Hülya Şekerci’nin Şarku’l Evsat için Türkçeye tercüme ettiği “Moskova ile Şam Arasındaki Görüş Ayrılıkları Artıyor” başlıklı analiz şöyle:
Hükümet yanlısı Rus medyasında, son zamanlarda Rusya ile Esed rejimi arasında ihtilaf oluşturan konularla ilgili bir dizi makale yayınladı. Bu yayınlar, sınırlı durumlar dışında ihtilafların ortaya çıkmasından kaçınan resmi ifadelere bakıldığında az rastlanacak türden. Bakan Sergev Lavrov’un Doğu Guta’ya yardım konusunda esneklik gösterilmesine çağrıda bulunması gibi. Yine Rusya, Esed muhaliflerle anlaşmaya uzak durunca görüşmeleri bizzat kendisinin yürüttüğü ve bölgeden çekilmeleri için Esed rejimine danışmadan muhaliflere güvence verdiklerinin ortaya çıkması örneğinde olduğu gibi.
İki gün önce “Vazgliad” gazetesinde yazılan bir makalede, Suriye İstihbaratı ile kurtarılmış bölgeleri doğrudan hakimiyeti altına alan Rus askeri polis teşkilatı arasında artan gerilim hakkında uyarılarda bulunuldu. Gazete silahlı güçlerden alınan bazı yerleşim bölgelerinin Esed güçlerine geri verilmediğini söyledi. Suriye istihbaratının kızgınlıklarından biri, Rus kuvvetlerinin ele geçirilmiş bu bölgelerde temizlik operasyonlarını engellemesi.
Gazete, Rusya ile silah bırakmayı kabul etmiş olan örgütler arasındaki anlaşma sürecinde ele geçirilen toprakların Suriye yönetimine geçmediğini söylüyor. Çünkü anlaşma kapsamındaki bölgeler Rus askerinin barikatlarıyla dış dünyayla alakaları kesilmiş durumda ve onların idarelerinde kaldıklarında insani yardımları zorlanmadan alıyorlar.
İlk yıllarda Suriye istihbaratı ve şebbihaların ele geçirdikleri bölgelerde çok şiddetli bir temizlik harekatına geçme eğilimlerinden duyulan korku haklı çıktı ve Doğu Halep’in kurtarılması sırasında Rusya bu uygulamalara engel oldu. Halep’in ele geçirilmesinin ardından Rusya’nın askeri polisini bölgede konuşlandırmaya ısrar ettiği ve bölgede intikam eylemleri düzenlememeleri için İranlı aktörlerin buraya girmesine engel olduğuna işaret edildi. Daha sonra Rusya Devlet Başkanı Vilademir Putin, buraya gönderilecek Rus askeri polislerinin kasıtlı olarak Sünni Müslümanlardan seçildiğini bunun da bölge halkını daha iyi anlamak ve onları kışkırtacak herhangi bir uygulamaya engel olmak için yapıldığını övünerek açıkladı.
Ancak söz konusu makalede aynı zamanda “liberal militanlar” diye nitelendirilenler için gösterilen aşırı müsamaha da eleştirilmiş ve bunun Esed’in ayağının kaydırılması olarak nitelendirilmişti. Burada örnek olarak Halep’in doğusundaki halka kimlik yerine verilen mühürlü belgeler gösterildi. Böylelikle daha önce elinde silah taşıyan insanlara verilen bu belgelerle sivil hayata katılma ve dağıtılacak yardımlardan istifade etme fırsatı verilmiş oldu.
Makalede bu politikanın iki ucu keskin bir kılıca dönüştüğü de ifade edildi. Halkın bir an önce doyurulması ve iskana kavuşmasının gerekliliği kontrollerde bir güvenlik zafiyetine sebep oldu. Bu zafiyetten yararlanan bazı teröristler bu bölgelerden uyuyan hücrelere sızarak arka cephelerde eylem yapabilme imkanına kavuştular. Bu durum Suriye istihbaratının yakınmalarını arttırdı. Ayrıca istihbaratın, siyasi sistem üzerindeki ağırlığını kaybetmesi, diğer örgütlenmeler arasında her birinin o bölgelerde egemenliğini korumak için çalıştığı bir rekabete sebep oldu.
