlıca sorumlusu olduğu ifade ediliyor. Öte yandan Suriye rejiminin, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara tekabül eden geniş çaplı katliamlar ve tamamen hukuk dışı infazlarla ilgili en çok suçlanması gereken taraf olmasına karşın uluslararası medyanın ve bazı siyasi liderlerin, dikkatlerini sadece IŞİD’in vahşi eylemlerine teksif ettiği, Esed rejiminin işlediği suçları görmezden geldiği eleştirisi yer alıyor.
Keskin nişancıların hedefindeki çocuklar
Esed rejiminin, ayrım gözetmeyen ya da doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarının ayrıntılarına yer verilen rapora göre, sözkonusu dönemde Suriye rejiminin füzeler, ağır silahlar, misket bombaları, zehirli gazlar ve varil bombaları ile düzenlediği bombardımanlarda 18 bin 858 çocuğun hayatını kaybettiği belirtiliyor.
“BM Güvenlik Konseyi Adım Atmalı”
Raporun öneri kısmında ise BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), Suriye’ye insani yardımların ulaştırılması hakkında Şubat 2014’te, 2139 sayılı kararı kabul ettiği ancak o tarihten bugüne kadar geçen süre zarfında, Esed rejiminin her gün yıkım ve ölümlere sebebiyet veren saldırılarını durdurmak için hiçbir kararlılık göstermediği belirtilerek, Güvenlik Konseyi’nin bu konuda daha ciddi bir adım atmasının gereğine vurgu yapılıyor.
IŞİD’in ortaya çıkmasında rejimin etkisi
Rapor hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Suriye İnsan Hakları İzleme Ağı Sözcüsü Vael Aleji, uluslararası toplumun Suriye krizine yaklaşımındaki odak noktasının, IŞİD’e ve örgütün, bölgesel ve küresel güvenlik açısından oluşturduğu tehdide doğru kaydığını belirterek “Kimileri, DAEŞ'e kıyasla Esed'in ehven-i şer denebilir olduğunu ve uluslararası toplumun DAEŞ'i yenmek için Esed'le işbirliği yapması gerektiğini savunuyor. Bizim görüşümüze göre ise Esed de DAEŞ de birbirlerinin varlığından karşılıklı olarak istifade etmekte” dedi.
“Suriye rejimi ve onun mezhep temelli politikaları DAEŞ’in ortaya çıkmasında çok büyük bir rol oynadı” diyen Aleji, “Bu durum ikisine de uluslararası toplumu manipüle edebilmek için gereken bahaneleri sunuyor” diye konuştu.
AA