HAKSÖZ-HABER I Fırat Taşdemir
SNHR tarafından belirlenen istatistiklere göre BM’nin 2118 sayılı kanununa rağmen Ekim 2013’ten bu yana Esed rejimi defalarca kimyasal silah saldırısında bulundu. İnsan hakları kuruluşları bu saldırılarda çok sayıda sivilin yaşamını yitirdiğini belirtiyor.
Daha önce Hama, İdlib, Halep ve Şam’ın bazı kırsallarında çok sayıda kimyasal silah saldırısı gerçekleştiren rejim güçleri, direnişçilerin ve insan hakları kuruluşlarının iddialarını reddediyor. Ancak insan hakları kuruluşları rejimin kimyasal silah kullandığını kanıtlayacak güçlü delillerin olduğunu söylüyorlar.
Suriye Genel Devrim Konseyi daha önce yayınladığı bildiride bölgede yapılan bazı incelemeler sonucunda kimyasal silah kullanıldığını belirtmişti. Yayınlanan raporda hastanelere götürülen sivillerin fiziksel herhangi bir yaralanmaları söz konusu olmamasına rağmen rahatsızlandıkları ve doktorların tetkikleri sonucu vücutlarında bazı kimyasal maddelere rastlandığı belirtilmişti.
Orient News'in haberine göre merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) , Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddiaları araştıran raporu hazırlayıp ilgili makamlara ulaştırmıştı. Ancak bütün dünya önünde bu vahşet yaşanmasına rağmen herhangi bir adım atılmış değil. Kimyasal silahların kullanılması durumunda bu duruma kayıtsız kalınmayacağını dile getiren ABD ve kimyasal silah kullanımıyla ilgili 2118 numaralı yasayı hazırlayan BM’nin bu durum karşısında üç maymunu oynaması, uluslararası kuruluşların ve otoritelerin ikiyüzlü politikalarının, söz konusu Müslümanlar olunca nasıl gün yüzüne çıktığının en büyük belirtisidir. Öte yandan kimyasal silahın varlığı tartışılır olacaksa bile konvansiyonel silahlarla yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği aşikar biçimde önümüzde durmakta.