Bazı Rus diplomatlardan yansıyan yorumlara göre Rusya son zamanlarda Suriye rejiminin icraatlarından rahatsız. Soçi Konferansı’nda alınan kararlara göre anayasa komisyonun oluşturulmasını engellemesi gibi. Diplomatlar Rusya’nın Esed rejimine sert notalar verdiğini söylüyorlar. Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin operasyon yaptığı bölgelere rejim güçlerinin karışmaması gibi. Bu bilgiyi Şark’ul Avsat’ın görüştüğü Kürt kaynaklar da doğruluyor.
İhtilaflar askeri düzeyde daha geniş sahada ve daha erken dönemde ortaya çıkmış ve Moskova açıklamalarında sık sık rejimi kurtaranın ve onun düşmesini engelleyenin kendileri olduğunu hatırlatmıştı.
İki ay önce “ Rouro” gazetesinde eski bir Rus general çok yayılan bir makale yazdı. Bu makalede Suriye’de bulunan yabancı güçleri özellikle İran destekli Hizbullah ve diğer örgütleri eleştirdi. General 2015 yılında Esed’i sudan çıkmış balığa benzetmiş, Esed’in ülkesinde neredeyse hakimiyetini kaybetmekte olduğu ve yarınlarda rejimin düşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak makalesinde şu ifadelere yer vermişti: “ Esed ancak Rusya onu diplerden çekip kurtardıktan sonra omuzlarını kaldırıp normal bir şekilde yürümeye başladı.”
General yazısında Suriye ordusunun ne terör ne de muhaliflerle savaşmaya hazır olduğunu belirtti. Orada bulunan İran yanlısı güçlerin karar sahibiymiş gibi diledikleri gibi davrandıklarını söyleyen General, “Rusya, Suriye’ye müdahale etmeye başladığında durum çok perişan haldeydi. Hizbullah gibi İran yandaşları kendilerine verilen görevlerini ne başında ne sonunda yerine getirdiler. Bazı durumlarda hemen çekiliyorlar ve müttefiklerini çok zor durumda bırakıyorlardı. Yöneticileri bireysel davranıyor ve hiç kimsenin emrini yerine getirmiyorlardı. Birçok kez ilerlemeleri gereken yerlerde geri çekildiler ya da aksini yaptılar.”
Rusya sorunları çerçevesinde uzmanlaşmış bir haber ajansının geçen yılın ortalarında yayınladığı uzun makalede yazar, rejimi suçladı ve Suriye ordusundaki Rus ordu çevrelerinin şaşırdığı kadar yaygın yolsuzluğun ayrıntılarını açıkladı.
“Başkalarının Gücüyle Zafer” başlığı taşıyan makalesinde Hmeymim ile diğer bölgeler arasında Rus askerleriyle giden bir askerin yorumlarını yazdı: “Suriye’ye gittiğimizde ilk değerlendirmem orduya gereken yardımları ve hava desteğini verdiğimizde hızlı bir şekilde toparlanacakları idi. Ancak sürekli katlanan askeri desteğimize rağmen Suriye ordusu çöküşe geçti ve ilerleme gücünü kaybetti.”
Makalede askerin “Suriye komutanlarının ilk aylarda parmaklarını bile kıpırdatmadıklarını ve bir gün, Suriye komutanlarından birinden “İranlılar ve Rusya teröristleri yenecekler” diye övündüğünü duyduğunu” açıkladı.
Makalede, 2016’nın Aralık ayında Tedmur’un neredeyse hiçbir çatışma yaşanmadan düşüşünün bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekildi. Zira Rus kuvvetlerinin DEAŞ’ın elinden aldıkları ve bu başarıyla övündükleri bir zamanda Suriye askerleri ve İranlı yandaşlarının ihmali yüzünden bölge yeniden elden çıktı. Burada açıkça bir tarafın çekilmeyle ilgili kararda büyük bir yolsuzluk görünüyor. Bu sorun başka dosyaların da açılmasına sebep oldu. Ruslar verdikleri silah ve askeri mühimmatın büyük kısmının ve yardımların muhaliflere satıldığını gördüler.
Ayrıca makalede, 2017’nin başından itibaren silahların düşmanlara satılmaması için Ruslar’ın askeri tersaneleri tam olarak kendi denetimlerine aldıkları ve başka tarafa güvenmenin ölümcül hatalara sebep verdiği için Moskova’nın artık siyasetini tamamen kendisinin planladığını belirtildi.