Suriye'de Sistematik Olarak Klor Kullanıldı

KSYÖ Genel Direktörü Büyükelçi Üzümcü, Suriye’de klorun sistematik ve tekraren kullanıldığı sonucuna varıldığını belirtti.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) Genel Direktörü Büyükelçi Ahmet Üzümcü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye’de nisan ve mayıs aylarında kimi bölgelerde kimyasal silah kullanıldığı yönünde iddiaların ortaya çıkması üzerine araştırma yapmak üzere kurulan misyonun, ikinci raporunu tamamladığını açıkladı.

Bu kapsamda hazırlanan ikinci raporun bugün üye ülkelerle paylaşıldığını kaydeden Üzümcü, “Misyon, Suriye’de klor kullanıldığı iddia edilen yerlerde tanıklarla yaptığı mülakatlara dayanarak klorun sistematik ve tekraren kullanıldığı sonucuna vardı” dedi.

Üzümcü, söz konusu misyonun daha önce hazırladığı ve üye ülkelere haziran ayında sunulan ilk raporunda yer alan bilgilerin ise “Klorun sistematik olarak kullanıldığı yönündeki iddialara destek verir tarzda” olduğunu hatırlattı.

“Eğer klor kullanılmaya devam ediliyorsa bu endişe verici” diyen, Üzümcü, “Klor tek başına bir kimyasal silah değil günlük hayatta da kullanılan bir madde. Ama Birinci Dünya Savaşı’nda da ilk kullanılan klor olmuştu daha sonra hardal gazı kullanıldı. Bizim sözleşmemize göre insanlığa veya çevreye, hayvanlara, bitkilere zarar vermek amacıyla kullanılan her kimyasal, silah olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla sözleşme açısından bunların kullanılmaması gerekir. Kullanıldığı tespit edildiği halde sözleşmenin ihlali olarak kabul edilir” değerlendirmesinde bulundu.    

Söz konusu kimyasal silahı kimin kullandığının da önemli olduğuna dikkati çeken Üzümcü, bu aşamada buna dair bir tespit yapılamadığını kaydetti.

Suriye’deki kimyasal silahların muhalifler veya IŞİD benzeri grupların eline geçtiğine dair kendilerinde bilgi bulunmadığını anlatan Üzümcü, "bugünkü dünyada radikal ve terörist grupların kimyasal silahlara erişiminin herkeste endişe yaratacağını" belirtti.

KSYÖ Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, “Suriye herhangi bir yerde silah saklamış olabilir mi, sakladıysa bunun sonuçları ne olur” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “İki şeyi söylemem lazım. Birincisi Suriye’nin kimyasal silah stoklarıyla ilgili yapılan tahminler bin ton, bin tonun biraz üzeri gibiydi. Suriye’nin bu imha çalışmaları başlamadan önce yaptığı bildirim bin 300 ton civarında. Dolayısıyla o tahminlerin biraz daha üzerinde bildirim yaptı. İkinci husus gerek buradaki İcra Konseyi kararı, gerek BM Güvenlik Konseyi kararında bazı üye devletlerin şüpheleri varsa, bunu gündeme getirmeleri ve talepleri üzerine benim bir ekibi görevlendirerek gidip yerlerinde bunların doğru olup olmadığını kontrol etme imkânımız var. Bu mekanizma henüz işletilmiş değil. Tabii bu mekanizma da işletilebilir gerek duyulursa. Herhangi bir ülke bu mekanizmayı harekete geçirebilir.”

Yurt dışına taşınan kimyasal silahların yüzde 97’si imha edildi

Üzümcü, Suriye’nin yurt dışına taşınan deklare edilen bin 300 ton kimyasal silah stoğunun yaklaşık yüzde 97’sinin imha edildiğini söyledi.

Geri kalan yüzde 3’lük bölümün önümüzdeki günlerde imha edileceğini anlatan Üzümcü, buna paralel olarak ekim ayından itibaren Suriye’deki kimyasal silah üretim tesislerinin yıkım çalışmalarına başlanmasının planlandığını bildirdi. 

Suriye’de imha edilmesi gereken 12 kimyasal silah üretim tesisi olduğunu hatırlatan Üzümcü, “Bunlardan 5’i yer altında inşa edilmiş, 7’si de aslında uçak hangarları. Bunlar tabii çok takviyeli binalar ve sözleşmeye göre imha edilmesi gerekiyor. Uçak hangarları yerle bir edilecek. Diğer tüneller ise bir kısmı kısmen, bir kısmı tamamen bloke edilecek. Bu çalışmaların planlanması safhasındayız. İmha çalışmalarına ekim ayı itibariyle başlamayı öngörüyoruz, imha çalışmaları altı, yedi ay alabilir” diye konuştu.

Söz konusu tesislerdeki üretim teçhizatının daha önce kullanılamaz hale getirildiğine dikkati çeken Üzümcü, “İsteseler de Suriyelilerin şu anda kimyasal silah üretimine tekrar başlamaları mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.

“Yani gizli bir yerde kimyasal silah yapılabilir mi yapılamaz mı gibi sorular çıkıyor ortaya. Tabi yapılabilir” diyen Üzümcü, sözlerine şöyle devam etti: “Fakat bunu tamamen saklamak bugünkü dünyada pek mümkün değil. Bu sadece Suriye için değil bütün ülkeler için geçerli. Kimyasal silah üretim programını eğer ciddi, kapsamlı bir programsa bunu gizli tutmak mümkün değil. Bir kere bazı maddelere ihtiyaç var. Bunları da her ülkenin üretmesi mümkün değil, dışarıdan alması lazım. Bunların fark edileceği muhakkak. Keza üretim teçhizatının da bir kısmını dışarıdan sağlamak lazım, onların da tespiti mümkün, dolayısıyla yeraltı tesisinde, işte ücra bir köşede kimyasal silah üretmek mümkün değil.”

Suriye’nin kimyasal silah bildiriminin tam olup olmadığına yönelik süreç devam ediyor

Esed rejiminin kimyasal silah üretiminde kullandığı maddelerin tamamının Suriye dışına çıkartıldığına vurgu yapan Üzümcü, bunlar içinde yer alan ve hazır silah olarak adlandırılabilecek 20 ton hardal gazının ABD’nin sağladığı gemide nötralize edildiğini ifade etti.

Gemideki nötralize işlemleri sonunda ortaya çıkan maddelerin Finlandiya ve Almanya’da yakılacağına işaret eden Üzümcü,  diğer kimyasal silah ham maddelerinin ise ABD, İngiltere ve Finlandiya’da imha edildiğini sözlerine ekledi.

Suriye’nin yaptığı kimyasal silah bildiriminin tam olup olmadığına yönelik sürecin devam ettiğinin altını çizen Üzümcü, KSYÖ’ye ait uzman ekiplerin bu konudaki çalışmalarının sürdüğünü söyledi.

Suriye yönetiminin bu konuda yaptığı bildirimde açıklığa kavuşması gereken bazı noktalar bulunduğuna işaret eden Üzümcü, “Buna ilişkin sorular soruldu bir kısmına cevaplar alındı, bir kısmına henüz cevap alınamadı. Bu süreç devam edecek. Bizim amacımız Suriye’nin kimyasal silah programının tamamına dair tüm unsurları içeren bir bildirim yapılmasını sağlamak. Suriye’de karşılaştığımız en büyük sorun maalesef belge bulmakta zorluk çekiyorlar. Mesela Suriye hardal gazı stoklarının bir kısmını daha önce imha ettiğini söylüyor. Bununla ilgili biz belge istiyoruz. Bazı mühimmatların miktarıyla ilgili sorularımız var” ifadelerini kullandı.

KSYÖ’ye üye olmayan 6 ülke var

KSYÖ’ye geçen sene verilen Nobel Barış Ödülü’nün kendilerini çok mutlu ettiğini de belirten Üzümcü, bu ödülden sonra kurumun uluslararası alanda tanınırlığının arttığını söyledi.

Üzümcü, aralık ayında ikinci kez Genel Direktörlüğe seçildiği KSYÖ’ye şu anda 6 ülkenin üye olmadığını bildirdi.

Bunlardan Myanmar ve Angola’nın üyeliğe çok yakın olduğu bilgisini veren Genel Direktör Üzümcü, şöyle konuştu: “Bir de Güney Sudan var. Onlarınki tamamen bir bildirim eksikliği. Bu üç ülke herhalde üyeliğe çok yakınlar. Ayrıca İsrail ve Mısır’ın durumu var. Suriye’nin üye olmasından sonra biz bölgedeki durumun değiştiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bu iki ülkenin de sözleşmeye üyelikleri konusunu gözden geçirmelerini bekliyoruz. Ümit ediyoruz ki başka hususlarla ilişkilendirilmeden Mısır ve İsrail hükümetleri bu yönde karar alırlar ve bir an önce de üye olurlar… Bir de Kuzey Kore var. Kuzey Kore’nin durumu biraz daha karmaşık. Kuzey Kore bugüne kadar bizim yaptığımız hiç bir girişime cevap vermedi. Oysa diğer beş ülkeyle az veya çok ilişkimiz var.”

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu